2

968 81 519
                                    

Keloğlan göle doğru yola çıktı. Hâla aklı Sinek'teydi. Ne güzel bir götü vardı öyle...

Sonra Sinek'le yaşadığı maceraları hatırladı. Tamam sadece Sinek yoktu, arkadaşları da vardı ama önemli olan Sinek'ti.

Birlikte yaptıkları yarışlar, futbol maçları, madende yaşadıkları fantaziler, kızakla kayıp başka boyutlara gitmeler ve daha nicesi...

Keloğlan düşünmeye devam ediyordu, sonra Balkız'ın "Keloğlaaağn n'apıyorsun canım kankiiğğğm!" demesiyle düşünceleri ortadan ikiye bir katana yardımıyla ayrıldı.

Keloğlan'ın aklında "iki dakka sus oçkız" Demek geldi ama ayıp olurdu. O terbiyeli bir çoçuktu, hem Balkız onun çocukluk arkadaşıydıydı ve ilk crush'ıydı.

Artık Balkız'ı o kadar seviyor mu tartışılırdı, çünkü Balkız'ın ergenliği çekilecek gibi değildi. Bi' çok cana yakın oluyor, bi' ana bacı sövüyordu. Birde Merve-Bella dinlemeye başlayınca Keloğlan iyice soğumuştu.

Keloğlan:
İyi valla sen n'apıyorsun?

Sivri:
Seni bekliyoruz bi' saattir amk keli!

Kara'nın gözleri kocaman açıldı. Aynı anda Örgülü'nün kulağını tıkadı.

Kara:
Dilinize hakim olun beyler.

Sivri:
Tamam amk.

Kara Sivri'ye ayakkabısını fırlattı. Tam anlının ortasına geldi. Çıkan ses çok güzeldi.

Medyada ses var U_U

Keloğlan:
Aaa Enes Batur'un kafa atma sesi!

Sinek:
Aaa Enes Baturcu velet!

Herkes Sinek'e ağzını kocaman açmış bir şekilde baktı.

Keloğlan:
Sen n'apıyorsun burda Çağtay Akman çakması?

Sinek:
O benim çakmam bir kere! Hem ben daha yakışıkıyım, sesim de daha güzel hıh.

Balkız:
Git bi' aynaya bak istersen.

Sinek:
Her gün bakıyorum zaten. Bu dünya için fazla mükemmelim.

Keloğlan:
Haklı.

Sinek:
*duyamadı* Ne?

Keloğlan:
Hassiktir Ordan!

Sivri:
S ve kadim dostu j.

Örgülü:
İki harf nasıl dost olabilir ki?

Sivri:
S ve J'nin kadim dostluğu çok eskiye dayanır. Bir gün uzak dünyada eski zamanlarda birbirine rakip iki köy varmış. Bir köyde S ve ailesi, diğer köyde J ve dostları varmış. Bir gün iki köy arasındaki gerginlik giderek artmış. Öyle ki bu iki köy arasında ev, bahçe yakmalara kadar uzamış. İlk köyden yani S nin yaşadığı köyden bir kişi J'nin yaşadığı köye gelmiş. Bu duruma bir son vermeye çalışmış. Fakat J'nin yaşadığı köydeki halk S'den gelen kişiyi idam etmiş. Bunun üzerine J'nin yaşadığı köy savaşa hazırlanmış. İki tarafta birbirlerinin köyüne ajanlar yollamış. Savaş günü gelip çattığında ise S ailesinin adına savaşa gitmeye karar vermiş. J ise dostlarıyla çarpışmaya karar vermiş. İlk saldırıyı S'nin yaşadığı köy yapmış. J'nin dostlarından bir tanesi ise bu saldırıda ölmüş. J ve arkadaşları onun için bir cenaze bile hazırlayamamışken saldırıya geçmeye başlamış. Savaş 1 hafta sürmüş. İki köy de fazlasıyla zararda çıkmış. Kazanılanlar ve kaybedilenlerin arasında açık bir ara olduğu bu savaşın son damlaları gelmiş. J bir arkadaşı ile kalmış. S ise ailesini korumak adına hala hayattaymış. İki tarafta dinlenirken J arkadaşıyla konuşmaya başlamış. Arkadaşı " Bu savaşı saldırarak veya savunarak kazanamayız. İki tarafın da anlaşması gerekiyor." demiş. S ise ailesiyle konuşmuş ve J'nin arkadaşının önerisinde bulunmuşlar. Ertesi gün savaşın bitmesi gereken gündü. Bir taraf galip olacaktı. Fakat J öne çıkarak iki köy arasındaki savaşta yüksek seslerle bağırmaya çalışmış. "Savaşı bitirelim dostluk kuralım!" fakat kimse onu duymak istememiş. S ise J'nin çığlıklarına karşılık vererek ona katılmış. Savaşta iki köy de farklı köylerden iki kişinin beraber olduğunu görünce savaşı durdurmuş. Onların seslerine kulak vermişler. İki köy de verilen kayıplardan muzdarip olup savaşı bitirme kararı almış. J dostları anısına S'nin olduğu köye bir anıt yaptırmış. Bu anıt bu savaşın unutulmaması için zaman boyunca orada kalmış. İşte böylelikle S ve J'nin kadim dostluğu başlamış.

Örgülü:
Çok dokunaklı. *mendille burnunu çeker*

İnatçı:
Sen bu şeyi tek nefeste nasıl söyledin?

Sivri:
Söylemicem kudur köpke.

İnatçı:
Kudurdum.

Sivri:
Aferin. 

Keloğlan:
Siz niye buradasınız ki?

Tomurcuk:
Tek balık tutabilecek kişi sen misin?

Sivri:
Evet.

Kara:
Sivri bi' sus.

Sivri:
>:(

Kara:
Sen bunu nasıl söyledin?

Sivri:
;)

Örgülü:
Ben korkmaya başladım...

Sivri:
Bir şeyden de korkma bee!

Örgülü:
Elimde değil ki.

Sivri:
Tm
























Öncekinden daha uzundu.
































Bir Sinekoğlan HikayesiWhere stories live. Discover now