7. Bölüm

982 117 59
                                    

Azerbaycan halkı son yılların en büyük elmas rezervi ihalesini hangi işadamı alacak diye ekran başında toplanmış merakla ihaleyi izliyordu. Ülke için bu son derece heyecan verici bir olaydı, yeni keşfedilen bu rezerv bir anda insanları hareketlendirmişti. Haydar Asimov, ihalenin en güçlü adayı idi. Ta ki uzun siyah paltolu Avrupalı adam ortaya çıkıncaya dek.

Claude ve ekibi Bakü'ye indiklerinde şehirde enteresan bir hareketlilik olduğunu hemen fark etmişti. Claude, nedenini öğrenmek için şehrin her yerinde bulunan medya panellerinden birine baktı, oradan o gün  ülke için önemli bir zenginlik kaynağının özelleştirileceğini öğrendi. Lysa ile konuşup ihaleye hazırlanmaya karar vermişlerdi. Saat 16.00 da düzenlenen ihaleye Claude’un şirketi hariç üç şirket daha katılacaktı. Claude koyu gri, keten bir takım elbise giymiş ve Timex saatini takmıştı, Lysa ise yeşil mini bir elbise ve çizmeler tercih etmişti, üzerinde kalın beyaz bir manto vardı.

   Claude Kropper, ihaleyi hiç zorlanmadan almıştı. Fakat karşısında gördüğü bu hırslı iş adamını daha yakından tanımak istiyordu. Asimov ihalede çok zorlanmış, çok istekli davranmıştı. Bu yüzden ona bir iş yemeği teklif etti. Aklında bir takım planlar vardı. Kader defteri Asimov hakkında şu satırları söylemişti;

  İyiliğin ve adaletin terazisi hiçbir zaman şaşmaz. Azerbaycan toprakları iyi insanlar, asil yürekler yetiştiren memleketlerden en güzelidir. Karşınızdaki adam da bu iyi insanlardan biri. Analitik düşünebilen çözüm odaklı bir iş insanı. Büyük başarılar göstereceği parlak iş hayatı, Kızıl Anka Timi'ni ileriye götürecek hamlelere vesile olabilir.

Claude sadece Kader Defteri’ne bağlı kalmak istemiyordu, o yüzden Ultranet ağına bağlanıp Asimov ve şirketinin yakaladığı ivmeyi ve başarılı özgeçmişini bir gözden geçirdi. Yapay zeka alanında yaşanan gelişmeleri çok yakından takip eden Asimov, piyasanın en şık mücevherlerini tasarlayan bir şirketin başındaydı, aynı zamanda da uluslararası ölçekte çalışan bir teknoloji şirketinin de CEO’suydu. Ülkesinin kalkınma hedeflerinin farkındaydı ve bu doğrultuda çalışan, zeki ve dürüst bir adamdı. İçten gülen kahverengi gözleri ve karakteristik bir bıyığı olan bu adamın resmini gördüğünde Claude, aradığı kanı bulduğunu anladı. Sonra, geldiği ülkenin nasıl bir durumda olduğunu anlamak için panelde yeni bir sekme açtı, kısaca bilgi aldı. Azerbaycan tarihinde pek çok krizden sağlam çıkmış bir ülkeydi. Batı ülkeleri ile bir tutulamayacak bir Türk devletiydi. Kendine has sosyolojik yapısı ve geleneklerine bağlı bir ülke olmasının yanı sıra bir o kadar da modernleşmiş ve tarihindeki diktaların ölü toprağını üzerinden atmıştı. Şehrin özgün mimarisinin yanı sıra gökyüzünde bir platform üzerinde yükselen  Gökkent projelerinin en gelişmiş örneği Bakü’de bulunuyordu. Bu kent, yeşil ve mavinin uyumunu bünyesinde taşıyordu ve Hazar Denizi’nin kıyısında önemli bir ticaret merkezi olma özelliğini zaman geçtikçe daha da geliştiriyordu.

Bakü’nün sokaklarında elektrikli kiralık arabalarıyla kaldıkları otele dönüyorlardı, akşam yemeği için hazırlanmaları gerekiyordu. Lysa Claude'u kolundan çekiştirdi, kulağına eğildi.

“Claude, seni uyarmam gerekiyor. Yaşadığımız macerayı açığa vurduğumuzda insanlar inanmakta zorluk çekecektir; onlar tamamen materyalist bir dünyada yaşıyor. Bu konuda bir şeyler düşündün mü?”

Claude elbette bunları düşünmüştü. Ama elinde sunabileceği kanıtlar da vardı.

“Merak etme Lysa, hikayemize kesinlikle inanacaklar. İnanmalarını sağlayacağım.”

Lysa şaşırdı. Kocası acaba büyü mü yapacaktı? Uzun süredir büyü kullanmıyorlardı. Bunu yapması tehlikeli olabilirdi. Derken otellerine ulaşmış olduklarını fark etti. Odalarına giderken Batu Han gelip kollarına atladı ve düşüncelerini dağıttı.

Gece Avcısı [ZAS - 1] +15 TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin