~ Yarışma 1 (KAZANAN) ~

452 47 79
                                    

" Selam :) Normalde angramı bulabilen ilk üç kişinin hikayesini birlikte okuyacaktık fakat bir kişi olduğu için bu mümkün olmadı. Herneyse, sizi yarışmanın tek kazananı _MinnieMcGonagall_ ın hikayesi ile sizi başbaşa bırakıyorum 🌸 "

Keyifli Okumalar...

......................................................................

Minnie: *Başlamadan yazardan notlar*

- Yüksek ihtimalle büyük kısmınız benim hikâyelerimi daha önce okumadı, ondan dolayı bilmeyenler için not düşeyim: aşırı olaylı, atlamalı zıplamalı, aksiyonlu bir hikâye beklemeyin, bazılarınıza sıkıcı bile gelebilir ama üzgünüm böyle yazmak hoşuma gidiyor.

- İkinci olarak bu hikâye bir muggle au haberiniz olsun.

Keyifli okumalar...

Harry James Potter.

Simsiyah ve asla düzene girmeyen dağınık saçları, içindeki parıltı asla eksik olmayan parlak yeşil gözleri ve sert yüz hatlarıyla sokakta geçip gittiğiniz, insanlar topluluğu arasına kolayca karışıp gidemeyecek kadar yakışıklı biriydi.

Bu dış görünüşüne rağmen aşırı özgüven patlaması yaşayan bir kişiliği olmaması ise şöyle bir kenarda durmalı -ki buna rağmen ondan ciddi anlamda etkilenen bir sürü kız var.-

Hatta bir ortama girdiğinde onu şöyle bir süzen birkaç kız görmesi onun için pek de enteresan bir durum değil.

Ama ondan etkilenen kızlara ne yazık ki, iflah olmaz siyah saçlara ve canlı yeşil gözlere sahip bu gencin dikkatini çeken tek kişi bir başka kızdı.

Her zaman ders çalışmak için gittiği kütüphanenin arkasında kocaman, ıssız, zemini uzun ve bakımsız çimenlerden oluşan, kimsenin uğramadığı ağaçlık bir alan, o alanda ise kocaman bir söğüt ağacı vardı. Her zaman gördüğü o kızıl saçlı, yüzünün her yeri çilli kız ise orada otururdu.

Onu ilk gördüğü günü de dün gibi hatırlıyordu, her düşündüğünde olanlar gözünün önünde canlanıyordu.

Oldukça gergin olduğu bir kış günüydü o gün. Kar yağmıyordu ve önceden yağarak birikmiş karların çoğu ermişti. Buna rağmen hava o kadar soğuk ve dondurucuydu ki...

O gün Harry, oldukça gergindi. Profesör Snape'in projesini yetiştiremediği için azar yemekten bir hal olmuştu.

Snape ailesini tanıdığı için bir de telefon açıp yarım saat boyunca Harry'nin ne kadar umursamaz ve sorumsuz olduğuna dair uzun ve zırvalayıcı bir konuşma yapmıştı.

Profesörün ofisinden dışarı attıktan birkaç dakika sonra hemen annesi aramış ve bir saatlik bir nutuk da ondan dinlemişti. Babası bu duruma çok takılmasa bile annesinin cümleleri kulağında çınlıyordu hâlâ.

"Sadece basit bir ödev Harry! Sorumluluk almayı öğrenmelisin artık!"

"Kocaman adam oldun!"

"Her derste böyleysen sınıfı geçmen çok zor çok..."

Herhalde üniversite için Nottingham'a geldiği zamandan beri ailesi sorumsuz birine dönüştüğü gibi bir izlenime kapılmıştı.

Bu ve bu cins cümleler ile iyice cinleri tepesine çıkan Harry ise çalışmak için her zamanki sakin kütüphaneye gitmişti. Ama masaya oturup, kalemlerini, kitaplarını hazırlayıp notlarıyla bakışmasının neredeyse onuncu dakikasında hiç çalışacak havası olmadığını fark edip buz gibi kış soğuğunu umursamadan hışımla defterini kalemini toplayıp kütüphaneden dışarı adımlamıştı.

Yarışmalar (HP)Where stories live. Discover now