BİRİNCİ BÖLÜM

303 15 1
                                    

On altıncı yılımın kış aylarının sonunda annemler depresyonda olduğuma karar verdiler.Muhtemelen evden çok nadiren çıkıp,yatakta durup gözlerimi kocaman açıp hayal kurduğumdan,aynı kitabı birden fazla okuyup kitabın her tarafını sarı fosforlu kalem ile çizip ayrıca defterime yazmamda bir takım farklı şeyler arıyorlar.

Ben insanların bu kafasını anlamıyorum işte.Dıştan seni,bizi izliyorlar hemen karakter analizi,nasıl olduğumuzu anlama çabası vb. bunları fark ettikçe o lanet olası odamdan çıkmak istemiyorum.

Bugün yine o lanet olası Hogwarts görünümlü fakak içi onun gibi harikalarla olmayan kasvetli okuluma gidiyorum.Aileme göre herşeyden korkan pısırık gibi görünüyordum liseye başlamadan önce aslında öyle görünmemin sebebi maske takan insaların suratına bakarken yaşadığım korkuydu.Ne yazık ki yaz tatili bitmişti.Ve ben il dışında olan okuluma gitmek için hazırlık yapıyordum.İl dışında okuma sebebimi hemen anlatayım.

Ailem bana ''sen pısırıksın,korkaksın'' gibi sözler diyordu ve bende bunlardan çok bunalmıştım.Ve onlara böyle bir istekte bulundum.Bir yıl için çok yüksek olmasada yurt ücreti ve benim harçlığım her zaman ki.Böyle bir istekte bulundum çünkü ben pısırık her şeyden korkan bir kız değilim.Sırf bunu ispatlamak için bırakmıştım memleketimi.

Okullar başlamadan 2 gün önce vardım İzmire.Esyalarımı yerleştirip okul ihtiyaçlarımı karşılamak için.İlk gün oda arkadaşım;Azranın sıcak karşılamasıyla içim mutluluk doldu.Nedenini bilmem ama onu çok seviyorum kimseye duymadığım farklı bir sevgi.Bir yıl boyunca hep yanımdaydı hep beni destekledi hep bana sahip çıktı.Azranın sıcak karşılamasından sonra beraber okuk için alacaklarımızın listesini yapıp yola koyulduk.İhtiyaçlarımızı giderdik yurda dönerken hemen yanımızda olan erkek yurduna yeni kişiler gelmişti.Dikkat çeken garip ama hoş bi çocuk dikkatımı fena halde çekmişti.Azra bu erkek konularında çok iyidir hemen hemen herkesi tanır çevresi geniştir.Ona sordum gözümün ucuyla gösterdim ama dediğim kişiyi hemen anladı.Adı ne diye merak içindeydim hemen sordum adı Ömermiş dedi.
Azra;bizimle eş lise üçe gidiyormus.İçimde sebebini bilmediğim garip bir mutluluk oldu.On altı yaşındayım ama hiç sevgilim olmadı tabii garip karşılanabilir ama çevremde ki tüm arkadaşlarımın vardı arkadaş dediğime bakamyın işte sınıftan ordan burdan.Bekaretini bozduran dahi var.On altı yaşında ama gayet açık açık bunu demiyor tabii ama işte saçma sapan insanların duygularıyla oynamak için olan bir dedikodu işte.

O aksam yani cumartesi günü Ömer o yurt bahçesinde gördüğüm kumral sarışın uzaktan çok yakından görmediğim için net hatırladığım kumral oluşuydu.Ama harikaydı be! Pazar günü okul kıyafetlerımı terziye getirmek için bir kaç sokak yürüdüm köyde.Elif ninem 70 yaşında terzi gözümü kırpmadan okul pantolonumu ona teslim ettim bu yaz güneş ışığına çıkan etlerimi resmen güneş eritti.Zayıfladığım için pantolonda dar olamsını istiyorum kendimi iyi hissetmem için.Elif nine hemencecik yaptı bitirdi.Yaklasık yarım saat bekledım.Sonra oradan pantolonumu alıp ayrıldım.

