Jeff

95 82 9
                                    

"Hadi valizlerini topla ve git artık." Babam kolumdan tuttuğu gibi beni dışarı sürükledi. Ona son kez dolu gözlerimle baktım, son kez yalvardım.

"Lütfen." dedim sadece. Bana bakan gözlerinden birazcık bile acıma geçmedi. Ayağa kalktım, yüzüme kapatılan kapıya tekme attım.

"Sizden nefret ediyorum." Benimle birlikte yere atılan valizimi aldım, bomboş sokakta hızla yürümeye başladım. Artık 18 yaşındaydım, yetiştirme yurduna almazlardı beni, arkadaşımda kalsam diye düşündüm. Gözümden bir damla yere düştü, başım eğik bir şekilde boş sokaklarda yürüdüm. Arkadaşımda kalamazdım, var olmayan birinin evi de olmazdı değil mi? Belki de ailemin beni atmadan önce konuştuğu yatılı okula gidebilirdim, ucubelerin gittiği, benim gibilerin gittiği okula. Bu düşünceyi hemen sildim kafamdan, ben ucube değildim, gerekirse ormanda yatarım yine de o okula gitmezdim.

3 saat sonra

"Merhaba nasıl yardımcı olabilirim?" Oturduğum sandalyeden ayaklandım ve lobideki kadının karşısına geçtim. Babamın gitmeden önce elime tutuşturduğu kağıdı uzattım görevli kadına. Kadın kağıdı aldı, kaşlarını çatarak bana baktı ve ayağa kalkıp benim arkamdaki kapıya doğru yürüdü.

"Beni takip et Jeff." Tereddütle çıkış kapısına baktım, şu an kaçsam nereye gidebilirdim? Kadın benim amacımı anlamış olabilir ki bana gülümsedi.

"Merak etme Jeff. Sana zarar vermeyeceğiz." İçim hiç rahat değilken ne olabilir ki diye düşündüm. Evden atılmıştım, sokakta uyumayı denemiştim, köpekler tarafından kovalanmıştım. Biran önce kendimi sıcak suyun altına atmalıydım. Kadın kapıdan içeriye girdi ve beni beklemeden merdivenlerden aşağı indi. Peşinden hızlı adımlarla basamakları indiğimde karşımda tozlu sıkış tıkış bir kilerle karşılaştım.

"Pardon burada ne işimiz var?" Kadın beni takmayıp bir kaç adım atıp küçük kilerin karşı duvarına yürüdü. Ben kaçmayı düşünerek bir kaç adım geri gittim. Tamam sıcak bir duşa ihtiyacım vardı ama henüz ölmek istemiyordum.

"Yanıma gelir misin Jeff?"

"Neden? Zaten iki adımlık mesafe." Korkuyordum, korkum yüzünden bütün vücudumu bir titreme almıştı.

"Buraya gelip kendi gözlerinle görsen daha iyi olur." dedi gülümseyerek. Bir kaç adım attım. Kadının yanına geldiğimde birden küçük kiler değişmeye başladı. Beton yer altımızdan kayarak çimenlere dönüştü, duvarlar giderek silikleşti ve ağaçlarla dolu bir ormana dönüştü. Bambaşka bir dünya ortaya çıktı. Tavan kaybolarak lacivert bir gökyüzü ortaya çıktı. Gözlerim kocaman açıldı, çenem yer değecek kadar düştü. Biraz önce ne olmuştu? Daha demin kilerdeydim ben.

"Denfis Büyü Okulu'na hoş geldin Jeff." Kadının sesiyle arkamı döndüm ve büyük bir taş köprünün sonunda saraya benzer bir yapı gördüm. Kadın köprüden geçerek büyük yapıya doğru yürüdü. Hiç bir şey demedim, yalnızca sesini takip ederek peşinden gittim. Etrafa bakınarak yürürken kolumu cimcikledim. Tam sekiz defa kolumu cimciklememe rağmen uyanmıyordum. Büyük üstünde işlemeler olan kapının önüne geldiğimizce kapı kendiliğinden açıldı. 10,11 , 12, 13. Hayır uyanmıyordum. Şoktan sesim çıkmazken binanın dışında bizi bekleyen bir adam gördüm. Uzaktan bakınca otuzlu yaşların başında biri olarak görünüyor.

"İyi şanslar Jeff." Beni buraya getiren kadın gözden kaybolurken ben hala ağzım açık etrafa bakıyordum.

"Merhaba Jeff. İstersen benim odama geçelim." Beş dakika sonra büyükçe bir çalışma odasına geçtik. Gökyüzünden anladığım kadarıyla geceydi, sanırım bu yüzden koridorlar bomboştu. Adam çalışma masasının karşısına geçerken ben de karşısına oturdum.

DenfisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin