Bölüm 15

374 47 183
                                    

Sınır: +23 oy, +100 yorum
Dayanamayıp bu bölümü de attımm

Sonunda okula geldiğimde bizimkilerin köşede durduklarını gördüm. Oh, Connor da oradaydı. Connor'la yaşadığımız yakınlaşmadan sonra sadece birkaç kere mesajlaşmıştık. Yanlarına doğru ilerledim.

"Sonunda." Jennifer beni görünce sarıldı. "Biz de nerede kaldığını merak etmiştik." dedi Matthew. "Biraz fazla uyumuşum." diye bir cevap salladım. Gözüm Connor'a takıldığında duvara yaslanmış bir şekilde sigara içtiğini gördüm.

"İlk dersleriniz ne?" diye sordu Chris. Telefonumdan ders programına baktım. "Edebiyat." dedim. "Benimki de, birlikte gideriz." dedi Jennifer. Derse beş dakika kala gitmek için ayaklandık. Jennifer'la sınıfa doğru ilerlerken konuştum;

"Tuvalete gidip geleceğim." beni onayladı ve önden gitti. Tanrım, bu sıralar çok yalan söylüyorum. Connor'a yetişmek için hızlandım. Onunla konuşmadan içim rahat etmeyecekti çünkü ona değer veriyordum. Bunca zaman hep yanımdaydı, arkadaşlığımızın bozulmasını istemiyordum. Sonunda ona yetiştiğimde arkasından seslendim.

"Connor." Beni görünce duraksadı. "Biraz konuşabilir miyiz?" Beni onayladı ve bir banka oturduk. "Parti gecesi olanlar hakkında konuşmak istedim. Ben çok bir şey hatırlamıyorum ama bir şeyler yaşamışız." dedim ve söze atıldı. "Evet bende seninle bunu hakkında konuşmak istiyordum. Çok sarhoştuk ve ne yaptığımızın farkında değildik." dedi açıklama yaparak.

"Evet katılıyorum. Arkadaşlığımızın bozulmasını istemem." dedim. "Saçmalama Bella tabii ki arkadaş kalacağız. İkimizin de aynı düşündüğüne sevindim." dedi. Bana o gözle bakmadığını açıklamaya çalışıyordu. Gerçekten içim rahatlamıştı. Biraz daha konuştuk.

"Bunu açıklığa kavuşturduğumuza gerçekten çok sevindim. Tüm hafta sonu bunu düşünüyordum. Beni yanlış anladın sandım." dedi. "Sorun yok Connor." dedim gülümseyerek. Ayaklandık ve sarıldık. "Teneffüste görüşürüz." dedi ve sınıfına doğru ilerledi.

Sonunda tüm dersler bitmişti. Jennifer'la bahçeye doğru ilerliyorduk. Diğerlerinin birkaç dersi daha vardı ama ikimizinki bitmişti.

"Abin mi alacak?" diye sordu. Abi demesi bir garip gelmişti. Louis'e şimdiye kadar hiç abi dememiştim. "Bilmiyorum arayıp soracağım." diye cevapladıktan sonra Louis'i aradım.

"Ben de tam seni arayacaktım!" telefondaki yüksek sesiyle irkildim. "Çekim hala bitmedi. Kendi başına eve gidebilirsin öyle değil mi? İstersen araba gönderebilirim."

"Saçmalama Louis tek başıma gidebilirim." dedim. "Tamam bir saate falan geliriz dikkatli ol." 18 yaşında olduğumu ona kim hatırlatmak ister? Dediklerini onayladıktan sonra telefonu kapattım.

"Gelmiyor." telefonuna bakan Jennifer'a söyledim. "Tamam birlikte yürürüz." dedi ve yola çıktık. Yollarımızın ayrıldığı noktaya geldiğimizde vedalaştık. Yorgun bir şekilde eve doğru adımladım. Güvenliğe selam verdikten sonra içeri girdim.

Sonunda kapıya ulaştığımda anahtarımla kapıyı açtım. Ayakkabılarımı çıkarıp kendimi koltuğa attım. Gerçekten yorulmuştum.

Bir saat uyukladıktan sonra Louislerin hala gelmediğini fark ettim. Sıkılmıştım. Evde dolanmaya başladım. Harry'nin odasının önünden geçerken aklıma gelen fikri bastırmaya çalıştım. Hayır, Harry'nin odasını karıştırmayacaktım. Hayır hayır hayır. Hemen odasından uzaklaştım.

Beş dakika geçmişti. Beş dakikadır kendimi odasına girmemek için tutuyordum. Tamam, ufacık bir göz atsam sorun olmaz öyle değil mi? Kendime daha fazla engel olamadan odasına doğru ilerledim. Kapısını açarak sessizce girdim.

Gotta Be You- Harry StylesWhere stories live. Discover now