9. Bahar Kokan Yastık

Zacznij od początku
                                    

"Ama sonra mükemmeli istemenin cezbediciliğiyle ehlileştim."

Yürürken kendi etrafında döndü kız. Bornozunun etekleri savruldu. "O zaman moda giriyorum ben," dedi. Salondaydılar artık ve bir dizi kıyafet ütülenip bu akşam giyilmek üzere ayaklı askılığa yan yana dizilmişti. Beyazdı koltuklar, odadaki her nesne beyaz ya da ona yakındı. Bir de çok eşya vardı, çok!

Adam evvela ışığa baktı, canı sıkıldı. Güneş az sonra batacaktı, ışıksız olmazdı ve... "Işık canını sıkmasın, bende şöyle şeyler de var."

Kız konsolun kenarında duran spot ışıkları ve ring ışığı gösterdi. Ozan biraz ukala bir tavırla "Ne tesadüf onlardan bende de var," dedi. Koltuğun sırtına yaslanıp tam adamın karşısında duran kız "Tamam," dedi ellerini havaya kaldırarak.

"Tamam, önce telefondaki küçük gerginlikleri silip sıfırdan başlayalım o zaman," Elini uzattı adama. "Ben Burcu. Boğaziçi'nde kimya okudum ve üç aylık bir laboratuvar ortamından sonra bu işi asla yapamayacağımı anlayıp her şeyimi vlog hesabıma adadım. Sonra vlog yetmedi ve büyüdüm, büyüdüm, büyüdüm..."

Henüz tokalaşmamışlardı ama uzattığı eli çekip büyük bir balonu hayal eder gibi ellerini kullandı kız. "Sonunda bütün hayatım sosyal medya oldu. İşim bu. İşimi çok seviyorum ve iş konusunda da çok detaycıyım."

Ozan gülerek yaklaştı kıza. Havadaki ellerden birini yakalayıp onunla tokalaştı. "Ozan ben de," dedi.

"İş konusunda hangimiz daha titiziz onu göreceğiz. Çünkü ben keyfim için stüdyo istemedim. Daha lekesiz fotoğraflar için çabalıyorum."

Adamın elini bırakmadan başını salladı Burcu. Biliyorum der gibiydi.

"Stüdyoda olmak daha iyi olurdu biliyorum. Ama benim takipçilerimin ev ortamımı görmesi gerekiyor. Yani en çok etkileşimi evdeki doğal halimle alıyorum. Dolayısıyla stüdyo imkanları olmasa da olur. Ben iyi bir modelim. Senin de iyi bir fotoğrafçı olduğunu her yerden teyit ettim, her yerden!"

Kızı dinlerken onun elini bırakıp çantasına yönelen Ozan son cümleyle bir kaşını kaldırdı ve öyle baktı kıza.

"Her yer?"

"Her yer işte. Meslek sırlarımı ifşa etmeyeceğim," Ozan güldü ve Burcu yaslandığı koltuktan uzaklaştı. "Ama birisi dedi ki, senden en yüksek performans almak istiyorsam sana kaliteli şarap içirmeliymişim."

Bunu duyunca istemsizce sırıtmaya başladı Ozan.

Burcu ise holün diğer köşesinde duran dekoratif servis aracına sıralanmış şişelerden birini sağ eline aldı. Sola ise iki kadeh tutuşturdu. "Ben de düşündüm ve dedim ki... Çok sevgili fotoğrafçımı telefonda bu kadar sinirlendirdiysem bir şekilde gönlünü almalıyım ki işini severek yapsın. Ve Ozan madem damak tadı olan bir şarapsever; o halde Château de La Dauphine seviyor olmalı."

Kızın elindeki şişeye bakarken adamın gözleri parladı. Kesimlikle zevkliydi kız. Kesinlikle ağzının tadını biliyordu. Uzanıp kızın elindeki şişeye baktı. Markanın logosu bile bir sürü güzel anıyı canlandırdı gözünde. Sonra en keyifli sesiyle konuştu. "İçim rahatladı," dedi kıza bakarak. "Zevk sahibi insanlarla çalışmak gerçekten keyifli oluyor."

"Aynı zamanda çekim sırasında istersen acayip uslu bir kız çocuğu olabilirim. Telefondaki gibi üzmeyeceğim seni."

Kız elindeki boş kadehleri birbirine çarptı. Çıkan "çin çin" sesi neşesini gösteriyordu ama Ozan inanmaz gözlerle cevap verdi kıza. "Sen?" dedi gülerek. "Elimdeki bütün lensleri bir bir soran sen, fotoğraf çekimine karışmayacaksın... Öyle mi? İnanayım mı?"

Uyumadan Önce Tuttuğum DilekOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz