•8

292 25 11
                                    

Selamlar. Bölümü oylamayı unutmayın lütfennnnn!

8. Bölüm

Hatırlatma:

  Şaşkınca baktı ve eğildi. Gözünden öptüm bu yaptığıma hafif bir tebessüm etti ve beni kolunun altına alıp saçımdan öptü. 

    Bir anda arkamızdan gelen kadın çığlık sesi ile ikimizde yerimizden sıçradık. NE OLUYORDU BÖYLE!

   

                        4 saat sonra...

    Kahkaha atmaktan neredeyse nefessiz kalacaktım. Bu iki aptal da kaşlarını çatıp bana bakıyorlardı. Hadi ama bu kadar uyku düşkünü isen neden gece vakti nöbet tutma isteğinde bulunursunuz ki.

    Bu iki salak beni bir yandan haritaya bakarak beklerken uyuya kalmışlardı. (Ki bunun  3 dakika sürdüğüne yemin edebilirim ama kanıtlayamam) Haliyle babamın arkamdan gelişini görmemişlerdi. Her neyse bunu da geçtim. Uyuya kalmış astronomi kulesinin yakınlarında beklerken babam siyah pelerini ile karşılarına çıkıp onları uyandırınca ruh emici veya hayalet sanıp bir çığlık atmışlardı.

     Biz köşeden köşeden saklanarak onlara bakmaya geldiğimizde yakalanmıştık ve şu an dördümüz cezalıydık ve kütüphane raflarının tozunu alıyorduk. Saçmalamayın tabii ki de asaları aldılar :(

      Aslında 3 kişi gibi bir şeydik çünkü Draco bey çok değerli (!) götünü yerinden kaldıramayacak kadar yorgun olduğunu söyleyip bir sandalyeye oturmuştu. Ben bir yandan sandalyenin üstünde rafların tozunu alırken bir yandan da tekrar tekrar olanlara gülüyordum.

      Sonunda gülmem bittiğinde sıkılıp kafamı Draco'ya çevirdim. Beni izliyordu. Bana öyle bir bakıyordu ki... Kelime hazinem anlatmaya yetmedi. Sevdalandığım adamın da beni sevmesi çok iyi olaydı. Gülümseyip bir adım attım...

      Tabii ki de sandalyenin üstünde olduğumu unutacak kadar aptal bir aşıktım...

Ertesi sabah...

     Draco'nun sesiyle gözlerimi açtım.

      "Al işte gerizekalı uyandırdın meleğimi."

      "Uyansın artık aq kahvaltı başlayacak neredeyse"
   
       Diye  söylendi tanıdık bir ses . Kafamı kaldırıp bakınca onun Efnan olduğunu gördüm.

    " Ne oluyor sabah sabah ya yine mi kavga ediyorsunuz?"

      Dedim söylenir biçimde. Draco ile Efnan çok yakın arkadaşlardı aslında ama her dakika kavga etmeyi de çok seviyorlardı.

     "Of sonunda uyandın uyuyan güzel , prensin öpücüğünü mü bekledin bu kadar anlamıyorum ki"

    Efnan'ın söylediği şey ile Draco yaklaşıp

      " Bir dakika bir dakika gerçekten bekledin mi? Oha gel buraya öpücem."

      Dedi.

     "Lan noluyor olum git yaklaşma bana öpemezsin . Aptal mısın Efnan şöyle şeyler sokma şunun aklına utanıyorum."

      "Öf ne utangaçsın be. Tom dese milyon kere öpmüştüm ben  ayrıca prensin Draco olduğunu söylemedim ben demi"

     Diyip dracoya göz kırptı. Bu lafı dracoyu feci şekilde sinirlendirmişti. Hiç bir şey söylemeden bir anda kalkıp gitti. 
  
    "Al işte Efnan beğendin mi yaptığını. Niye şüphelendiriyorsun çocuğu yanlış anlayacak."

    "Banane ya anlasın  kıskansın biraz senin kıymetini bilsin."

     İç çektim. Ben bu iki aptalın arasına nasıl düşmüştüm.
    
     "Neyse kalk hadi artık kahvaltıyı kaçıracağız."

     "Öf iyi tamam"

     Deyip ayaklanacaktım ki ayağıma giren ağrı ile birden inledim. Ayağıma baktım. Hassss ben bunların kavgasına ne olduğunu unutmuştum. Ayağımda alçıdaydı. Al işte Draco da gitti ben nasıl gideceğim şimdi.

     "Lan Efnan nasıl gidicem şimdi ben!"

    Alt dudağını ısırıp bana baktı.

   " Ben bu olayı unuttum kanka yaaa."

    Komodinin üstündeki telefonu alıp Tom ile Cedric'i aradım. İki hayırsız bir işe yarasınlar bari. İki birbirinden salak kankalarımın sevgilileri namı diğer eniştelerime odama gelip bana yardım etmeleri ve hayırsız oldukları hakkında bir kaç şey söyledikten sonra telefonu kapattım.

      Tom ve Cedric'in yardımı ile ortak solana gelip Draco'nun yanına oturmuştum.

      "Kızgın mısın bana?"

      "Sana kızgın olma ihtimalim yok. Efnan şerefsizi kızdırdı yine. Senin de alçılı olduğunu unuttum kaldın öyle. Özür dilerim."

      Bu naifliği , kibarlığı karşısında ona milyonuncu kez hayran oldum. Ona gözlerim parlayarak baktığıma çok emindim.

     "Seni yerim ama sen bu kadar soft boy olursan :("

     Sırıtıp saçımı geriye aldı ve eline bir kaşık çatal alıp bana yemek yedirmeye başladı.

     Biz güle güle yemek yerken unuttuğumuz bir faktör vardı...

     Şu an umarım fark edilmediğimizi umduğum bir faktör. Severus Snape faktörü...

Bölüm sonu.

0:32  580 Kelime

     


  

Your Eyes | Draco Malfoy İle Hayal EtWhere stories live. Discover now