Yandan bir bakış atıp annemin peşinden çıktı abim de.

Odada yalnız kaldığımda yatağıma uzandım. Ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

🍒🍒🍒

" Gülşah hadi uyan kızım."

Gözlerimi zorlukla aralayıp anneme baktım.

"Ne oldu?"

"Misafir gelecek kuzum."

Başımı sallayıp yataktan kalktığımda kimlerin misafir geleceğini sorgulamamıştım. Çok değil 15 dakika sonra ben anca kendime gelmiştim ve o sıralarda kapı çalmıştı. Açtığımda karşımda gördüğüm kişiler Üsame ve Enes ile birlikte aileleriydi.

İçeri aldığımda Ayşe Anne ve Hümeyra Anne'ye sarıldıktan sonra Üsame ve Enes'e de sarıldım.

Salona geçtiğimizde herkes bir yere oturdu ve sohbet etmeye başladılar.

Anında konuşacak konuyu nereden buluyorlar?

Ben de iki ailenin minik kızlarının yanına gitti. Erva ve Fatıma mutfaktaki dolaplardan değişik renklerdeki kapları alıp oynamaya başlamışlardı.

"Bak Eyva sen onu al. Ben bunu alacağım."

"Fatıma ben onu alacağım. Veysene ya."

"Oymaz benim o."

"Neyeden senin oluyomuş?"

"İlk ben benim dedim benim oldu."

Bu ikili aileleri sebebiyle sürekli yan yanaydı. Her ne kadar kavga etseler de sonunda birlikte oturup oyun oynarlardı.

Onların yanına oturup oyunlarına katıldım. Kapının çalması ile ayaklanıp açtım. Karşımda nefes nefese kalmış bir Demir vardı.

"Demir? Ne oldu ablacığım?"

"Abim... Abim'e ulaşamıyorum. Siz de bir denermisiniz demeye gelmiştim."

Derin solukları arasında konuşurken abim gelmişti yanımıza.

"Demir? Ne oldu aslanım?"

"Abim. Ulaşamıyorum abi."

"Dur, tamam arıyorum."

Telefonunu çıkarıp birkaç tuşa bastı ardından kulağına götürdü.

Birkaç dakika bekledi ve telefonu indirdi. İki kere daha denediğinde sonuç değişmemişti.

"Bir yere mi gitmişti? Haberin var mı en son nerede gördün?"

"Markete gitmek için dışarı çıktı. 3 saat oldu abi."

"Tamam. Telaş yapma aramaya çıkarız şimdi."

Odasına koşup Üsame ve Enes ile geri gelip üstlerine geçirdikleri montları ve hızlı adımları ile Demirle birlikte aşağı indiler.

Ben de hızla feracemi giyip peşlerinden indim.

Aklıma bıçaklanma olayı geldi. Yine aynısı olmuş olabilir miydi? Başımı iki yana salladığımda düşüncelerimi dağıttım. Apartmanın kapısını kapatıp soğuk hava ile buluştuğumda ne yöne gidebileceğimi düşünmeye başlamıştım.

Deniz kenarına bakabilirdim belki. Emin olduğumda oraya doğru yürümeye başladım.

Biraz ilerleyince ilerideki bankta oturan iki kişi dikkatimi çekti. Biraz yaklaşıp banka yakın olan sokağa girdim.

Daha dikkatli baktığımda bu kişilerden birinin Onur olduğunu gördüm. İyiydi. Yanında oturan ise bir kızdı. Geçen gün gördüğüm kızdı bu. Çok emin olmasam da sanırsam Lale'ydi adı.

Bir şeyler konuşuyorlardı. Doğru olmasa da dinlemeye başlamıştım bir kere.

"Onur. Sana söylediklerime rağmen mi uzaklaşalım diyorsun? Hâlâ mı?"

"Bak. Uzun süredir böyle olmasa da artık eski Onur yok karşında. O, seninle konuşurdu. Ama artık o yok. Yerine bambaşka biri geldi ve o gelen kişinin seninle bir bağlantısı olması yanlış."

"Ne oldu sana Onur? Ne oldu da böyle uzaklaştın bir anda?"

"Kendimi sevdiğim kişiye saklamayı öğrendim. Benim sevdiğim kız kendini saklıyor. Ben de onun gibi olmalıyım. Bundan sonra lütfen görüşmeyelim Lale."

Kız ayağa kalkıp gittiğinde ben de eve gitmek için hareketlenmiştim ki birileri 'Onur!' diye seslendi.

Abimdi bu. Ve ardından gelen oğlanlar.

Elimi alnıma vurmamak için zor duruyordum. Ah Gülşah Ah.

Onur ayağa kalktığında ben de olduğum sokağın nereler ile bağlantısı olduğunu düşünmeye başladım. Umaylara yakınım. Oradan bizim ev beş dakika. Burada biraz konuşup oyalandıklarını düşünsek ben onlardan önce eve gitmiş olurum.

Hızla sokağın diğer tarafına yürüdüm. Ne kadar hızlı geldiysem iki dakikaya Umayların evinin önündeydim. Hız kesmeden devam ettiğimde apartmanın kapısına gelmiştim.

Cebimdeki anahtarla içeri girip bizim kata çıktım. Sessiz bir şekilde anahtarı yuvasına soktuğumda yavaşça çevirdim ve işte sonunda eve girmiştim.

Kolu yavaşça aşağı indirip kapıyı kapadığımda koşarak odama gittim. Minik kızlar benim odama gelmişlerdi.

Ellerinde boya kalemleri vardı ve duvara resim yapıyorlardı.

Feracemi çıkardığımda bir süre durdum. Duvara resim yapmak. Bu ne cesarettir yiğitlerim.

"Gülşah Abla nasıl olmuş resmimiz?"

Arkamı dönüp baktığımda tatlı ve masum gözlerle bana baktıklarını gördüm.

"Çok güzel olmuş ama kağıda yapsaydınız daha güzel olurdu ablacığım."

"Ama Gülşah Abla bu duvar, kağıttan daha büyük. Dimi Eyva?"

"Evet. Bak şurayı düzgün boyayamamışsın düzelt orayı."

"Sen kendininkine bak önce Eyva."

Kaşlarını çatan Erva önündeki resmine geri döndü.

Olan olmuştu artık. Ben de yanlarına gittiğimde duvarın yanına oturdum.

"Heh. İşte oldu."

"Evet oldu."

"Ne çizdiniz anlatın bakalım."

Önce Fatıma elini kaldırıp duvardaki kızı gösterdi.

"Bak bu sensin. Feracen de var."

Sonra Erva kaldırdı elini ve duvardaki kızın elini tutan oğlanı gösterdi.

"Bu da bizim eniştemiz. Daha kim olduğunu bilmiyoruz ama bu resimde evinizin bahçesindesiniz."
_______________________________________

-bölüm sonu

Selamunaleyküüm

Çok şükür iyiyim sizi sormalı? Nasılsınız?

Bölüm nasıldı?

Erva ve Fatıma ikilisi?

Onur? 💚

Gülşah? 💙

Şimdilik bu kadar. Ama şunu söyleyeyim, gece gelecek bölümden sonrası çok güzel olacak İnşaAllah beğenirsiniz ♥️

Allah'a emanetsiniz Vişnelerim 🍒♥️

~vişnesevgisibirbaşkadır

Vişne | TextingWhere stories live. Discover now