•özel bölüm part 1•

10.4K 644 435
                                    

the weekend, die for youlana del rey, venice bitchbruno mars, versace on the floor

Ups! Tento obrázek porušuje naše pokyny k obsahu. Před publikováním ho, prosím, buď odstraň, nebo nahraď jiným.

the weekend, die for you
lana del rey, venice bitch
bruno mars, versace on the floor

🍷

•Yoongi•

Zorlukla kapıyı açabildiğimde elimdeki poşetleri portmantonun hemen önüne bıraktım, ayakkabılarımdan ve üzerimdeki siyah hırkadan kurtularak onları yerlerine yerleştirdim. Bu evi sessiz görmek benim için mucize gibiydi, Taehyung sevgilisini de alarak Daegu'ya gitmişti ve benim sevgilim, bir arkadaşı ile buluşmak için dışarıdaydı.

İlişkimiz benim kendime güvensizliğimin aksine sorunsuz bir şekilde ilerliyordu, kavgalarımız yok denecek kadar azdı. Jimin'i gördüğüm an, her şeyi unutuyordum ve bundan çok fazla mutluydum, ona olan hislerimi kelimelere dökmeye bir kez kalkmıştım ve Jimin, baş ucuna bıraktığım mektubu gözyaşları içinde okumuştu.

Poşetleri mutfak tezgâhının üzerine bırakmanın ardından dondurma kutularını çıkararak buzluğa yerleştirdim, yemek malzemelerini kenara dizerek lazım olmayacak olanları dolaba yerleştirdim.

Boş poşetler ortadan kalktığında mutfak daha iyi görünüyordu, üzerime Jimin'in şortlarından ve tişörtlerinden birer tane geçirerek mutfağa döndüm. Gelmesine iki saatten az kalmıştı, bir an önce işe girişmem gerekiyordu, hemen.

Bugün, Jimin'in bana aşık olduğu ilk gündü ve üzerinden tam iki yıl geçmişti.

O günü net bir şekilde hatırlamamın tek sebebi çok önemli bir konferansın bitmesi ile restoranta gelmiş olduğumdu, internet üzerinde araştırmış olduğumda tarihi direkt olarak karşıma çıkmıştı.

19 Haziran.

O gün gelememiş olsaydım ya da Jimin daha dikkatli olup elini kesmemiş olsaydı, bu hale gelir miydik emin değildim. İçimdeki hisleri ortaya çıkaran, tüm korkuları bitiren Jimin'in bana karşı olan sevgisi olmuştu. O beni sevmeseydi, onu sevmiş olsam bile yaklaşamazdım ama emindim ki, ben Jimin'i yine çok fazla severdim.

Tavukları hazırlayarak fırına atmanın ardından yanına bir şeyler hazırlamaya koyuldum, biraz baş ağrım olmasına rağmen Jimin'in yüzünde göreceğim mutluluk için her şeye değerdi. İç geçirerek havuçları doğramayı bıraktım, biraz ilaç almanın iyi olup olmayacağını bilmiyordum.

Saatler ilerlerken salondaki küçük masayı hazırlamış, pembe gül yapraklarını beyaz örtünün üzerine bırakmıştım. Jimin yeniden saçlarını o zamanki kadar pastel bir ton olmasa da pembeye boyamıştı.

Ona her baktığımda nasıl bu kadar güzel olabildiğini anlamıyordum, herkesin ilgisi onun üzerinde oluyordu, bundan hoşlandığı da her halinden belliydi.

mine' yoonminKde žijí příběhy. Začni objevovat