1.9

407 24 15
                                    

"Aşkım?" Dedim 'ı'ları uzatarak. "Efendim?" Dedi kafasını kucağımdan kaldırıp. Tekrar yatması için omzuna iki kere vurdum yavaşça. Kucağıma yatıp gözlerini gözlerime dikti. Bu halimize gülüp bir elimi saçlarına bir elimi suratına koyup okşamaya başladım.

"Sana aşığım." Güldü ve suratındaki elimi öptü. "Biliyorum." Kaşlarımı çatıp suratındaki elimle suratına hafifçe vurdum. "Anlamadım?" Elimi alıp kalbine koydu. "Bende sana aşığım." Gülüp nefes verdim.

"Bu arada benim yarın gece maçım var. İzlemeye gelsene." Kafamı salladım. "Gelirim ama biraz daha uyuyalım." Dedim dudağımı büzüp. Kaşlarını çattı ve birden yüzü bana dönecek şekilde üzerime eğildi.

"Aa n'apıyorsun be? Ayıp, dön önüne." Sırıtıp... "Maçta senin için gol atayım mı?" ...diye sordu. Göz devirip güldüm. "Atmazsan eve almam ki seni." Birden ağırlığını benim üzerime vermesiyle çığlık atıp omzuna vurdum hafifçe.

"Burası benim evim küçük hanım. Bir daha düşün istersen." Ona 'hadi ya' der gibi bakıp altından çekilmeye çalıştım fakat üzerimde 82 kilo bir adam vardı. "O zaman ben giderim. Buna da itirazın var mı?"

Ellerini belime sıkıca sarıp gözüme yakın bir yerimi öptü. "Hiçbir yere gidemezsin." Tek kaşımı kaldırdım ve... "Çağlar beni çıldırtma geldiğim gibi giderim ellerin bomboş kalırsın."
...deyip tekrar altından çekilmeye çalıştım. "Tamam tamam şaka yaptım gitme bir yere."

"Love adam kalk hadi." Kahkaha atıp üzerimden kalktı. Elimden çekip beni kaldırdı, ama fazla çekmiş olmalıydı ki birbirimize yapıştık. Tabii Çağlar fırsatçılığını konuşturup kollarını belime doladı. Bende ona uyup aynı şekilde kollarımı beline doladım.

Bir süre öyle kaldıktan sonra Çağlar sessizliği bozdu. "Bu şekilde keyfin yerinde galiba güzelim?" Kafamı kaldırıp ona baktım. "Sus adam sus." Gülüp benden ayrıldı. Elimi tutup beni mutfağa doğru yönlendirdi.

Birden bana doğru döndü. Tabi böyle bir şey beklemediğim için göğüsüne çarptım. "Ah burnum, canıma kastın mı var adam?" Bir adım geri gidip yüzümü avuçlarının içine aldı ve burnuma ufak bir öpücük kondurdu. Ellerini yüzümden çekip ellerini ellerime sardı.

"Duru'm?" Kafamı 'efendim?' anlamında salldım. "Gitmezsin de mi?" Gülüp kollarımı boynuna sardım. "Neden gideyim koca adam?" Belimdeki kollarını daha fazla sıklaştırıp kafasını saçlarıma gömdü ve boğuk çıkan sesiyle konuşmaya başladı. "Ne bileyim kızım? Sen yine de gitme." Kafamı salladım. "Tamam." Yutkundum ve derin bir nefes verdim. "Hadi acıktım ben." Kafasını salladı elimi tutup mutfağa doğru sürükledi.

"Var mı istediğin bir şey?" Biraz durup düşündüm, "Şey, acı" dedim sırıtarak. "Ne?" Dedi gözlerini kısarak. "Acı diyorum. Biber yani," Durup yüzüne baktım.
"Çağlar yok artık. O kadar fesat olamazsın." İğrenir gibi yapıp geri çekildim. Kahkaha atıp beni yanına çekti. Kafamı kaldırıp yüzüne bakmamı sağladı. "Korktun mu?" Dedi fısıldar şekilde. "Yok canım. Ne korkması?"

Dedim tezgaha yürürken. Çağlar gelip arkamdan sarıldı. "Duru'm?" Ellerimi ellerinin üzerine koydum. "Efendim canım?" Çağlar mayışmış bir şekilde kafasını omzuma bastırdı. "Evlenelim mi? İşimizi sağlama alalım yavrum. İlerde ayrılırız falan. Evlenelim sorun olmasın." Ona 'ciddi misin' der gibi bakıp önümdeki biberi doğramaya devam ettim. "Adam hasta mısın? Zor durumda mısın? Şaka mı yapıyorsun? Ekmeği uzatır mısın?"

"Ne?" Nefes verdim ve tekrarladım. "Ekmeği versene adam." Çağlar ekmeği uzattı.

Çağlar elimdeki ekmeği nazikçe çekip beni kendine çevirdi. "Boşver yemeği falan. Odamıza gidelim. Uykumu alamadım sanırım."
Pes edip bana doğru uzattığı elini tuttum.

"Aynen Çağlar kesin uykunu alamamışsındır."

Dört Numara | Çağlar Söyüncü (Texting)Where stories live. Discover now