Küçük bir kasabada oturuyorduk. Küçük bir arkadaş ortamımızın, güzel komşuların olduğu rengarenk küçük bir kasabaydı. Kapının önüne çıktığında aldığın temiz hava, tam bir huzur yeriydi ve burdan hiç ayrılmak istemiyordum, ta ki o kapı çalana kadar... Gelen kişi ev sahibiydi. Kirayı geç ödediğimizi ve evi iki gün içinde boşaltmamız gerektiğini söyledi. O andan sonra bu güzel kasabayı bırakıp nereye gideceğimizi düşünmeye başlamıştım bile. Burayı bırakıp bir yere gitmek istemiyordum fakat ailemi de bırakamazdım. Biraz hava almak için dışarı çıkıp az ileride ki çimlere uzandım. Hava kararmıştı ve saatin kaç olduğunu umursamadan gökyüzünde ki yıldızları izlemeye başladım. Hepsi birbirinden güzeldi, uzanıp dokunasım geliyordu ama böyle bir şey imkansızdı. Belki de bu son kez yıldızları izleyeceğim akşamdı çünkü başka bir yere taşınacaktık, acaba orda da böyle uzanıp yıldızları izleyebileceğim bir yer bulabilecekmiydim?
Yaklaşık 30 dakika kadar hiç sıkılmadan izledikten sonra gözüme bir yıldız çarptı, o kadar güzel parlıyordu ki... hemen telefonumu çıkarıp araştırdıktan sonra Dünya'nın en parlak 11. Yıldızı olduğunu öğrendim. Çok güzel bir takıp yıldızının en parlak yıldızı. CAPELLA.
