Yağmur Sonrası-2

309 5 0
                                    

Bölüm Şarkısı

∆ U2-With or without you

İyi ve ya kötü hayatınıza yön veren olaylar vardır. Bu olaylarla birlikte hayatına giren, çıkan ve hatta geri dönen insanlar vardır. Benim olayımda geri dönen insanlar var. On yılın ardından anlamadığım bir şekilde dönen insanlar. Siz artık buna kader mi dersiniz mucize mi kendi tercihiniz. Ama ben kesinlikle ikisinin ortaklaşa çalıştığından yanayım. Yanımda oturan Çağan ve karşımda oturan Mevsim ile abim bunun mucize, on yıl sonra beni bulan kişinin kalbimin en özel yerindeki adam olması da kader olduğunu gösterir. Sahi bu Bay Yeşil beni nasıl bulmuştu ve daha önemli soru birbirimizi nasıl görebiliyor, birbirimizle nasıl konuşabiliyorduk. Bu sorular aklıma gelince tekrar hiddetlendim ve bağırdım.

"Çağan Ateş ve Yiğit Güvenoğlu açıklama bekliyorum."

Bu ani çıkışıma hepsi (Mevsim'de dahil) şaşkınlıkla bakınca tekrar sinirlendim.

"Ne öyle aval aval bakıyorsunuz. Burada şaşırması gereken benim. İlk ve en önemli sorum Çağan sen şu an gerçek misin?"

Çağan öyle bir kahkaha attı ki o anı dondurup hep orada kalmak istedim. Ardından beni kucağına çekti ve saçımı öptü.

"Tabi ki gerçeğim bebeğim. Yoksa gerçek olmamamı mı dilerdin?"

Kucağından ani bir hareketle kalktım ve odanın diğer ucuna geçtim. Gözüme gelen yaşları tutma gereği duymadan titrek sesimle konuştum.

"On yıl Çağan koskoca on yıl. Pencerenin önünde geçen,sonsuz olduğunu düşündüğüm on yıl. Sadece gözyaşlarımın olduğu on yıl. Ve bu on yılın sonunda gelen sen. Yağmur olmadan gelen sen. Tamam özlemimi bir mebze hafifletmiş olabilirsin ama sana hemen 'aa hoşgeldin' diyerek kucak açmamı bekleme. Gelişin onlarca soruyla dolu ve ben daha birinin bile cevabını bilmiyorum. Evet sana güveniyorum hem de herşeyden,herkesten çok ama olanlar neyse benim de bilmeye hakkım olduğunu düşünüyorum."

Sözlerim bittiğinde artık dayanamadım ve gözyaşlarıma hıçkırıklarım eşlik etti. Belki şu an Çağan burada olduğu için deli gibi sevinmeliyim ama olmuyor bu kadar bilinmezlik beni boğuyor. Benim hikayemde başroller Çağan ve Eslem değil hep o kahrolası "yağmur" olmuştu. Şimdi başrol ortadan gizemli bir şekilde kaybolmuşken hiçbir şey yokmuş gibi başrole geçemezdik.

"Yiğit abi bize Eslem'le biraz izin verir misin?"

Çağan'ı duymamla birlikte bakışlarım abime döndü. Abim endişeli gözlerle bana bakarken bir yandan da yaklaşıyordu. En sonunda yanıma ulaştığında elini saçlarımda gezdirerek:

"Güzelim özür dilerim ama saklamak zorundaydım. İnan bana seni riske atmayacağını bilsem her şeyi anlatırdım. Şimdi ben Mevsim'le çıkacağım sen de Çağan'ı sonuna kadar dinle. O da zaten gerekli olanları anlatır."

Kırgın bir sesle abime döndüm ve "tamam" diyebildim sadece.

Abim ile Mevsim odadan çıktığında Çağan'a döndüm. Yeşilin en harika tonuyla bakıyordu bana. O böyle bakarken ne kadar kızgın olabilirdim ki ayrıca bu bakışlara on sene sonra kavuşabilmiştim. Bu hasretin bana verdiği deli cesaretiyle ayakta olan Çağan'ın yanına gittim ve karşısına dikildim. Bunu yapmamı galiba beklemiyordu çünkü şu an garip bir şekilde bana bakıyordu. Ben de onu izlemeye başladım. Hiçbir şekilde konuşmuyorduk;benim gözlerim onun her bir bölümünü aklıma kazımak istercesine vücudunda geziyordu. Son olarak kafamı kaldırıp suratına baktığımda onun da beni aynı şekilde izlediğini gördüm. İkimizin gözleri buluştuğinda garip bir hos geçti içimden;siz buna özlem mi dersiniz arzu mu dersiniz bilemem. Benim düşüncelerimi Çağan'ın sesi böldü.

"Bebeğim..."

