1.Bölüm "Her Hikaye İki Şekilde Başlar"

531 57 226
                                    

Keyifli okumalar dilerim.

Bölüm şarkısı: Cem Adrian & Hande Mehan- Sen Benim Şarkılarımsın

📎

Her hikaye iki şekilde başlar.

Ya birisi ölür, ya da birisi öldürür. Benim hikayem her iki şekilde de başlamıştı. Babam ölmüştü. Amcam öldürmüştü.

Ben kim miyim? Ben aslında sıradan biri gibi duran ama aldığı her nefeste ruhu can çekişen, kalbi her fırsatta aklına oynayan kimse. Dinlediği şarkının sesinde, yollarını yürüdüğü sokakta, başını koyup uyuduğu yastıkta babasını arayan kimse.

Arada bir adın geçiyor babacığım, bazen bir gazetede, bazen bir parkta insanlar birbirine seslenirken, bazen bir filmde, bazen de ben kendi kendime duyuyorum senin adını. Annemin sana sesinde ki aşkla seslenişini, her akşam ve sabah güzel sesiyle adını telaffuz edişini anımsıyor kulaklarım.

Bazen görüyor gibi oluyorum sanki seni. Ama zihnimde olan görüntüler net değil. Neden peki? Sen demiştin ya hani bir kere "Birini karşı çok his beslersen onu hiç bir şekilde unutamazsın, onu zihninden silemezsin." Ama görüntün silik silik baba. Seni yeterince sevemedim mi ben yoksa?

Hayır baba ben seni çok sevdim, öyle çok sevdim ki senin için yaşıyorum. Birisi için ölmek kolaydır asıl mesele onsuzken onun için yaşamak değil mi? Sensizken senin için yaşıyorum baba.

Çok zor oluyor. Çok canım acıyor, sanki ruhumu birisi içimden çekiyor ama tam çıkarmıyor. Ölmenin eşiğine getiriyor, ama öldürmüyor. Ölsem biter mi acılar? Diner mi bu sancılar? Kapatsam gözlerimi tekrar açmamak üzeri, her şey çok daha kolay olmaz mı? Ben artık özlemek istemiyorum seni. Gelmek istiyorum yanına.

Ama yapamam baba. Gelemem yanına. 'Yaşa.' dedin bana 'Ne olursa olsun, yaşa.' Ve ben senin için yaşıyorum, yaşayacağım. Ne olursa olsun.

📎

24 Ağustos 2020

Ev bugün bomboş, olduğundan çok daha sessiz. Şükürler olsun bugünleri de gördük. Sessizlik çok güzel olsa da içimde bir burukluk oluşuyordu. Sessizliği seviyordum, sessiz ortamları seviyordum ama ürkütücü geliyordu.

Çalan telefon sessizliği yok etmişti. Ekranda gördüğüm isim yüzümde bir gülümsemeye sebebiyet verdi. Açtığımda, her zaman neşeli gelen sesi şu an bitkin geliyordu.

"Teyzeciğim valla bir şeyin yok senin turp gibisin turp. Hayır teyze niye antibiyotik yazalım boş yere içilmesi ne kadar zararlı onun aaa. Teyze keşke aile hekimine gitseydin. Yok teyze niye şikayet edeyim, yok valla yok. Aaaa tabi tabi hipokrat var bizim. Evet bende ettim, aynen teyzem doktorlukta güzel meslek, yok niye sıkayım canımı, evet evet haklısın. Benim yaşımda torunun mu var, bekar? Hayır ben düşünmüyorum evlenmeyi. Evde mi kalırım şu yaştan sonra? Daha 28'im ben teyze. Yuh- yani yok artık teyze ne 35'i. Nişanlıyım ben teyze nişanlı. Aaaa beni çağırıyorlar, valla bak. Mine mi dediniz hocam geliyorum hemen, tabi."

Derince bir nefes aldı ve homurdanmaya başladı. Yüksek ihtimalle kendi kendine konuşuyordu şu an.

"Ay öldüm ya valla, geberdim, tükendim, bittim." Bir kaç kez öksürüp boğazımı temizledikten sonra bende konuşmaya başladım.

"Ne oldu yine?" Derince bir 'Of' çekti.

"Ya acile teyzenin birisi gelmiş, ben de o sıra kantinden dönüyordum sonra pat diye önümde durdu 'Doktor musun sen?' dedi. Ben de evet teyzem hayırdır dedim. 'Göğüs kafesim ağrıyor, nefes almakta sıkıntı çekiyorum' dedi. Gel muayene edelim dedim 'Yok, sen bana antibiyotik yaz.' diye tutturdu ya. Diyorum ki 'Teyze olmaz, boş yere yazamam.' yok ille de antibiyotik. Sonra tabi beğendi benim gibi güzel kızı hoop toruna döndü iş. Bekar torunu varmışta benle yaşıt. Tabi ben olmaz deyince '35 yaşındasın evde kalırsın sen' dedi. Bana ya bana. Of nerem 35 benim, 18'lik çıtır gibiyim." Güldürmüştü. Her Allah'ın günü başına bu tip olaylar geliyordu ve anlatmaktan asla sıkılmıyordu.

KALKANWhere stories live. Discover now