7

688 79 38
                                    

Yataktan çıkıp ayağıma topukluları geçirdim. Bir kaç gündür çalışmaktan pijama giymeye vaktim olmuyordu.

Artık ayaklarımın 'yeter beni bir sal' dercesine ağrımasıyla topukluları elime aldım. Ve çıplak ayakla merdivenleri indim.

"Koltukta uyumak nasıldı? "

Tony koltuktaki battaniyeyi  katlarken bana bakmadan laf attı.

"Rahatsız edici belki yatağın bir kenarına erişim izni tanırsın? "

Ona yaklaştım ve aramızda neredeyse hiç mesafe bırakmadım.
Yutkundu ve göz bebekleri büyürken hareleri koyulaştı.
Ve bende burnumu yanağına sürtüp geri çekildim.

"Benimle oynama. "

Dedi fısıltıyla.

"Benden öncekilerin intikamını alıyorum. "

Deyip mutfaktan kahve yapmaya başladım.

Kahvemi termosuma koyduğumda gideceğimi anladığı için huzursuz mırıltılar çıkardı.

"Hadi koca bebek sende şirketine gideceksin! "

Çocuk gibi omuz silkerken.Ona tek kaşımı kaldırır gibi baktım. 

'' Umarım evinin asla tatilatı bitmez.'' 

Omzuna vurdum. 

'' Hadi ama sonsuza kadar seninle kalamam. Ayrıca şirket işleri bugün resmen bitiyor.''

'' Ciddi misin?''

'' Evet. 'Stark' kulesi ne alemde?''

'' Ufak bir ortak arıyor.''

'' Ortak evrendeki en zengin adamsın?''

Önüme güvenlik kodlamalarını yığdı.

'' Sence sadece para için mi ortak arıyorum?''

'' İşten kaçmak için beni kullanamazsın beyfendi.''

Yavru köpek suratı yapıp şirin şirin bana baktı.

''Tamam be!'' Çirkefçe kağıtları alıp çantama tıktım.

'' Bu akşam seninle bir şey konuşmalıyım. O yüzden hanımefendi. Geç gelme!''

'' Ne yapıcaksın evlilik m teklif edeceksin(!)''

O bir şeyler mırıldanırken termosumu alıp çıktım yoğun bir gün olacaktı. 

Aslında Amerika'da bir şirket açtığım için bu kadar yoğundum.

Aslında bugünden sonra yoğun olmazdım.
Termosum ile şirketime girerken güvenliğe selam verdim.

"Günaydın Clint. "

"Günaydın Bayan Akay. "

"Hadi ama Clint her sabah konuşuyoruz bu bizi dost yapmaz mı? "

Mavi gözlü adam onaylarcasına gülümsedi.

Kısa bir konuşmanın ardından ilk defa ona sordum.

"Evli misin? "

Bana sorarca baktığında parmağındaki yüzük izini gösterdim.

"Evet" Diye mırıldandı.

"Galiba biraz geciktim. Ama tebrikler. "
Sırıtıp teşekkür etti.

'' Aslında daha birkaç aylık ama kimsenin bilmesini istemiyorum.''

'' Kızı mı kaçırdın?''

Kahkaha atarken artık olayı anlamadığım için kaçtım.

Onaylama ve diğer işlemleri bitirirken artık özgürdüm. Ve hızlıca ilk kez erkenden çıktım.

Tanrım hava bile güzeldi tam Tony'i arayacakken telefonum birden kapandı.

Şarjı ful olan bir telefon niye kapanır?

Kapıdan tek gözünde korsan bandajı olan, siyahi bir adam geldi.

Biri bu adama çocukken korsan olamazsın gibi bir şey mi demiş?

"Nick Furry? " Dedim sorarcasına.

Tony'nin bana anlattığı gibi bir adamdı.

"Bayan Akay?"

Ona masamın iki yanımdaki sandalyeleri gösterip. Elini sıktığımda bu adamla birlikte belanında odaya nüks ettiğini anladım.

"Burada olmanızı neye borçluyum ? "

"Stark'a... Anthony Edward Stark'a. "

Yüzümü onu dinlediğimi belirten bir ifade takınıkken Tony'nin adını duymamla tek kaşım havaya kalktı.

"Sizden onu raporlamanızı istemek için buradayım. "

Kısa bir bölüm evet ama size kıyamadım. Sınavlar yüzünden çok çok çok yoğunum. Umarım affeder ve anlayışla yaklaşırsınız. :)

Living ElementHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin