🖤Final #Part 3🖤

Bắt đầu từ đầu
                                    

"Hoşgeldiniz kızım."

"Hoşbuldum efendim."

Ömer hemen onları tanıştırdı.

"O benim annem. Anne bu da benim okuldan arkadaşım Neva."

Neva ismini duyan kadının gözleri ışıl ışıl parladı. Ama bunu farketmedi Neva. İçeriye geçtiler. Sohbet ve tanışma faslından sonra Ömer Neva'yı arka bahçeye açılan kapıya davet etti.

"Göstermek istediğim şey burada."

Neva Ömer'in annesinden müsaade isteyerek ayağa kalkıp kapıya doğru yöneldi.

Ömer'in kapıyı açmasıyla Neva'nın burnuna tanıdık bir koku doluştu.
Kapıdan geçip bahçeye girmesiyle büyük çaplı bir şok geçirdi. Her yer nergislerle doluydu. Çok büyük olmayan arka bahçenin her yerine özenle nergisler ekilmişti. Sadece yere değil. Bahçenin iki tarafına iki katlı raflar yerleştirilmişti. Bu rafların hepsinde de bir sürü saksı vardı. Tüm saksılara nergisler ekiliydi. Neva bir anda kendisini nergis cennetinde bulmuştu işte. Gözleri nergislerin güzelliğiyle kamaşırken ruhu nergislerin kokusuyla mest olmuş kendinden geçmişti.

"Aman Allahım! Ömer bu... Nasıl? Ama burası muhteşem ötesi bir yer."

Çocuk yanı ortaya çıkmış olacak ki küçük bir kız çocuğu kadar şen ve neşeliydi. Hemen ileriye atılarak onlara dokunup okşadı, sevdi, öptü hatta.

"Ömer hiç bahsetmedin bahçenden. Önceden deseydin ya seni nergis cennetine götüreceğim diye. Sen bir şey göstereceğim deyince açıkçası böyle bir şeyle karşılaşacağımı tahmin etmemiştim. Burası muazzam bir bahçeye dönüşmüş. Beni buraya koysalar bir ömür boyu yaşarım bu bahçenin içinde."

Son söylediği sözün idrakine birkaç saniye sonra vardı ve çok utandı. Yanakları al al olmuştu. Bakışlarını kaçırtarak başka şeyler dedi.

"Çok emek verdiğin kesin. Hem dur ya. Yoksa geçen getirdiğin nergisleri burdan mı getirdin?"

"Evet bahçemden kaldırıp getirdim sana. Bu bahçeyi geçen yıl kurdum biliyor musun?

"Cidden mi? Geçen seneden beri nergis cennetin var ve söylemiyorsun. Yaa çok güzel. Senin de nergisleri bu kadar sevdiğini bilmiyordum."

"Senin nergisleri sevdiğini öğrendiğimden beri ben de seviyorum."

Neva gülümseyerek nergisleri sevmeye devam ediyordu ki duyduklarıyla yüreği hızlı hızlı atmaya başladı. Şu an kalbi nerede atıyordu kestiremiyordu. Nefesini kesmişti Ömer'in bu itirafı. Biraz daha konuşursa oracığa yığılacağını sandı. Ama kendisiyle konuşarak ve dahi kalbine atıp tutarak onu az da olsa sakinleştirmişti.

O kendi içinde büyük bir savaş verirken, Ömer konuşmasına devam etmek için cesaret topluyordu. Neva hafifçe çömelmiş nergislerin yapraklarını okşuyordu narince. Ömer ona hafifçe yaklaştı. Bakışlarını nergislerden birine gömerek:

"Her şeye inat ne de güzel gülümsüyor baksana. O kadar ışıl ışıl ki varlığı insana hayat veriyor. İnsana hayat sevinci bahşediyor. Huzurun doruklarına doğru kanatlandırıyor."

Bunları duyan Neva başını çevirip Ömer'in yüzüne baktı. Ömer bakışını nergisten kaldırıp Neva'nın gözlerinin içine baktı.

"Tıpkı senin gibi."

Neva şaşkınlık içerisinde ayağa kalktı. Daha bu sözlerin şaşkınlığını üzerinden atamadan Ömer bu defa tüm açık yürekliliğiyle uzun zamandır içinde sakladıklarını bir anda dile getirdi.

"Neva! Seni seviyorum. Seninle ve çocuklarınla ömür boyu bu evde birlikte yaşamak istiyorum.
Benimle evlenir misin?"

Konuşmak hiç bu kadar zor gelmemişti ona. Ama nihayet söyleyebilmişti kalbinden geçenleri.

MİHEN (Tamamlandı)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