- Ne oldu anneme

+Annen fenalaştı hastanedeyiz şuan.

- Hangi hastane?

Elif Teyze' den hastaneyi öğrenip hızla hastaneye gittim. Kapıdan içeri girip Elif Teyzeyi nasıl bulduğumu bile hatırlamıyorum.

- Nesi var Elif Teyze, ne oldu?

+ Bilmiyorum oğlum rafların tozunu alıyordu birden yere yığıldı apar topar hastaneye aldık geldik işte.

- Nesi varmış doktor bir şey demedi mi?

Sorarken hem ağlıyordum hem de titriyordum.

+ Hayır oğlum hiçbir şey demedi hala annene bakıyorlar.

Olduğum yere çöküp başımı iki elimin arasına alırken "ona bir şey olursa yaşayamam." diye mırıldanıyordum.

Çok güçlüyüm, korkusuzum diye geçinen insanların bile zayıf noktaları vardı. Benimkisi ise annemdi. Hayatımda olan tek insan, her şeyim...

O sırada kapı açıldı ve içerden doktor çıktı aceleyle yanına gittim.

- Nedir durum Doktor Bey annemin nesi var?

+ Gel delikanlı seninle biraz konuşalım.

Doktor eliyle odasını göstererek oraya doğru yürüdü. Ben de arkasından gittim.

Odadaki mavi renkli deri koltuğa Oturunca doktor konuşmaya başladı.

+ Bak delikanlı, annen son zamanlarda çok yorulmuş ve bedeni bir noktadan sonra kendini bırakmış. Önemli bir şeyi yok ama dinlenmeden geçecek bir durum değil. Eğer dinlenmezse bayılmalar devam eder. Ve annenin herhangi bir işte çalışıp kendini yormaması gerekiyor.

Doktoru onaylar bir biçimde kafamı salladım. Haklıydı annem çok yoruluyordu işte çalış eve gel temizlik yap yemek yap alışverişe çık... Ben elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyordum ama yeterli olmuyordu demek ki. Bundan sonra benim kendimi yorma zamanım gelmişti artık.

- Tamam Doktor Bey teşekkür ederim. Şimdi annemi görebilir miyim?

+ Annen uyanmıştır. Görebilirsin.

İyi günler dileyip odadan çıktım.

Annemin odasının önüne gelince gördüğüm manzarayla durdum gözümden yaşlar sicim gibi boşaltmaya başladı. Yüzü bembeyazdı orman gözleri adeta kuraklaşmıştı... Annem gerçekten yorulmuştu ve ben ne kadar çabalasam da buna engel olamamıştım.

+Vefa

Cılız sesiyle annem bana seslendi sesi bile yorgundu. Yanına koşar adımlarla gittim ve sımsıkı sarıldım.

- Özür dilerim anne senin bu kadar yorulmana izin vermemeliydim. Özür dilerim.

+ Şşşş ağlama sakın tansiyonum düşmüş bir şey yok her insanın başına gelebilir bunlar. Yorulduğumdan değil yani.

- Anne lütfenn bu sefer beni kandırmanı istemiyorum. Basbayağı yoruluyorsun ve ben bir iş bulup çalışacağım bundan sonra sana çalışmak falan yok.

+ Olmaz Vefa sen derslerine odaklan. Hem sınava ne kadar kaldı ki şurada

- Hazırım ben sınava anne istediğim bölüme gireceğim ben bundan kuşkun olmasın hem bu sene olmazsa seneye olur ama ben sana bir şer olursa başka anne bulamam.

Sesim gayet ciddiydi hatta anneme karşı ilk kez bu kadar ciddiydim. Biraz daha dikleştim.

- İtiraz istemiyorum ben çalışacağım. Hem keman, bağlama, gitar çalabiliyorum. Sesim de güzel. Sokakta çalar söylerim ya da kafelerde, kafelerde garsonluk yaparım ama senin yorulmana izin vermem.

Annem kafasını sallarken sevgi dolu bakışlarıyla kucakladı beni. Gözlerinde hem gurur hem de şefkati görmek mümkündü.

Alnından öpüp kalktım

- Şimdi gidip son durumu doktordan öğreneyim.

- Bu arada Elif Teyze nerede?

+Gönderdim ben onu sen gelmeden dükkan boş kalmasın dedim.

- Tamam annem.

Kapıdan çıkıp doktoru buldum. Doktor serum bitince çıkabileceğimizi söyledi. Doktorun yanından ayrılıp tekrar annemin yanına döndüm serumda bitmek üzereydi zaten. Bitince hemşire serumu çıkardı annemin hazırlanmasına yardım ettim ve beraber taksiye binip eve gittik.

BÖLÜM SONU

Nasıldı bölüm ne kurgu nasıl gidiyor? fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim. :)

İlerleyen bölümlerde efsane şeyler olacak şimdiden söylüyorum sıkı durun özellikle ilk kitabımı okuyanlar çok sevinecek eminin. Neyse bu kadar spoiler yeter. 🙃

Kendinize iyi bakın.

Yazıyla kalın...🖋️📜

Mücadelem Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon