Annem gittikten sonra içimiz rahatlamıştı.

"Kızım. Hadi siz abinle eve gidin. Daha fazla burada yorulmayın. Hem duydunuz iyiymiş."

Başımı salladığımda abim de ayaklandı.

Eve gidene kadar sessiz bir yolculuk geçirdik.

İçeri girdiğimizde odama geçip üstümü değiştirdim. Hâlâ bir endişe vardı üzerimde.

Telefonumu elime aldığımda yatağıma oturdum. Onur ile olan konuşmama girdim.

Engel atılmıştı numaraya. Elim kaldırma tuşuna gitti ve engeli kaldırdım.

"Gülşah! Ben işe gidiyorum güzelim haberin olsun!"

"Tamam!"

Dış kapı kapandığında yatağıma uzandım.

***
Onur'dan

Acı.

Hem de bolca acı.

Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda hastanenin sinir bozucu kokusu doldu burnuma.

Anlamıyorum insanlar bu kötü kokunun içinde uyanıp nasıl 'neredeyim ben?' diyorlardı. Ben demezdim.

Etrafıma bakarken kolumdaki serumu farkettim. Sol elimi kaldırdığımda karnımın sol tarafında hissettiğim acı ile geri indirdiğimde yüzüm buruşmuştu.

Bu acının nedeni yavaş yavaş aklıma dolmaya başlamıştı.

***
13 saat öncesi

Sol yumruğunu karşısındaki rakibinin karnına geçirdiğinde son hamlesini yapmıştı Onur.

Karşısındaki adam ringin kırmızı minderlerinin üzerine düşerken hakem yere düşen adamın başına gelip saymaya başlamıştı.

Sonuç olarak kazanan: Onur'du.

Karanlığın Savaşçısı

Ringlerde Onur'un adı.

Gerçek ismi bilinmeyen bu adam. Sinirini çıkarmak için dövüşürdü.

Ve kazanırdı.

Saymayı bitiren hakem Onur'un yanına gelip bileğini tuttu ve havaya kaldırdı.

Biten maçtan sonra duş alıp evine gitmek için yola çıktı genç adam.

Elinde morluklar vardı ama Demir bunları görmediği için umursamazdı. Zamanla geçer derdi ve geçsin diye uğraşmazdı.

Şu hayatta ne zaman yaralarını sarmıştı ki zaten?

Yaralar açıkta kalırdı. Kabuk bağlardı. Ve iyileşirdi.

Köşeyi döndüğü sırada gözünde bir yumruk hissetti. Geriye sendelediğinde kendine dinlenme süresi verdi.

Ardından doğrulduğunda karşısındaki adamın yüzüne geçirdi yumruğunu.

Maçta kaybeden adamdı bu.

Rakibi tekrar bir harekette bulunduğunda çevik bir hareketle sağa gitti. Dizini geçirdiğinde iki duvar arasında bulundukları için duvara yaslanmıştı saldıran kişi.

Nefes nefese kaldıklarında adam bir kez daha saldırdı Onur'a.

Bu sefer gümüş bıçak çıkmıştı ortaya. Ve ansızın girmişti genç adamın karnına.

Vişne | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin