#1.B#

67 13 259
                                    

Bölüm adı;
YARA

Medya:Alan Walker, Sabrina Carpenter&Farruko
-On My Way

İyi okumalar💙

Her yer karanlıktı. Etrafımdan ayak sesleri de geliyordu ama nerede ve de neden orada olduğumu bilmiyordum. Ne zaman gelmiştim? Neden gelmiştim? Kimin yüzünden gelmiştim?

Burası neresiydi?

Sol tarafımdan bir ses gelince dikkat kesildim. Değişik hışırtılı sesler geliyordu. Ayak sesleri de geliyordu aynı zamanda. Bu da neyin nesiydi?

"Umraz."

Bir fısıltı geldi sağ yanımdan. Korkuyla diğer tarafa atıldım. Bu sefer solumdan yeniden garip hışırtılar geldi.

"Demek Umraz ha?"

Yeniden ürpertici bir ses gelince yutkundum.

"Kimsiniz?"

Hırıltı ile karışık gülme sesi geldi arkamdan. Bir şey beni hızla ileriye doğru itince kendimi yerde, dizlerimin üstüne düşmüş bir şekilde buldum. Kızıl, sarı saçlarım siyah tokadan kurtulmuş, yüzümün iki tarafından aşağıya doğru sallanıyordu.

Kafamı kaldırdım ürkerek. Bana doğru bir çift mavi, parıldayan gözler geliyordu. Hâlâ karanlıktı ama yavaş yavaş dört bir yanımdan gözler parlamaya başlamıştı.

Rengarenklerdi. Korkutucuydu her biri.

"Kimsiniz? Benden ne istiyorsunuz?" dedim fısıltıyla. Mavi, parlayan gözlere sahip olan kişi yürümeyi kesip gözlerini bana dikti.

"Adın gerçekten Umraz mı?" Konuşurken dişleri parlamıştı. O kısa bir parıltı da dişlerinin üstünde garip semboller olduğunu görmüştüm. Bu nasıl olmuştu? Görüş açıma o kadar yakın bile değildi.

Hızla bana doğru bir şey koşmaya başlayınca geç kalmış, çoktan geriye doğru savrulmuş ve de bir şeye sertçe çarpmıştım. Acıyla çığlık attım. Hâlâ gülme sesleri geliyordu. Ben acıdan kıvrandıkça bir şey hırıltıyla karışık gülüyordu. Şey diyordum çünkü insan değildi. Bu kadarını anlayabilmiştim.

"Senin." Mavi gözlere sahip olan kişi yanıma kadar yanaştı. Yavaşça düştüğüm yere doğru eğilip daha çok yaklaştı. Şimdi az çok yüzünü seçebiliyordum. Onu tanımıyordum. Gözleri de sandığım gibi mavi de değildi. Uzaktan neden mavi, parıltılı görünüyordu?

"Adın Umraz değil."

Ellerini saç köklerime kadar dolayıp sertçe kendine doğru asıldığı sırada ondan kurtulmak için çırpınıyordum. Saçlarımın bir kaç yerinden kök koptuğunu hissettiğim an kafamı hızla bir yere vurdu.

●●●

"Hayır, hayır bırak beni."

"Umraz kendine gel. Umraz!" Uzaktan uğultu eşliğinde konuşma sesleri geliyordu. "Onu uyandırın ve revire götürün." diye bir konuşma geldi ve o anda gözlerimi hızla açtım.

Sahra ve Minel başımda dikilmiş, endişeyle bana bakıyordu. Resim kursuna gittiğimiz için resim koçumuz da karşı da durmuş bana bakıyordu. Ayağa kalkmaya çalıştığım zaman başım döndü ve kendimi geriye doğru düşerken buldum. Kafamı sertçe duvara çarpıtığım sırada bilincimin kapanmak üzere olduğunu anlamam uzun sürmemişti.

"Çekilin önümden." Son duyduğum şey bu iki kelimeydi.

Yazarın Anlatımından...

Kilit Where stories live. Discover now