Canım yurda geçmek istemiyordu okulumuz köyün merkezi tam ortasındaydı.Dümdüz yürümek yerine sağa saptım bacaklarıma yapışan kısa tayt giyinmiştim hava sogutu çoraplarımıda tayta kadar çekmiştim üstüme bir kalın polar almıştım.Sağa sapmamla birlikte cebimden çıkardığım gri beremi taktım.Esinti çıkmaya başlamıştı.Kulaklığımı takıp biraz esintiye karşı koştum.

Soluk soluğa kaldım astımım tuttu aniden spreyimi yanıma almamıştım böyle ufak bir gezinti olacağından.

Yere düştüm nefes almakta oldukça güçlük çekiyordum soluk soluğa nefes almaya çalışırken sonrasını hatırlamıyorum.

Yurdumuz 3 binadan oluşuyordu yatakhanaler için 2 bina ayrı ayrı yemekhane-revir-kutuphane ıse karışıktı bı blokta.Revirdeydim uyandığımda Azra hemen baş ucumdaydı.Gözlerimi açtığım gibi hemen fark etti beni.Ne şanslısın sen dedi.Ne dediğini anlamıyordum biraz sinirlendim ne diyorsun diye sesimi yükselttim biraz artık nasıl birazsa hemsire sesimi duyup odaya girdi 'erkek arkadaşın seni orda bulmasaydı çok kotu seyler olabilirdi Derin.Çok şükür yetiştirdi seni buraya,şanslısın ayrıca mudur bey çok endişelendi kendini iyi hissettiğin zaman yanına uğra dedi'' tamam dedim sonuçta ufak bir astım krizi diye geçiştirdim.

Hemsire Eda abla yanımızdan ayrıldıktan sonra.Hemen kafamı kaldırmamla öksürmem bir oldu bastan kafamı yastığa koydum söyle Azraya ne oldu ne erkek arkadaşından bahsetti Eda hemsire.Azra kahkaha atmaya basladı Derin dedi alaycı tiz bi sesle seni ormanda bulanın kim olsun isterdin ya da tahmin et kim diye soru sordu, tepkisizce ''nerden bileyim Azra sanki çok erkek arkadaşım varmış gibi soruyorsun'' diye cevap verdim.Azra kahkaha attı ''ne kadar şansılın Derin '' hadi artık kızıyorum kim şu söylesene diye ikaz etti sonunda kulağıma eğildiii ve şu son sınıflardan Eren hani yakışıklı esmer.Eren o sıra ormanda koşuyormuş seni görmüş.Gördüğü gibi almış kucaklamış seni revire getirmiş.Adeta çığlık atmış çabuk gelin kimse yok mu diye.Azraya cevap vermedim.Öyle mi falan dedim geçiştirdim.Aklımda deli sorular okulumuz sahile yakındı çoğunluka herkes deniz tarafında koşardı.Erende çok yakışıklı sportif bir çocuktu evet çok dikkatimi çekerdi ve onu hep deniz tarafına doğru koşarken görürürdüm odamın penceresinden.Çünkü sabah 5 de kalkarım ben kitap okurum huy gibi birşey.Her kalktığımda Erende 5 de uaynır deniz tarafına doğru koşuya giderdi.Açıkcası onu ormada tamda ben ordayken ben astım krizine tutulmusken görmek rastlantımıydı diye düşünüyordum.

Kafamda Eda hemsire anlatırken kesin Ömer diye düşünmüştüm.
Niye Eren niye sensin.Keske Ömer olsaydı.Aman ne diyorum diye geçiştirdim.Sonra duşundüm ne alakası var diye Erenin o gün canı orman tarafında koşu yapamak istemiştir benimle ne alakası var diye düşündüm.Aslında bu duşuncelerle uydum.Akşam 8'e doğru revirden çıktım.Odama geçtim.Azranın imali bakışlarından hemen kurtulup yatağıma uzandım ve Canan Tan Pirayiyeyi okuya okuya uykuya daldım.

Ertesi gün okul vardi.Okulda Ömer ve Eren vardı.Yarın diğer günlere karşı daha farklı geçecek hatta bu yıl çok daha farklı geçeçek biliyorum.

BİRİNCİ BÖLÜM SONU

SOLUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin