Geçmişten Bir Gün

341 50 103
                                    

Hadi yorum yapmıyorsunuz ama yine size kıyamadım gençler~

Bol bol yorum yapın ve teorilerinizi de yazın da hem yazarın morali yerine gelsin hem de devamı hızlı gelsin.

÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷÷

-AYIN 19'u, SAAT 15.46-

"İşte böyle oldu Koda."

Todoroki elindeki yapay çiçeğin ilk yaprağını kopardı. Koda da karşısındaydı. Beraber çay içip konuşuyorlardı. Gerçi daha çok Todoroki konuşuyor Koda da dinliyordu.

"Sence ne yapmalıyım? Yani bilirsin, duygular değişken şeylerdir, zamanla değişirler."

İkinci yaprağı da kopardı.

"Ben Momo'yu seviyordum. Hâlâ seviyorum gerçi...Ama artık bu değil...Bu artık 'aşk' olarak nitelendirebileceğim bir şey değil. Bu...Arkadaşlık."

Üçüncü yaprakla oynamaya başladı.

"Bunu kabul etmek çok zor oldu ama...Sanırım ben..."

Koda, Todoroki'ye bakışlarını sabitledi. Bu, onun kendince 'devam et hadi' deme şekliydi.

"Midoriya'yı seviyorum..."

Bu haber, Koda'ya bile ufak çaplı bir şok geçirtmeye yeterli olmuştu.

"Kendimi pislik gibi hissediyorum. Momo'ya   o kadar ümit verip ondan sonra başkasına gitmek bana kendimi kötü hissettiriyor. Ne yapmalıyım hiçbir fikrim de yok. Sence ne yapmalıyım?"

Koda omzunu 'bilmiyorum' anlamında salladı.

"Momo da mutlu olsun istiyorum ben...Ne yapmalıyım?"

Koda, ona bakmaya devam etti.

"Gerçekten de iyi bir dinleyicisin. Teşekkürler."

Todoroki hafifçe gülümseyip su almak için mutfağa yöneldi. Kapı koluna uzandı ama duyduğu sesle duraksadı.

"Kacchan, dur~"

Eli dondu. İçeriden sesler gelmeye devam etti ve iyice arttı.

Bu seslerin sahibini çok iyi tanıyordu.

Aşık olduğu Midoriya ve günahı kadar sevmediği Bakugou.

Suyu almaktan vazgeçerek odasına çıktı.

***

-SAAT 15.59-

"O piç kurusunu öldüreceğim! Bu gece! Ona çok sinirliyim!"

Odada volta atıyordu. Yerdeki gömleği, kitabı, çantayı, yorganını, yastığını; ayağına ne gelirse hepsini tekmeledi.

"O pislik! Bugün ona yaptığı şeyi görmedin sen tabii."

Telefonda konuştuğu kişi onu sakinleştirmeye çalışsa da nafileydi.

"Elime bir bıçak alacağım ve ona saplayacağım!"

***

-SAAT 22.56-

Yaoyorozu, Mina'nın odasındaki pijama partisine gitmişti ve Todoroki, odasında kitap okuyordu.

Gerçi sadece gözleri okuyordu, zihni hala Momo'yu incitmeden ondan nasıl ayrılabileceğini düşünüyordu.

"Bu böyle olmayacak..."

Okuduğu kitabı odanın duvarına fırlattı. Kitap kapandığında, kapağındaki yazı göründü.

Decameron

***

-SAAT 23.34-

Her yerde kan vardı. Yerde, koltukta, bıçakta ve Todoroki'nin beyaz gömleğinin üstünde. Koda Kouji de yerde, kendi kanı içinde yatıyordu.

Bıçağa baktı. Avcı bıçağı olarak adlandırılan türden keskin bir bıçak. Yerde yatan Koda Kouji'ye baktı. Koda Kouji'nin bedeni artık canlı değildi. Ölmüştü.

O artık bir ölüydü.

Bakışlarını kendine çevirdi. Kanlı gömleğine, bıçağına baktı. Gözleri bıçağın üstünde durdu.

Gömlekten de bıçaktan kurtulmalıyım...

***

-SAAT 00.00-

"Shoto, şarj aletim sende mi?"

Yaoyorozu açık kapıdan içeri girdiğinde Todoroki, musluğun başında bir şey yıkıyordu.

"Momo?"

Yaoyorozu lavabo ile odayı ayıran kapıya yaklaştı.

"Ne yıkıyorsun?"

"Elimi?"

Yaoyorozu çaktırmadan yere baktı. Todoroki'nin beyaz gömleğinin kolunda kan vardı.

"Tamamdır. Şarj aletim?"

"Bel çantamın içinde olmalı."

"Tamam."

Yaoyorozu şarj aletini alıp odadan çıktı.

O gömleğin üstündeki kandı...

Kapalı kapıya baktı.

Ne iş çeviriyorsun Shoto?












Hero&MurderWhere stories live. Discover now