Bölüm 7 "Şaşkın aşık"

Start from the beginning
                                    

Ruhumu ele geçiren yıkılmış duygularımı kimseye yansıtmamak için büyük bir çaba sarf edememekten nasıl kaçınacağım.

O anı zihnime kayıt etmiş içinden çıkamıyordum.

Az öncesi 👇

Kulaklarım uğuldarken bulanık gözlerim Emre'de asılı kaldı.

'Nası ya! Emre ne alaka?'

'Yavuz kalksana be adam!'

'Neden hâlâ daha yerinde oturuyor bu adam?'

'Şaka mı!?'

'Tamam, tamam gözlerimi kapatınca gerçekliğe geçiş yapacağım, beynimin oyununa gelmeyeceğim. Hadi Nare; bir, iki, üç. Ve..'

Değişmeyen yüzler bana merakla bakarken kanın yüzümden çekilmesiyle tüm bedenim birkaç saniye hareketini kesti. Kan pompalamayan kalbime bir şeyler olurken; açık ağzımı kapalı tutmakta zorlanıyorum.

Hâlâ yerinde oturan Yavuz'un gözleri halıya saplanırken incecik yaşım yanağıma kayınca hızla silip, babamın iyi misin bakışına gülümsemeye çalıştım. Bunun bir yanılgı olduğunu söylesem babamın tepkisi ne olurdu?

Kestiremedim.

Parmağıma geçirilen halkaya değdi dolan gözlerim. Bir robot gibi beni yöneten dış seslere duyarlı yanım, komutları belleğine kazırken ruhum yerinde değildi.

Ruhu terk etmiş bedenime sarılan annemle kendimi geri çekemedim.

'Burada neler oluyor diyemedim.'

'Asıl damat Yavuz değil mi? Ben Yavuz diye kabul etmiştim anne!'

Çıkmadı kelimeler.. Unuttuğum alfabe yuvarlanmıyordu felçli dudaklarımdan.

Yavuz ayaklandı. Gözlerim ilk defa gözlerine değdi.

'Biliyordum. Anladı sonunda!'

'Biliyordum işte biliyordum, buna izin vermezdi.'

İki aydır yanında çalıştığım adam, tüm yanlış anlamayı sabote ederken bana açtığı duygularına sahip çıkacaktı.

'Benim bocaladığım duyguları o savunacaktı.'

'Ne! bir dakika ya, hayır Yavuz bunu değil, aslolan şeyi yap, lütfen. Gör beni. Sessiz çığlımı duy hadi.'

Kardeşine sarılıp tebrik ederek köşeye çekilen adamın çökmüş omuzlarından çekildi dolu gözlerim. Salonu terk eden adamdan çektim irislerimi.

'Neden buna izin veriyordum?'

'Neden geri dönüşü olmayan bok yoluna adımlıyordum?'

Sadece etten; ruhu yerinde olmayan bedenimi saran tebriklerle salonu terk edecekken büyüklerin yanına oturtulmasıyla tekli koltuğa kuruldum. Zehra'nın bir şey yap, ne oluyor Nare deyişiyle ilgilenmedim. Nişan telaşına giren ailemi sağır kulağımla dinlerken Yavuz'un evi terk ettiğini Zehra'nın kulağıma fısıldamasıyla işittim. Konuşulanları dinliyor gibi görünüyorken arada bana yöneltilen; içeriğini bilmediğim cümleleri başımla onaylıyordum. Yavuz'un çıktığı kapıdan çıkarak bu yaptığınız da ne dememek için kendimle çeliştim.

Gitmesi kolay değildi.

'Yanlış anlamışım pardon ben aslında Yavuz ile evleneceğimi sanıyordum, demesi çok zor görünmüştü gözlerime.

Komşu KızıWhere stories live. Discover now