don't be afraid to close your eyes, i'll be there for you

196 16 63
                                    

To: sunslous

💤💤💤

Her yerim ağrıyor.

Üşüyorum.

Ve biraz da açım.

Ama hepsinden önemlisi; çok uykum var.

Yine öylesine bir apartmanın koridorunda geçirmişim geceyi. Her tarafım tutulmuş.

Uzunca bir esnemenin ardından 1 haftadır yıkanmayan saçlarımı kaşıyarak ayağa kalkıyorum. Bıraksalar sonsuza dek bu fayanslara uzanıp uyuyabilirim ama olmaz. Kovarlar beni.

Bana sunulmayan ayrıcalığa hayvanların sahip olduğu geliyor bir anda aklıma. Sinirlerim bozuluyor. Hani biz de birer hayvandık? Ben de onlar gibi dışarıda yaşıyorum, bir sıkımlık canım ve birkaç ufak tefek eşyam dışında kaybedecek hiçbir şeyim yok ve doğa anadan başka yaslanabileceğim düzgün bir dayanağım da yok.

Gerçi betonlarla döşeli bu toprak parçasında doğanın 'd' sinden bile bahsedemem ya, neyse.

Binadan dışarı çıktığım gibi sokak köpeğinin tekiyle göz göze geliyorum.

Yüzünde bana acıyan bir ifade var, görebiliyorum.

Ona laf atacakken benden daha iyi bir durumda olduğu gerçeğini hatırlıyor ve iyice asabileşiyorum.

Ama elimde değil ki! Bana attığı bakışı bir görseniz; emin olun sizin de sinirleriniz tepenize çıkardı.

Bir şey söylemek yerine çantamı ani hareketle önünde sallayarak korkup kaçmasını sağlıyor ve yoluma devam ediyorum. Aptal köpek.

İki cadde ötedeki klasik mekanıma gitmeden önce mor menekşelerin yanına uğruyorum. Her zamanki gibi; veletlerin her biri yolumu gözlemiş.

En az bedenim kadar yıpranmış çantamdaki minik su şişelerinden birini çıkarıp çöl olmuş boğazıma yağmur yağdırıyorum. En çok da sabahları susarım zaten.

Arkamda beni dikizleyen menekşelere dönüp elimdeki su şişesini oyuncu bir tavırla sallıyorum. Onlar da en çok sabahları susuyorlar, biliyorum.

Seslerini duyabiliyorum. "Hadi ama seni canavar, sula bizi!"

Birkaç saniyeye kalmadan gururumu bir kenara bırakıp paşa paşa sulamaya başlıyorum altındaki toprağa canla başla tutunan kökleri.

Hepsinin yüzünde birer sıcak tebessüm beliriyor. Bugün de ölmediler sonuçta. Onlar adına sevinmediğimi söyleyemem, sevindim.

Teşekkürlerini dinlerken kendimle gurur duyuyorum. Yırtık cebimden güneş gözlüğümü çıkarıp havalı bir şekilde takmamın ardından ayağa kalkıyorum.

Çünkü az önce karnımın gurultusu, en dakik alarmım, bana artık gitmem gerektiğini söyledi.

Çömeldiğimden kabanıma bulaşan pislikleri umursamadan yürümeye başlıyorum. Adım attıkça yerle buluşuyorlar zaten, hep aynı şey.

💤💤💤

Tabağımı bitirdikten sonra çorbanın sıcaklığıyla git gide mayışıyorum. Minik bir kestirmeden bir şey olmaz.

Anlık ürpermeyle soğuk parmaklarımın aksine alev alev yanan gözlerimi yarıya kadar aralıyorum. Uzunca bir esnemenin ardından masadaki kalan tek sigarama uzanıyorum.

night night Where stories live. Discover now