Bu Kitabın Yaş Sınırı +16
Eski Türkçe'de "Tardu" kelimesi "Armağan-Hediye" anlamlarına gelmektedir.
Bu hikaye içerisinde birleşecek olan iki kalp, birbirlerine tardu mu yoksa ivaz mı olacaklar?
Geçmişin acı dolu izlerini sevgi silebilir miydi?
Bü...
[Bu hikayeye başlamatarihim, Ocak 2021 yılıdır. Sizlerde bu hikayeye başlama tarihinizi ve saatinizi buraya bırakabilirsiniz.]
- KEYİFLİOKUMALAR -
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
YIL: 1997
GÜN: 06.03/ PERŞEMBE
Yağmur, acımasızlığını insanlık üzerine yağdırıyor, felaketin haberini insanların kulaklarına sinsice fısıldıyordu. Kötülük, yavaş yavaş insanların yüreklerine sokuluyordu. Kan kokusunu bastırıp, toprak kokusunu insanların soluk borularına hükmettiriyordu.
Genç adam, tarladan eve dönerken acımasızca yağan yağmura yakalanmıştı. Bozulan traktörü, işini daha çok zorlaştırmış, sırılsıklam olmasına sebebiyet vermişti. Traktörün tamirini yapmaya çalışsa da başarısız olmuş ve sinirleri daha çok nüksetmişti. Hırsla traktörün kaputunu kapattı ve öfkeli nefesini dışarıya üfledi. Sırılsıklam olmuş beyaz renk şapkasını başından çıkardı ve elleri arasını aldı. Yeşil gözlerini yola çevirdi. İçinden bir arabanın geçmesi için dua ediyordu, lakin yarım saat geçmiş ve ne gelen olmuştu ne de giden. Bu puslu havada kim dışarıya çıkacak kadar delirmiş olabilirdi ki? Umutsuzluğun acımasızca oturmuş olduğu geniş omuzları çökmüş ve bedenini traktörün önüne, yere koyarak oturmuştu. Eve kadar yürüyecek olsa hem hâli kalmayacak hem de eve varması sabahı bulacaktı. Zaten traktör ile uğraşırken fazlaca yorulmuştu. Bundan dolayı sabaha kadar burada kalacağını düşünüyordu.
Zamanın nasıl geçtiği konusunda hiçbir fikri yoktu ancak saatler gece yarısını geçmek üzereydi. Başını dizleri üzerine koymuş, gözlerini bir an olsun yoldan ayırmıyordu ki bir ışık gördü. Önce hayal gördüğünü zannetti. Elleri arasında duran şapkasını yere koydu ve parmaklarıyla gözlerini ovuşturdu. Yanılmadığını anladığında ise, sevinçle ve umutla gülümsedi. Ayağa kalktı ve yolun ortasında durdu. Yere koymuş olduğu şapkasını, sağ eline almış ve bir yandan sallıyor, bir yandan da bağırıyordu.
Koyu kırmızı Şahin'in içerisinde bulunan adam, önce yolun ortasında bulunanın ne olduğunu anlamamış ve yavaşlamıştı. Yaklaştıkça, onun bir insan erkek olduğunu görmüş ve ince pembe dudakları yanlara doğru gerilmiş; yüzünde sinsi bir gülümseme peyda olmuştu. İnsan erkek ile arasında santimler kala durmuş ve kaşlarını çatarak ona baktı.
Genç adam, duran arabaya doğru hızla yaklaşmış ve durumunu açıklayarak sürücüden yardım istemişti. Sürücü, kafasını sallamış ve ona arabaya gelmesini söylemişti. Bunun üzerine genç adam, arabanın diğer tarafına geçti ve sürücü koltuğunun yan tarafında bulunan kapıyı açarak, oturdu. Arabanın içerisinde hâkim olan sessizliği sürücü bozmuştu ve genç adama:
