VIII.Bölüm | Tehlikeli Sular

188 16 57
                                    

Bölüm Şarkısı: Boney M. - Rasputin

İKİNCİ KISIM - RUHLARIN FISILTISI

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İKİNCİ KISIM - RUHLARIN FISILTISI

Izraes

Parlen/1218

Gerald Eranchen odasında oturmuş, pencereden dışarıyı izlerken bir yandan da şarabını yudumluyordu. Gökte uçan kuşları, yeşil yapraklarla donatılmış olan ağaç dallarının rüzgardan sallanışını izlerken, dört ay öncesine kadar sınır komşularının yıkılışına tanık olan bir diplomatın kaygılarından ziyade ailesinin geleceğini düşünen bir babanın kaygılarını taşıyordu.

Hayatı çok da kısa olmayan bir sürede değişime uğramış ve en sonunda bugünkü konumuna gelmişti. Bir piç olarak hor görülürken şimdilerde başarılı bir diplomat, kralın sağ kolu ve en iyi arkadaşıydı. Hatta çoğu zaman Kral'dan daha çok kral olduğu da bir gerçekti ve nitekim bu gerçekler bazı insanların canını sıkmaktaydı. 

En dipten yükseldiği gibi en yüksekten dibe çakılabilirdi ama Gerald'ın böyle bir düşüşe mahal vermeyeceği herkesin malumuydu. O, yıllarını bu saraya ve kraliyet ailesine adamıştı. Kolay kolay da bunlardan vazgeçeceği yoktu. Tüm ihtimalleri göze alarak kendini sağlama alması gerektiğinin de farkındaydı. Bu yüzden de aklında bin bir tilki dolanmakta ve düşüncelerinin arasında boğulmaktaydı. Düşünceler onu boğmaktaydı ama mecburdu. En yüksekte olmanın ufak bir bedeliydi.

Yakın dostu olan Kral Heiner, onu her daim kollardı ama bir süredir aklı bulanmakta ve düşüncelerini kontrol etmekte zorlanmaktaydı. Bu zihin bulanıklığı onu güçsüzleştiriyordu. Gündelik işlerini bile göremez hale geldiği zamanlar oluyordu -ki böyle zamanlarda da krallığın yönetimi direkt olarak Gerald'a kalıyordu. Kral yalnızca yönetimde adı geçen bir kuklaydı. Tabladaki değersiz bir taştı ama orada da durmak zorundaydı. Tacı yönetemedikten sonra tacın sahibi olsa ne olurdu olmasa ne olurdu. Gerald bu düşünceyi zaman zaman sorguluyordu ve bir yere varamıyordu. 

Gerald onun hastalığından önce de krallık işlerinde iyi olmadığını biliyordu. Tanrı da biliyor ya, Heiner sadece etrafındaki zeki adamlar sayesinde bu krallığı yönetebiliyordu ve onun çevresini zeki adamlarla donatan da bizzat kendisiydi. Bu hamleleriyle de aslında kendisine zemin hazırlıyordu. Bir nevi geleceğe yatırım yapıyordu ama bu geleceğini bozmak isteyen insanlar da vardı. 

Basit diplomatları ve soylu bazı aileleri yolundan çekebilirdi ama bir Kraliçe'ye dokunamazdı ve onun önünü kapatmak isteyen de bizzat Kraliçe'nin kendisiydi. Onunla pek iyi anlaştıkları söylenemezdi ama toplum önünde birbirlerine karşı politiklerdi. Ortak gayeleri krallığın huzurunu ve birliğini korumaktı. Bir tek bu noktada birleşebiliyorlardı. Geriye kalan sorunlarda ise her zaman karşı karşıya oluyorlardı. 

Gerald alt tabakadan yükselen biriydi ve diplomatik komitede zorunlu olmadıkça pek saygı görmezdi. Kraliçe böylesine alt tabakadan olan birinin bu denli yükselişini tehlikeli buluyor, onun karışık soyuna pek güvenmiyordu. Gerald ise Kraliçe'nin dışarıdan gelen bir prenses olduğu için onu tehlikeli bulurdu. Bu hayatta her şey karşılıklıydı.

KADİM RUHLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin