Taeyong kızını kucaklamak için yere çöktü ve kolları arasına giren kızına sıkıca sakıldı. Kız geri çekildikten sonra heyecanla konuşmaya başladı. "Babam bugün beni okuldan almaya senin de geleceğini söylemişti," Eliyle yanlarında dikilen diğer adamı gösterdi.

"Ben de sana okulda bunu yaptım!"

Elinde tuttuğu renkli, simli bir kağıttan yapılmış tacı gösterdi. Babasına biraz daha eğilmesini işaret etti ve ayak parmakları üstünde yükselerek tacı babasının açık kahve saçları üstüne bıraktı. "Beğendin mi?"

Taeyong kocaman gülümsedi. "Tabii ki."

"Ben de prensesin oluyorum."

Küçük kız elindeki diğer, pembe tacı kendi başına yerleştirdi. Biraz büyük geldiğinden başına tam oturmamış, yamuk durmuştu ama bu onu daha da tatlı göstermişti. Taeyong kıkırdayıp kızını öptü ve ayaklandı.

Jaehyun, kısa olan aniden ayaklandığında başından düşmek üzede olan kağıttan tacı tutmuş, saçları arasına tekrar yerleştirmişti.

Taeyong hissettiği konuyu değiştirme isteğiyle gözlerini anaokulunun yanında bulunan restorana dikti. "Orada mı yiyeceğiz?"

"Tch, başka bir yere götüreceğim seni."

- - - - -

Alışveriş merkezine girdiklerinde Taeyong nerede yiyeceklerini anlamıştı. Burada sevdikleri, önceden çok geldikleri tatlı bir restoran vardı. Aklına gelen anılarla gülümsemeden edemedi.

Fakat binadam içeri adımlarını attıkları andan itibaren kızları bir oyuncakçı dükkanına girmek için tutturmuştu.

Eh, ikisi de kızlarına kıyamazlardı sonuçta.

İşte tam da bu yüzden şu an her yeri türlü türlü oyuncaklarla dolu bir dükkandalardı, ve Jaehyun kızlarının kendilerinden biraz uzakta olmasını değerlendirmeliydi.

Taeyong'la konuşması gereken bir konu vardı.

Birkaç adım ötelerinde, bütün dikkatini raflardaki oyuncaklara odaklamış kızının onları duymayacağından emin olunca yanındaki adama döndü. "Taeyong, neyin yaklaştığını biliyorsun, değil mi?"

"Tabii ki biliyorum!" dedi kısa boylu adam, sesi beklediğinden daha sesli çıkmıştı çünkü tabii ki biliyordu. "Yunhee'nin doğum günü."

Jaehyun gülümsedi.

"Evet, haftaya kutlamaya karar verdim. Senin de yardım etmek isteyebileceğini düşündüm."

"Hm, nasıl bir şey düşünüyorsun?"

"Büyük bir parti istediğini söyledi." İnsanlara yol vermek için biraz ilerledi, bu da Taeyong'a yaklaşmasına sebep olmuştu. "Kıramadım onu, bu doğum günü için çok heyecanlı. Sen de olacağın için epey mutlu. Temasını bile seçti."

Taeyong yüzündeki minik gülümsemesiyle kızını izlerken mırıldandı. "Neymiş?"

"Kedi olmak istiyormuş."

Kaşlarını kaldırıp ona döndü. "Kedi mi olmak istiyormuş?"

"Evet, aslında..." Jaehyun onun şaşkınlığına gülmemek için zor tuttu kendini. "Hepimizin kedi olmasını istiyormuş. Gelenlere kedi tacı almam gerekecek."

Kısa olana doğru eğilip gülümsedi.

"Bir kedi ailesi olacağız."

Taeyong yutkundu. Jaehyun hem çok yakındı, hem de dedikleri yanaklarının ısınmasını sağlıyordu. Verecek herhangi bir cevap bulma ümidiyle gözlerini, önündeki adamın gerisinde duran raflardan birine odakladı ama nafileydi.

Zaten Jaehyun ondan hızlı davranmıştı.

"Utanmana gerek yok."

Yüzündeki tatlı gülümsemesi kurnaz bir hal alırken yanakları kızarmaya başlamış adama biraz daha yaklaştı.

"Seni kedi kulaklarıyla ilk görüşüm olmayacak sonuçta."

Taeyong'un dudakları şaşkınlıkla aralandı, yüzünün de kıpkırmızı olduğuna emindi. Çoktan arkasını dönmüş, kızlarının yanına ilerlemeye başlamış olan adamın yanına hızlı adımlarla ilerledi ve boğazını temizledi.

"Dilinin hiç ayarı yok, Jung Jaehyun!"


- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

 - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

kedi motifini kitaptan kitaba taşıyoruz..
kedi gibisin *war flashbacks*

date'e çıkıp selca atmayan jaeyong 🐎

bölüm atma sıklığım gözlerimi yaşartıyor 🤲 nazar değmesin

end to start | jaeyongWhere stories live. Discover now