4.Bölüm

6.8K 288 19
                                    

Zeliha her zaman olduğu gibi gün ışığı ile birlikte uyandi sabah namazını kıldı.
   Üstüne başına  çekidüzen verdi, saçlarını hergun taramazdi yıkamadan yıkamaya yağlar tarar örerdi uzun gür saçları  kıymetliydi.

Odasindan cikti etrafa göz gezdirdi yapılması  gereken isleri yapti eli cabuktu hizlica toparladi.
  Mutfağa gitti sabah çayını hazırladı.
Iki sini çıkardı, misafirleri Hasan ağa, abisi ve babasına.
Peynir, çökelek, tereyağı ve yoğurdu dizdi siniye, yeni çıkan otlardan kavurma yaptı yumurta kırdı üstüne sofrayı hazır etti salona.
  Abisi erkenden kalkmış ahırları temizlemiş, otları balyalamiş hayvanların su teknelerini temizlemişti.
   Odunları yakacak kıracak ayırdı dizdi avlu köşesine babasına kolay olurdu böyle.

Zeliş seslendi abisine
  "babamgilide çağır abi çay hazır "dedi.

Sofraya oturdu erkekler.

Onlar kahvaltısını ederken Zeliş ahıra gitti sütü sağdı,  abisi diğer herşeyi yapmıştı sağolsun.

Yumurtalarıda topladı eve girdi, annesine süt pişirdi kendilerine de sini hazırladı odaya götürdü.
   kadın erkek aynı sofraya oturulmazdı aileden değilse ayrı yerlerdi..

Annesi "kızım abin illaki doktora gidelim deyi ben istemem amma ısrar eder ne dersin gitsem kalabilinmi 1 hafta babanıla"

" anam tabiki git baktır iyice kendine bu ağrılarla nasıl dayanıp yaşarsın tabi kalırım ne varmış? Esmayı çağırırm akşamları ne güzel olur hemde "dedi sevinerek asıl kendinin bir meçhule gideceğinden bir haberdi...

Hasan ağa ve Mehmet bey konuştu dertleşti sabaha kadar herşeyi anlattı Mehmet bey arkadaşına ve
oğluna..

Hasan ağa bir akıl verdi
  "Maho, hemen yok deme,  gelsin kızın misafirimiz olsun 1 ay Fatma kadında hastaneye gidecek madem sende git ilçeye biraz el sözü lafi unutur bu sürede de sonrası Allah Kerim bir hal olur"  dedi...
  Mehmet bey uzun uzun düşündü "olurmuki kabul edermi anasıyla Zeliha, Zelis daha küçük ne yapar sizde hiç bilmediği bir memleket kimseyi tanımaz " diyerek içindeki kaygıyı ortaya koydu.

Hasan ağa güven verdi adama

"  evde bir gelin var torunlar var bizim Nurin hanım var,  ne yabancılık çeker Zeliha nede başka birşey herşeyine ben arkasındayım gözün geriye düşmesin dostum "dedi..

   Çaydan sonra durumu anlattı babası Zeliha ya ve annesine
"kızım ben seni zorlamam karar senin gitmek istersen git dedi babası ortalık sakinler unutlur laf söz gelen gider biter sana kimse ulaşamaz Hasanın yanında ama yok baba istemem dersen de kal yanımda neyse yaşanacak birlikte yaşarız kolum kanadım nefesim bitene kadar...Annen gitsin doktora yatamaz sabaha kadar ağrılardan" dedi adam boynu bükük çıkmazda idi.
  Agabeyi Ali, desen olanları duyunca esip gürledi  ilk aklına gelen Halil'in evini basmaktı ayaklandı  hiddetle ama babası ve Hasan ağa zor durdurdu çok öfkelendi nasıl böyle bir hainlik yapardı  birde kendi köylüsü  olacaklardı  gençliğinin arkadaşları  hicmi mertçe durmadı lafların  önünde  hesap soracaktı hepsine.

Zeliha abisini  de düşününce  hemen kabul etme tarafı oldu.

Annesine baktı Zeliha,  onayladı kadında "baban güven diyorsa güven gınalı gızım onlara, rahat edersin döndüğünde" dedi..
Ve

Zeliha minik bir çanta hazırladı kendine, annesi ile babasınada bir valiz ayarladı herşeyi topladılar ineklerini evlerini tavuklarını kapı pencerelerini emanet edip komşu Ferhat'a, yola koyuldular..

Ana yoldan bir dolmuşa binip merkeze vardılar abisinin evi yakındı garaja, tek katlı şirin bir evdi kapıyı çaldı abisi, çocuklar koşturdu sevinçle sarıldılar dedesi nenesi, halasına.

ZELİHA      (Yeniden Düzenlemede)Where stories live. Discover now