Zil çalınca sınıfa girdik. Zaten okulumuz da avucumun içi kadar bi yer olduğunu için gezdirecek pek bi yer de yoktu.
Sınıfta herkes çocuk gibi davrandığı ve işimin bilinmemesi için kimseyle fazla görüşmek istemiyordum. Zaten bize adamları ayarlayan kadınların da kesin emri vardı. Erkek arkadaş yok. Zaten olsa ne diyeceksin ki ? Aşkım benim bi adamla ufak bi işim var. Sonra görüşelim mi ? Bunu kabul edene erkek demem.
Gün bittiğinde eve gitmek yerine alışveriş merkezine gittim. Bir hafta önce beraber olduğum bi adam o gece giydiğim elbiseyi yırtmıştı. Benim de elbise almam şarttı.
Girdiğim bütün dükkanlar pahalı yerlerdi ama şirket bize kredi kartı da vermişti. Bizi ne kadar seviyorlar dimi !! Üstüme siyah ve dar kesim bir elbiseyi giyip kabinden çıktım. her geçen gün incelen bedenime elbise bulmak kolay değildi.
Arkamdan biri elimi tutunca korkarak arkama döndüm. Kabul ediyim Alpin mavi gözlerini görmeyi beklemiyordum. Değişik bi mavisi vardı. İnsanı içine çeken mavi. Derin bi mavi.
Elimi onun elinden çektim ve konuşmadan kabine girdim. Ama kabinin kapısı yoktu. Perde gibi bişey vardı. Ben girdikten sonra o da kabine girdi. Birbirimize o kadar yakındık ki. Nefes alışverişlerimiz uyumsuzdu. Onun göğsü kalkarken benim ki iniyordu. Ve bunlar olurken biz sadece bakışıyorduk. Eğer bu durumda olmasaydım- iş konusunda - alp ile rahatlıkla sevgili olurdum. Hatta daha fazlası. Ama şu an bunun olmayacağını olamayacağını ve erkenden bunu bitirmem gerekiyordu. Belki alp bana karşı bir şeyler hissetmiyor olabilir ve büyük ihtimalle de hissetmiyor. Ama ben ona adlandıramadığım bir nedenden ötürü bağlandım. Aşk değil. Eminim. Çünkü bir fahişe asla aşık olmaz.. Kafamı yukarı kaldırdığımda mavi gözlerindeki denizde boğulmaya başladım. Değişik bi maviydi. Keskin ve bağlayan.
Birkaç adım geri gitti. Beni baştan aşağı süzdü.
- çok iyi olmuş. Beğendim. Bence bunları al. Zaten bu gece benimlesin.
Diyip kabinden çıktı. Harika !! Yine alpleyim. Artık sabaha kadar bana işkence eder bu psikopat. Ya da yatakta sohbet ederiz. Ama ilk olayın olma olasılığı daha yüksek.
Alp kabinden çıkınca durduğum yerde yere çöktüm. Yavaşça gözyaşlarımın akmasına izin verdim.
Pek ağlayan bir kız değilimdir. Sonuçta her gece farklı bir erkekle birlikte oluyorum ve ben her erkekten sonra ağlasaydım herhalde kör olurdum. Zaten insan bir yerden sonra alışıyor. Ama her zaman en kötüsü ilk gündür. Bir erkeğin sana ilk girişi. Ve senin kendini bir erkeğe ilk bırakışın
Üç yıl önce
Titreyeren ellerimle kapı kolunu çevirdim. Her dakika elbiseme silmeme rağmen ellerim yine terlemişti. Korkuyordum. Titriyordum. Ama bu iş bu gece olmk zorundaydı. Bana odanın numarasını veren kadın eğer bu gece"O" iş olmazsa kovulacağımı söylemişti. Mecburdum.
Adam sırtı kapıya dönük bir şekilde oturuyordu. Ne yapacağımı bilmediğim için öylece ayakta bekledim. Titremem geçmemişti. Adam yavaşça ayağa kalktı ve önümde dikildi. Kafamı kaldırınca simsiyah gözlerle karşılaştım. O kadar siyahtılar ki seni de içine çekiyorlardı. Adam kulağıma eğildi.
- ilk deneyim mi ??
Kafamı evet anlamında salladım. Konuşursam kekelemekten korkmuştum. Adam bu sefer daha da dibime girdi. Korkudan kaçmamak için dudağımı ısırmaya başladım. Ama gözyaşlarıma hakim olamıyordum.
- sana söz veriyorum. Hayatında unutamayacağın bir gece olacak.
Gözyaşlarım makyajımı bozuyordu ama umursamıyordum. Bu geceden sonra kız sıfatını bırakacaktım. "Kadın" olacaktım.
Adam dudaklarımı öpmeye başladığında ben de karşılık verdim. Hayatımın ilk öpücüğünü tanımadığım bir adama vermek daha da hüzünlenmeme sebep oldu. Adam gittikçe daha hızlı ve acıtarak öpmeye başladığında ona karşılık vermekte zorlandım. Elleriyle belimden tutup beni kendine çekti. Burnuma pahalı parfümünün kokusu doldu.
Geri çekildi ve ellerimden tutup çekiştirdi. Ellerimi bıraktığında yatağın başındaydık. Hareket edemiyordum. Hissizleşmiştim.
Adamın arkama geçip elbisemin fermuarını açtığını hissettim. Elbisem straplezdi. Çok kısaydı ve tüm hatlarımı ortaya çıkarıyordu. Tüm fermuarı açtığında elbise birden yere düştü ve ben sadece kilodumla kaldım. Tam anlamıyla çıplak hissediyordum. Ve korunmasız.
Adam sırtıma minik öpücükler koymaya başladığında gözüm de yaş kalmamıştı. Ellerini arkadan sarıp beni kendine çekip inleyerek öpmeye devam ettiğinde kusmamak için kendimi zor tuttum.
Beni kendine çevirdi ve uzun bi süre göğüslerimi inceledi. Bense utançtan adama dahi bakamadım. Üstüme yürümeye başladı ve ben yatağa oturana dek de devam etti. Ben yatağa yattığımda üstüme çıktı. Kendi kıyafetlerini çıkarışını utanarak izledim. Üstüme çıktı ve tüm ağırlığını bana verdi. Ağırlığı altında akciğerim kasıldı. Göğüskafesim kalbime baskı yapmaya başladı. Ölmek istediğime ilk o zaman karar verdim.
Yarım saat sonra vücudumda öpmediği yer kalmamıştı. Ben ise boş boş tavanı izledim. Beynim kendini uyku moduna almış gibiydi. Tek tesellim aramızdaki bez parçalarıydı. Ama beş dakika sonra onlar da gitti. Korku dolu gözlerle adama baktım. Daha adını bile bilmediğim bir adam içime girecekti. Tam anlamıyla. Gözlerime baktı.
- korkuyor musun ??
- acıyacak mı ?
Adamın beni teselli etmesini bekledim.
- evet bebeğim. Hem de en fazla bugün acıyacak.
Gözlerim korkuyla daha da açıldı ve adam içime girdi. Hissettiğim acıyla çığlık attım. Adamı yumruklamaya başladım ama o içimden çıkmadı. Sarsılarak titremeye başladım. Belki de bu kadın olduğumun göstergesiydi.
O gecenin sabahında oda boştu. Yatakta oturma pozisyonuna geldim. Dün gece olanları hatırlayınca gözümden bir damla yaş çarşafa düştü. Yaşın düştüğü yere bakınca orada kan gördüm. Kendi kanım. Kız olduğum zamanlardan kalan tek şey.
Şimdiki zaman
Elbisenin parasını ödeyip mağazadan çıktım. Acaba bu gece alp ile neler olacaktı ?
Merhaba ben inci. Sizlerle böyle bi bölüm üstünden tanışmak istemezdim ama bu bölümünde yazılması gerekiyordu. Umarım beğenirsiniz. Bana @incirella hesabından ulaşabilirsiniz. Gerçek hesabım. Yeni bölümü ilayda yazacak. Neler olacağını merak ediyorum. Hoşçakalın ve oy vermeyi unutmayın. Multi Farah.