Konuşurken ellleri saçlarımda geziyordu ve bu beni inanılmaz şekilde rahatlatıyordu. Bu sefer anı bölen benim sesim olmuştu.

"Çağan ne olur anlat dayanamıyorum. Bilinmezlik beni boğuyor. Ben senelerce seni özledim. Her gün öldüm ve burada olsan beni nasıl rahatlatırsın diye düşündüm."

Gözyaşlarım daha fazla konuşmama izin vermedi. Yaşları gören Çağan bana bir adım daha yaklaştı ve artık neredeyse burunlarız değecekti ve bu beni hiç olmadığım kadar heyecanlandırıyordu. Ellerini suratıma getirdi ve akan yaşları nazik bir şekilde sildi.

"Seni kimsenin özleyemeyeceği kadar özledim. Sırf senin için kokunu içime çekebilmek için birçok işe bulaştım. Ve seneler sonra bunu tekrar yapınca senin etkilenip etkilenmeyeceğini merak ediyorum."

"Neden bahsediyors..."

Cümlemi tamamlayamamamın tek bir sebebi vardı o da Çağan'ın dudaklarıydı. Bu öpüş on sene öncekinden çok daha farklıydı. Fazla arzuluydu ve buna tuhaf bir zevk veriyordu. Önce anın şaşkınlığıyla karşılık veremesem de onun sert hamleleriyle ben de  karşılık vermwyw başladım. Olması gereken buydu. Biz birbirimizi tamamlıyorduk. Buna ne yöneticiler ne de yağmur engel olabilirdi. Gerçek gün gibi ortadayken.

Çağan dudaklarımdan çekildiğinde mızmızlandım. Bunun üstüne Çağan en güzel tebessümlerinden birini göstererek konuştu.

"Bundan bahsediyorum güzelim. Eskisinden çok daha etkilendiğin kesin. Ve benim de eskisinden çok daha etkilendiğim kesin. Sen bu on sene içinde bayağı lezzetlenmişsin bebeğim."

Çağan'ın bu sözlerine hafifçe kıkırdadım fakat ciddi havama dönmem saniye almadı.

"Beni bunlarla kandıramazsın. Öt bakalım Çağan Ateş. Seni dinliyorum."

"İkizler burcu olduğun yüz metre öteden belli bebeğim. Kıkırdarken ciddileşmen saniye almadı fakat ben hala kıkırdamanı istiyorum. Ayrıca soyadımı çok seviyorsun galiba merak etme şu başımızdakilerden bir kurtulalım aynı soyaddan sende de olacak."

Bu konuşmasının üstüne şaşkınlık ve hayranlıkla gözlerimi açtım. Az önce bana resmen evlenmeyi düşündüğünü söylemişti. Bu harika bir cümleydi ve beni bulutların üstünde uçurmaya yetti. 'Eslem Ateş' yakıştı sanki ha. Boğazımın kuruluğuyla konuştum.

"Bu soyadın bende de olabilmesi için gereken şeyi bilerek kurdun bu cümleyi değil mi?"

Kahretsin sesim fazla gergin çıkmıştı.

"Evet kurduğum cümlenin ne anlama geldiğini biliyorum canım."

"Yani evlenmeyi düşünüyorsun?"

Cümlemin üzerine bana sıkıca sarıldı ve saçlarımı öptü. Saçlarımın arasından dünyanın en güzel melodisini duydum.

"Senin olduğun her şeyi düşünürüm ben. Ayrıca o gün yani düğün günümüz benim yeni doğum günüm olacak. Çünkü ben bu boktan dünyanın içinde yeterince kaldım ve sana gelip yeniden doğmak istiyorum."

Titrek sesimle konuştum.

"Çağan ben de bunu çok istiyorum ama ben hala çok meraklıyım ve bazı şeyleri öğrenmeden seninle evlenmeyeceğim."

Dedim ve gülümsedim. Bunun üzerine Çağan beni elimden tuttu ve yatağın olduğu yere götürdü.

"Sana her şeyi anlatacağım ama bugün seni ararken yeterince efor harcadım ve çok yoruldum uykuya ihtiyacım var. Sana söz veriyorum sabah kalkar kalkmaz her şeyi anlatacağım."

Bıkkınlıkla cevapladım. Çünkü haklıydı bugün fazla aksiyonluydu ve ben de yorulmuştum.

"Pekala ama sabah tepene dikilirim."

Bunun üstüne Çağan gülümseyerek yatağa girdi ve beni de yanına çekti. Kafamı onun göğsüne koydum ve son bir kez ona baktım suratındaki gülümsemeyle gözlerini yummuştu. O bana arkadan sarılmışken ve  benim başım onun göğsündeyken anı durdurmak istemiştim çünkü ömrüm boyunca ayrılmak istemediğim tek limandı o...

YAĞMUR SONRASIWhere stories live. Discover now