~1~

32 4 8
                                    

Genç adam sigarasını dudağına doğru götürdü tekrardan. Geldiği yer ne kadar huzurlu olsa da istemsizce ağrıyordu başı. Ses yoktu, fazla insan yoktu, şanslıydı.

Biraz daha ilerlediğinde durdu ve kuma oturup elini kumda gezdirdi. Kum eline garip bir his verirken burukça gülümsedi ve denize döndü.

Sigarasını bir kere daha dudağına götürdüğünde derin bir nefes verdi. Ayağa kalkıp söndürdüğü sigarasını çöpe attı.

Eski yerine tam ilerleyecekken kumsalın biraz ötesinde genç bir kız gördü. Hafif dalgalı saçları, ördüğünün kanıtıydı. Kahküllü, kahverengi saçıyla dışarıya güzel bir görüntü veriyordu. Genç adam uzaktan kızın gözlerini görmeye çalışsa da hangi renk olduğunu kestiremedi.

Gördüğü kızın büyüsüne kapılmıştı adeta. Kızın yanına gitmek için adımlarını hızlandırdı. Birkaç adım kala kız, adama döndü. Görür görmez elindeki kağıtı hızla yere bıraktı ve koşarak uzaklaştı.

Genç adam peşinden koşmadı. Sanki bedeni ona engel oluyor, hareketini kısıtlıyordu. Eğildi ve az önce kızın yere bıraktığı kağıdı aldı. Tam okuyacakken telefonu çaldı adamın.

Açmadı adam, umrunda da değildi. Bir bildirim sesi daha geldiğin de önemli olduğu düşüncesiyle telefonunun ekranını açtı.

Annem:Baban bekliyor seni hadi gecikme oğlum.

Gözlerini kapatıp açtı ve derin bir nefes aldı. Kağıdı özenle katlayıp cebine koydu. Bir taksi çevirdikten sonra kağıda bakmak için eli cebine gitti.

Durdurdu kendini, buna zamanı olduğunda bakmalıydı.

Kafasını dışarıya çevirdiğinde yüzü buruk bir gülümsemeyle kaplandı. Gözünün önüne kumsaldaki genç kız gelince gülümsemesi genişledi.

Sarı bir kazak, kahverengi hafif dalgalı saçlar, kahkül. Kız hakkında bildikleri buydu ve bu bile onun için yeterliydi. 'Keşke' dedi.'Keşke gözlerini görebilecek kadar yakınında olsaydım ve yüzünü kazısaydım beynime.'

Gömülü İntiharHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin