-1- "Kan Bağı"

27 3 0
                                    

🖤

🖤

🖤

Lotus Bölüm 1

"Kan bağı"

Bir adamın acı dolu bağırışıyla, onun bu halinden zevk alan insanlar heyecanla bağırıyordu. Etraflarına sarılı kafesten çıkamayacağını biliyordu.

Onun ayağa kalkmasını bekleyen adama karşılık veremezdi. Onunla dövüşseydi bile yeneceğini düşünmüyordu.

Adam kafasını yerden kaldırmayınca, onun kalkmasını bekleyen adam kalabalığa dönerek derin bir soluk almıştı.

Sıkılmıştı, hep zaferi tadmaktan. Bu kafese çıktığı her gün, karşısına yenemeyeceği biri çıksın isterdi. Bu olamayacak gibiydi.

Dudakları keyifle kıvrılmış, kehribar gözleri parlamıştı.

Efken Karanlı Yumruklarını gevşetip Kafesin dışına çıkacağı sırada, kafesin tellerine sıkıca tutunan kızı fark etmişti.

Onu daha önce burada hiç görmemişti, peki ya o telaşlı yüz ifadesi ile neden az önce alt ettiği Caner'e bakıyordu.

Kafesin kapısı açıldığında kız bir acele ile içeri girmek için hareket etti. Efken bir süre olduğu yerde durarak kızın yaptıklarını izledi.

Üstünde eski bir kapşonlu vardı ve omuzlarında biten, beyazın koyu tonuna sahip saçları dışarı fışkırmıştı. Garip bir şekilde bu dağınık haline rağmen ilgi çekici bir yüze sahipti.

Diğerlerinden farklıydı ve onu fark etmemiş olması imkansızdı, yoksa başka bir yerden gizlice mi gelmişti.

"Caner, ölme sakın." diye mırıldanan kızın birden korkulu çığlığı yankılanmıştı.

Onun bağırmasıyla birlikte içerideki sesler kesilmişti. meraklı gözler, Efkenin kapşonundan tutmasıyla üstüne yalpalayan kıza dönmüştü.

Kız açılan kapşonunu tutarak açıkta kalan tenini gizlemek istemişti. Kapşonunun açılan kısmından belli olan askılı atleti, bir kaç kişinin ağzının sularıyla ona bakmasına sebep oluyordu.

Efken bunu fark edince, onun yakasını çekiştirerek göğsünü kapatıp, kendine çevirmişti yüzünü.

Adamın, kıza bu kadar çok dikkatli bakmasının sebebi; saçları arasına gizlediği, ensesinde gördüğü dövmesiydi.

Bu dövme ona o kadar tanıdık geliyordu ki içini büyük bir merakla doldurmuştu.

İnsanların kargaşası artarken kızın kolundan tutarak peşinden, kafesin dışına sürüklemişti.

Bileklerini tutan ellerin, kendisinden kaçmak için hareketlendiğini bilsede umursamamıştı.

Bir an önce yüzleşmeleri gereken konuları tartışmak istiyordu.

****

"Bu kızı neden getirdin Efken? " diye naif sesin sahibi, göz kenarlarında yılların getirdiği hafif kırışıklarla genç adamın yüzüne bakıyordu.

Yıllar geçmesine rağmen, hala genç ve güzel bir kadındı Melike Hanım. Üstüne giydiği krem rengi kumaş pantolon ve beyaz bluz ile göz kamaştırıyordu.

Efken üstüne geçirdiği tişörtü ile dağınık saçları arasından ona bakmış ve aklını karıştıran düşüncelerden sıyrılarak dolgun dudaklarını aralamıştı.

"Onun senin kızın olduğunu düşünüyorum. " bu cümle, kadının bir süre ona baka kalmasına sebep olmuştu.

"Bunu düşünmene sebep olan şey ne? Yoldan geçen biri için söylüyorsun gibi. " diyerek ayağa kalkmıştı.

"Bana gösterdiğin dövme, aynısı bu kızın boynunda var. Gerçek olup, olmadığını öğrenmek sana kalmış. Merak etme bu süre zarfında onunla ben ilgileneceğim"

Kadın içini kaplayan hislerle dolup taşarken, kızın gerçekten kızının olduğunu öğrendiğinde bunu ona nasıl açıklayacağını düşündü. Belki de onun geçmişini araştırıp, ona daha farklı bir şekilde yaklaşmalıydı.

"Hayır, kız benimle kalacak Efken" dedi donuk bir sesle. Her ne kadar yeğeni olsa da, Efkenin kontrolü olmayan bir siniri olduğunu biliyordu.

Kız ona zorluk çıkarmış olmalıydı ki, kızı bayıltıp getirmeyi tercih etmişti.

Efken kadının dediğine karşılık kaşlarını çatmıştı, "az önce, kızı buraya getirdim  hayıflanan sendin? "

Kadın hafifçe gülümseyerek ciddi ifadesini dağıtmıştı "Bak Efken, tüm hayatım senin gibi erkeklerle uğraşarak geçti. O kızı hırpalamana izin veremem."

"Zarar vereceğimi düşündüren nedir sana?" dedi adam ayaklanırken. "Kanımızdan olan birini bulmaya yaklaşmışken, neden zarar vereyim ona? "

"Bana öyle bakmayı kes çocuk, " kadının sert bakışları genç adamı hedef alırken, adam sadece hafifçe gülümsemişti.

"Anlıyorum, beni ona benzetiyorsun. Ama emin ol Aren amcamla fikirlerimiz aynı değil. Ben asla aileme zarar vermem." dedi derin bir nefes alarak.

"Biliyorum, özür dilerim Efken. "

"Özürlerin bir şeyi değiştirmiyor artık, teyze"

****

Efken içine çektiği sigarasının dumanın üflerken kolunda duran dövmeye baktı. Bazen çok güçsüz kaldığını düşünüyordu.

Kendini bile kurtaramıyorken, büyük bir bölgeyi temsil ediyordu. Sorumluluğun hepsini kendine yüklemişti, daha aile içindeki sıkıntılarını çözüme kavuşturamamıştı.

Herkes dayısına benzediğini söylerdi. Ordudan kaçan dayısı bir çok kişinin hatta teyzesinin bile hayatını karartmıştı. Sırf ona benzediği için kimse ona güvenmiyordu.

İstemsizce güldü "hala çektiriyorsun ihtiyar.. " diye konuştu kendi kendine.

Gözlerini az önce dışarı çıktığı eve çevirdiğinde camdan atlamaya çalışan kızı görmek kaşlarını çatmasına neden olmuştu.

Bir süre kızın kendi kendine debelenmesini izlerken sessizce eve  yaklaştı. Kız birden kendini bahçeye bıraktığında ona yetişip elindeki sigarayı kenara fırlattı.

Kızın yere savrulmak üzere olan bedenini tuttuğunda, gerilen kaslarını fark etti. Yüzüne baktığında, kız tıslarcasına "Bırak beni. " demişti.

"Ben bunu söylemen gereken en son kişiyim. " diye mırıldanarak kollarını daha sıkı tutmuştu kızın.

Efkenin dediklerine sinirlenen kız kollarını ondan kurtarmaya çalıştı, " Bırak beni it herif! "

Efken sabırla iç çekip aniden dirseğini onun boynuna vurarak kızın bilincini yitirmesine neden olmuştu.

"Ben, bunu söylemen gereken en son kişi bile değilim. "

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Oct 21, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Danger; LOTUSWhere stories live. Discover now