Sır perdesi hâlâ kapalı

Start from the beginning
                                    

Aceba annem şuan iyi midir ? Yoksa oma eziyet mi ediyorlardır ? O da benim nasıl göründüğümü merak ediyor mudur aceba ? Düşüncelerime dalmış annemi hayal ediyordum . Teyzemin gösterdiği o fotoğrafın çok yardımı olmuştu tabii .

İşin garibi rüyamda gördüğüm kadının, teyzemin gösterdiği fotoğraftaki kadının yaşlı hali gibi görünüyor olmasıydı . Acaba gerçekten annemi mi görüyordum rüyalarımda .

Ya o rüyam gerçek olursa , bu düşünceyle direkt gözlerim dolmuştu.  Anneme daha kavuşmadan onu kaybetmek istemiyordum.

Dolu dolu gözlerimle dalgın dalgın yürürken Claus'un beni izlediğini fark etmemiştim bile . "Selestiya iyi misin?" Diye sordu . Gülerek "Böyle herşeyi soracaksan işimiz iş ." Diye cevap verdim .

Onun silahını ona karşı kullanmam hoşuna gitmiş gibi güldü.  "Başkası söyleyince hoş olmuyormuş. Özür dilerim . Biraz sinirliyimde ." Dedi . "Ah boşver , emin ol daha beterine katladım. Neden sinirilsin bakalım ? Yanii anlatmak istersen tabii , dinlemekten keyif alırım." Dedim .

Onu boğmak , yada bir kez daha terslenmek istemediğimden kelimelerimi dikkatli seçiyordum. "Hahahhaha." Diye bir kahkaha patlattı. "Ne ? Komik bir şey mi söyledim?" Diye sordum  yüzümü büzerek.

"Hayır sadece seni bu kadar gerdiğimi fark etmemiştim. " dedi gülmeye devam ederek . Güzel gülüyordu . "Şey biraz ." Dedim ve konuyu değiştirmek için "Anlatacak mısın bakalım ?" Diye sordum . "Neyi?" Dedi . Şaşkınca yüzüne baktım. "Cidden ?" Diye sordum .

Durup düşündü . "Hım şu sinirli olmayı soruyorsun . Tamamen unutmuşum . " dedi . Hala gülüyordu ama gülüşü yavaş yavaş soldu. "Belki yardım edebilirim." Dedim .

"Konu Atina aslında ." Dedi . Hevesle onu dinlemeye başladım.  "Akademide son zamanlarda peşinde  dolaşan bir çocuk var . Adı Saira galiba . Ondan hiç haz etmiyorum. Ona onla konuşmaması gerektiğini söylediğimde 'Artık karışamayacağın kadar büyüğüm abi!" Diye bağırdı bana . Küçük yılan beni boğuyor . Hayır illa döveyim mi çocuğu. " dedi burnundan soluyarak.

Saira , bizim Saria mıydı aceba ? Kardeşini koruması cidden hoştu . Ama şuan ki sinirli haline gülmemek için kendimi kasmam gerekmişti . "Şey bu Saira,  ateşlerden mi aceba ? Ateş ve Su melezi olan. Şu sarışın." Dediğimda bana dik dik baktı. "Evet . Sen nerden tanıyorsun ? Yoksa sanadamı yürüdü? Lanet olası . Artık ona iyi bir dayak atsam iyi olacak." Dedi . İyice sinirlenmişti .

"Hey sakin ol koca oğlan . Bana yürümedi. Aynı ateş dersini alıyoruz . Sakin ol . Hem bence bu kadar sinirlenmemelisin . Saira cidden iyi bir çocuk . " dedim . "Al işte senide etkisi altına almış ." Dedi rahatsız olarak .

"Bu seni rahatsız edermiydi ?" Deyip koluna hafifçe yumruk attım . Bu sırada ben gülümserken o kaşlarını çatmış bana bakıyordu. "S-sadece şakaydı." Dedim bozularak . Sonra o da gülmeye başladı.  "Sanırım ederdi." Dediğinde garip garip bakma sırası bana geçmişti. 

Rahatsız olmuş olacak ki " O çocuk kardeşime ilgileniyor ve sende onun arkadaşısın . Seni kullanarak ona yaklaşmaya çalışabilir. Ondan yani." Diye açıklama yaptı. Sadece yüzüne bakıp güldüm.  "Bende bir an bana da abilik taslayacaksın sandım." Dedim .

Biraz daha komik konuşmalar yaptık . Yolumuz çok az kalmıştı.  Hayatımda yaptığım en keyifli konuşmalardan biriydi bu . 2 dakika içinde akademinin önündeydik. "Bıraktığın için saol." Dedim mutluca . "Önemli değil.  Yarın görüşürüz. " dedi ve el sallayarak uzaklaştı.

Bende burdan evin yolunu tuttum.
Adımlarımı seri bir şekilde atıyor bir yandanda bu günü düşünüyordum. Çoğunlukla Claus'u . Dışardan soğuk biri gibi duruyordu . Halbuki içi gerçekten sıcaktı. Yarın okulda beraber olmak için sabırsızlanıyordum.

       Claus

Eve dönüş yolunda aklımda Selestiya vardı. Hoş bir kızdı . Onu Atina'nın yanında gördüğüm ilk an bir çekim hissetmiştim ve bundan rahatsız olmuştum . Hâlâ sırlar küpümü bekliyordum.  Hâlâ onun yolunu gözlüyordum. Gelmeyeceğini bile bile.
Onu düşünmek içimi hem keder , hemde öfkeyle dolduruyordu. Belkide yoluma bakmalıydım...

Uzun zamandır ilk defa bu kadar gülmüştüm . Normalde Selestiya'dan uzak durmaya çalışmama rağmen bir kaç gündür onu düşünmeden edemiyordum . Gördüğüm ilk günden beri birden aklıma geliyordu . Once o sonra sırlar küpüm.

Bu yüzden Selestiya'ya karşı mesafemi korumaya çalışmıştım tüm gün boyunca. Ama yanımda gözleri dolunca kendimi konuşmak zorunda hissettim . Selestiya'dan aldığım enerji çok farklıydı. Onun sakladığı tonlarca şeyi hissediyordum . Bütün duygularını.

Ne olurdu sanki insanların hislerini hissedemiyor olsaydım. Her yüz yılda bir bizim ailemizden bir empat doğuyordu . Benim şansıma bana denk gelmişti . Belkide o pislik Perodan beni bu yüzden sağ bırakmıştı . Bu yüzden bizden babamızı ve annemizi alırken büyük annemizi sağ bırakmıştı. 

Biri bize bebek bakıcılığı yapsın diye .
Aslında empatlığı seviyordum . Herkesin duygularını hissediyordum ama artık bu benim hislerimi etkilemiyordu. Selestiya'yla konuşurken içindeki mutluluğu hissetmiştim.  O tatlı bir kızdı. Ve güzel gülüyordu.

Selestiya

Çok geçmeden eve vardım . Yüzümde kocaman bir gülüş vardı . "Selest sen mi geldin ?" Diye seslendi içerden teyzem. "Evet teyze." Dedim bende karşılık olarak. Sonra sesinin geldiği yere doğru seri adımlarla gittim . "Naber?" Dedim sırıtarak . "Ben iyiyimde sen daha iyisin belli ki . Kazandığını kızlardan öğrendim de bu başka bir mutluluk sanki ?" Dedi teyzem sorarcasına.

"Belki . Teyze neler oldu inanamayacaksın. Bu gün çıkışta Atinalara gittik . Orda saçma sapan bir oyun oynadık neyse bunu sonra konuşuruz . Sonra Atina'nın abisi var asıl konu o aslında." Dedim . Konuşmamın arasına giren zil sesi birden gerilmeme sebep oldu.

Teyzemle aramızda bir bakışma geçti.  "Ben üst kata çıkıp görüntümü değiştireyim . Soran olursa halanım." Dedi kısık sesle ve adımlarını yukarı yönlendirdi .

Bende kapıyı açmaya gittim gerkince . Kapının kulbunu yavaşça çevirip kapıyı açtım . Karşımda gördüğüm kişi beni biraz afallattı. "Nalia?" Dedim sorarcasına. "Konuşmamız gerek Sel ama burda olmaz." Dedi Nalia  . Onun burda ne işi vardi.

Teyzem "Kim geldi Selest ?" Diye seslenip merdivenlerden aşağı inerken oda Nalia'yı görüp  dona kaldı. "Nalia?" Dedi oda aynı şaşkınlıkla. "Bayan Ameliya." Dedi Nalia.

Teyzem onunda teyzesiydi ama şuan oldukça resmi konuşmuştu . "Evet sanırım , senin Atina'nin abisi konusu sonraya kaldı Selest'im çünkü şuan bu küçük hanımla konuşmamız gereken binlerce konu var ." Dedi teyzem . Haklıydı. 

Köşeye çekilip Nalia'ya içeri geçmesi için yer açtım.  Gerince gülümsedi ve "Yeniden Merhaba." Dedi . Tanıştığımız ilk güne hitafen . "Sanada merhaba yiğenim." Dedi teyzem . Ve Nalia'nın yüzünü gözünü inceleme başladı.  "Tarım aynı Namesis ben seni nasıl tanımadım?" Diyerek , Nalia'ya sarıldı . Teyzem onu hemen affetmiş olmazdı değil mi ? Hem o etse bile , ben etmezdim.

"Hadi , oturunda şu saçma konuşma hemen olup bitsin." Dedim kızgınca. Herkes koltuklara kurulurken , benim dikkatim Nalia'dan aldığım yoğun kokudaydı . Nalia neden Armona'nın çirkin parfümü gibi kokuyordu?


Evet bölüm biraz kısa oldu ama çabucak atmak için böyle yaptım .

Bölümle ilgili düşünceleriniz  neler ?

Sizce Naliayla Selest barışacak mı?

Claus'la Selestin arasında neler dönüyor sizce ?

Peki Armona'nın bu yeni olaylara tepkisi ne olacak ?

Saira'yla Atina'ya ne diyorsunuz peki? Lütfen düşüncelerinizi belirtmeyi ve yıldızımıza basmayı unutmayın . Kocaman kalpler hayalet okuyucularım 💕💕





Anka - AteşWhere stories live. Discover now