İlk önce kafenin içine sonra da bize baktı.
"Parka gidelim. Orada Yeonjun ile size her şeyi anlatacağız."
-
Parka gelmiş, çimlerim üzerine oturmuş Yeonjun ve Soobin'in konuşmasını bekliyorduk. Ama ikisinden de ses çıkmıyordu. Ne bekliyordu bunlar? Davetiye falan mı?
"Konuşacak mısınız artık?"
Kai sanki benim düşüncelerimi okumuş gibi anında sormuştu soruyu. Yeonjun ve Soobin önce birbirlerine baktılar sanki ikisi de birbirinden onay bekler gibi. Sonra da tekrar bize döndüler ve Yeonjun konuşmaya başladı.
"Kore'ye ilk geldiğim zamanlar Daniel bana Beomgyu'dan bahsetmişti..." Beni göstererek cümlesine devam etti. "...Senden asla haz etmediğinden ve senin burnunu sürtmek istediğinden falan bahsetti. Ben ilk başta bana Beomgyu'yu dövdüreceğini düşündüm. Ama öyle değilmiş..."
Birden susmasıyla merakım tekrar gün yüzüne çıkmıştı.
"Sana ne yaptırmak istiyormuş Daniel?"
Yüzü sanki nasıl devam edeceğim dermiş gibi bakıyordu bana. Ama Daniel'ın ne istediğini az çok tahmin edebiliyordum.
"Yeonjun, devamını istersen ben anlatayım?"
Soobin destek verircesine Yeonjun'un omzunu sıktı.
"Ben anlatabilirim..."
Biraz daha durdu. Gökyüzüne baktı daha sonra da bana bakıp gözlerini gözlerime kenetledi.
"Ne istediğini sordum ona. O ise sadece bana 'o gay' dedi. O an ne istediğini anladım. Benden seninle sevgili olup duygularınla oynamamı istedi. İlk başta reddettim. Bunu yapmayacağım dedim. Israr etti bende tamam dedim. İlerleyen günlerde Daniel ile sohbet ederken konu bu meseleye geldi. Sordum 'neden benden böyle bir şey yapmamı istiyorsun? Beomgyu sana ne yaptı?' o da 'okulda adımı çıkarttı ve bana zorbalık etti' dedi. Ben de inandım..."
Gözlerinin dolduğunu gördüm. Bunları anlatmak ona çok zor geliyordu belliki.
Ne de olsa kardeşiydi, canıydı, kanıydı...
"...Bir gün okulda birkaç dedikodu işittim. Daniel'ın seni nasıl kışkırttığıyla ilgili. Dedikodu diye de açıkçası pek önemsemedim. Ama bir yanım da bunlara inanmak istiyordu. Daha fazla rahat edemedim ve olayın aslını Soobin'e sordum. O da bana her şeyi anlattı. Seni kışkırtmasından sana attığı iftiralara kadar her şeyi anlattı..."
O kadar zor bir durumdaydı ki Yeonjun dokunsan ağlayacaktı. İçim cız etti. Bana bakmaya devam ederken aynı zamanda konuşmasına da devam etti.
"...Hatırlarsan bizi okul tuvaletinde konuşurken daha doğrusu tartışırken görmüştün."
Lafını kestim birden.
"Tartışırken?"
"Orada Daniel'a bunu yapmak istemediğimi söyledim o da... beni tehdit etti."
Sesi titremişti son cümleyi söylerken. Neyle tehdit etmiş olabilir ki?
"Neyle tehdit etti?"
"Amerika'da yaptıklarımı babama söylemekle tehdit etti."
Etrafına tekrar baktı sonra devam etti.
"Amerika'da yaptıklarım çok kötü şeyler değil. Sadece arkadaşlarımla bara ve gece partilerine gittim ama babam bunları öğrenirse aramız bozulur. O çok karşıdır böyle şeylere. Ama benim yüzümden de bir insanın üzülmesine vicdanım el vermez..."
Duraksayıp derin bir nefes aldı.
"...Babama söyleyeceğim her şeyi. Daniel'dan öğreneceğine benden öğrensin."
"Hayır."
Buna müsade edemem. Benim yüzümden -aslında Daniel yüzünden- babası ile arasının açılmasına katlanamam.
"Hayır, Yeonjun babana hiçbir şey anlatmayacaksın. Bize Daniel'ın ne istediğini anlattın ve biz de ona istediğini vereceğiz."
✙⁵
Aman aman nerelere geldik nerelere daha demin evdeydik.
Acaba Daniel'cığımızın planları alt üst mü oldu??? Hımmm...
Ah be Beomgyu strawberry'de de Yeonjun'u böyle dinleseydin:"
Strawberry demişken okulların durumu belli olduktan sonra onu kaldırıp düzenledikten sonra tekrar yayımlayacağım...
Ciğerim çok fazla saçmalık içeriyor.
Aynısını sanane için de yapmayı düşünüyorum. Tabii önce sanane'nin bitmesi gerekiyor:')
Boşu boşuna kafanızı ütüledim kendinize çokça iyi bakın💜💜💜
YOU ARE READING
choi twins | yeongyu
Fanfiction"Nasıl yani Daniel'ın ikizi mi var?" |yeonjun+beomgyu|
twelve
Start from the beginning
