Katherine,büyük malikanede Morgana'yı arıyordu. Gerçi uyuduğunu düşünüyordu ama kabusları yüzünden belki uyanıktır diye düşündü. Onun odasına vardığında kapıyı oldukça sessizce açtı ve içeri baktı. Klaus'un omuzuna uzanmış uyuyordu. Hiç bölmemeyi seçerek,geri gitti.
"Ne yapıyorsun?" Elijah'nın sesiyle,yüzüne küçük bir gülücük kondurdu. "Canım sıkıldı. Eğlendir beni." Dedi bir çocuk edasıyla. "Katerina,git ve uyu." Katherine,içinde ki Katerina'yı uzun süre önce öldürmüş olsada Elijah'ın itinayla onun yaşadığına inanmasını garip buluyordu. "Diğer evde kaldığımız sırada günlüklerini okudum." Elijah,bariz bir düş kırıklığıyla baktı. "İzin verdiğimi hatırlamıyorum Katerina." Bulgar vampir omuz silkti. "Çünkü izin almadım. Sadece hayatının bensiz zamanlarında neler yaptığını öğrenmek istedim. Benimkini zaten biliyorsun kardeşinden kaçmakla geçti." Elijah,gözlerini ona kenetledi. "Salvatore kardeşlerde bu kaçtığın zamanlara dahil mi?"
Kıskançlık mıydı o sezdiği? Katherine, ondan daha fazla uzak kalmak istemediği için konuşmayı devam ettirdi. "Cevabı biliyorsun. Peki Celéste'yle birlikteyken hâlâ bitmeyen aşkın olarak anılıyor muydum? Bilirsin senin meşhur beş asırlık aşkın. Uzun soluklu ilişkilere engel değilmiş." Dedi iğneleyerek. Elijah,Celéste'den bahsedince üzülse de Katherine'in kıskançlığıyla gülümsemesini bastırdı. "Seni bulsaydım, Klaus'un bulması zor olmazdı değil mi?" Katherine,cezbedici bir şekilde ona yaklaştı ve ceketinin yakalarıyla oynamaya başladı. "Şimdi buradayım." Elijah,onu çenesinden tutup kendine yaklaştırdı ve fısıldadı. "Evet öylesin." Ve dudaklarına eğildi.
***
"Bu laneti kaldırman neden bu kadar uzun sürdü?" Dedi Katherine. Bataklıktaki kulübelerden birindeydiler. "Normalde sürmezdi. Ama başıma Davina çıktı ve hâlâ büyünün kökenini bulamadım." Morgana,Davina'dan rahatsız değildi ama lanet onun canını sıkıyordu. Üzerinde Katherine'in dolabından bir şeyler vardı ve rahat sayılmazdı.
"Bu arada buralarda bir cadı vardı. O gece seni arıyordu. Rahibe falan bir şeyler geveledi." Morgana,birini bekleyip beklemediğini düşündü sonra omuz silkti. "Bilmiyorum." Yürümeye başladığında hafifçe tökezledi ve midesini tuttu. Katherine ona döndü. "Hey Ana?" Morgana,bir anda ağaçlardan destek aldı ve midesindeki her şeyi boşalttı. "İğrenç." Katherine,yüzünü buruşturarak ona yaklaştı. "İyi misin?" Morgana başını salladı.
"Hadi Sophie'ye gidelim."
***
Sophie'nin restoranında biraz takılmışlardı. Morgana midesi hâlâ kötü olduğu için sadece limonata içmişti. Sophie arada ona odaklanarak bakıyordu. Morgana umursamadı. Hasta olduğu için endişeleniyordu belki de. Katherine,önündeki tatlıdan bir parça daha yedi ve Morgana'ya döndü. "Davina konusunda ne yapacaksın?" Morgana,etraftakilere kısa bir bakış attı. "Hasat gerçekten işe yarayan bir şey ama bu cadılara güvenmiyorum." Katherine omuz silkti. "Küçük cadı niye umrunda ki?" Morgana omuz silkti. "Genç yaşta en güvendiği kişiler tarafından ihanete uğradı. Hasat'ın gerçeğinden başta bahsetselerdi belki onlara siper almazdı. Hem Marcel'e karşı iyi bir koz."
"Hey Morgana merhaba!" Tur rehberi Sabine'in onlara doğru gelmesiyle Katherine kaşlarını çattı. "Merhaba." Dedi Morgana sakince. "Ben Sabine." Elini Katherine'e uzattığında Katherine gönülaüzce tuttu ve anında geriledi. "Sorun ne?" Dedi Morgana. Katherine omuz silkti. "Hiç ben... Elijah'la buluşacaktım. Eve geçelim mi?" Morgana olur dercesine başını salladı ve ikisi bir taksi çevirdi.
"Sabine orada ne oldu?" Dedi Sophie. "Sanırım kız istemeden büyü yaptı. Kim ki? Mecliste hiç görmedim." Sophie,Sabine inanamazca baktı. "Sabine o vampir. Görsel ikiz Katherine Pierce. Yanlış anlamış olmalısın." Sabine,kollarını kavuşturdu ve gergince silkindi. "Belki. Sen neden solgunsun?" Sophie dudaklarını birbirine bastırdı. "O hamile."
