Melez Vampir (Teen Wolf fanfic)

Üç Taş-14

Bu bölüm Tuana_Kovanci 'a ithaf edilmiştir.

Multimedia-Abimm Can

Huzur içinde uyurken Ege'nin inlemeleriyle uyandım. Uzun zamandır uymadığı ve yeni benimle uyuduğu için bu gece büyük bir kâbus görecekti. Biliyordum. Ama ona söylemek istemedim. Sakince elimi yanağına bastırdım. Ve kâbusunu izlemeye başladım. O günü hatırlıyorum. Egeyi kurtardığım gece. Televizyon izler gibi geniş açıdan izliyorum rüyayı.

Yanan bir ev. Yanan Ege nin evi. Ailesini kaybettiği ev. Iki küçük kardeşi ve annesiyle babası. Eve giriyorum. Ege en üst katta, uyuyor. Anne ve babasının odasının kapısı yanıyor. Keza kardeşlerinin de. Kapılarının önünde tahtalar var. Yanıyor. Kurtarmak imkansız. Gidip Egeyi uyandırıyorum. Aceleyle odasına dalıyorum. Adeta titriyorum. Egeyi sallayarak kaldırıyorum. Uyanıyor. Çekerek dışarı çıkarmaya çalışıyorum. Ege ailesindeki tek doğa üstü yaratık. Ailesi insan. Ege'yi dışarı çıkartıyorum. Bana ailesini çıkartmam için yalvarıyor. Ona ailesinin zaten öldüğünü söylüyorum. O diretiyor. Ailesinin bir kabri olmasını istiyor. Cesetleri de olsa son kez onlara veda etmek istiyor. Benimle gelmek istiyor. Izin vermiyorum. Eve dalıyorum. Heryer yanıyor. Kardeşlerinin odasına giriyorum. Siyah ateşten kanatlarımı çıkartıyorum. Kanatlarımın ateşi bana dediğinde beni yakmıyor. Koruyor. Evde ilerliyorum. Kardeşlerini buluyorum. Yazık. Ece ve Efe nin yüzleri zor tanınıyor. Vampir hızımla dışarı çıkarttım. Çocukları Egenin kucağına bırakıp anne ve babasına gittim. Iceri dahi giremedim. Heryer yanıyordu. Evden kendimi zor attım. Zaten atmamla ev yıkıldı. Ege koşarak yanıma geldi. Beni kaldırdı ve yardımcı oldu yürümeme. Ikizlerin yanına gittik. Ikimiz de ağladık. Ağladık. Ağladık...

Ege ani bir nefes almayla uyandı. Onu kendime çekip sarıldım. Yatıştırıcı kelimeler söyleyerek terli saçlarını okşadım. Öpücükler bıraktım saçlarına. Dizime yatırdım. Saçlarını okşadım. Ağlayarak

-"Lu-Luce... Ni-Niye bö-böyle oldu... Hani kâbus görmicektim seninle uyuyunca?... "

-"Uzun zamandır ilk kez benimlesin. Bu etkilemiş olmalı. Yarın bi sorun kalmayacağına eminim." Dudaklarına bir öpücük kondurup dizime geri yatırdım.

Kendine gelince beni kendine çekip göğsüne yatırdı saçlarıma öpücükler kondurdu.

-"Hep yanımdasın. Sen olmasan naparım."

-"Ve hep yanında olucam. Çünkü seni seviyorum. "

-"Ben de seni seviyorum meleğim. Hadi uyu." Dudaklarıma öpücük kondurup geri çekildi. Egenin güvenli kollarının arasında ona -ve muhteşem karın kaslarına- sarılarak uyudum.

~~

-"Luceee. Kahvaltılıklar nerdeee?" Abimin sesi doğrulmama neden oldu. Kahretsin! Ikimiz de iç çamaşırıylayız. -"Kahvaltılık yok. Kahvaltı etmiyorum ben." Eyvah. Abim odaya daldı.

-"Nasıl kahvaltı etmi... Lan! Yine mi seviştiniz lan siz!"

-"Hayır! Zaten dün gece yine kabus gördü."

-"Lan niye çıplaksınız peki!"

-"Hayır yaa. Yanlış anladın iç çamaşırlarımız var."

-"Valla sabah sabah sinirlerimi bozamam. Off o kadar büyücüyüz iki gündür bi büyüyle tavuk pişiriyorum bi kahvaltılık yapıyorum. Töbe yaa... Hadi kahvaltıda bi süprizim var."

~~

-"Abi. Süpriz falan diyodun."

-"Evet. Hazır olunn... Dün gece Yiğitle konuştuk. Liseye başlıyoruz. Ben son sınıf olarak giricem. Egeyle Yiğit de senle aynı olucak. Ben kayıtlarımızı yaptırdım.

~~

Abimler müdürden sınıflarını öğrenirken ben kapıda bekliyordum. O sırada Lydia geldi

-"Lydia. Herkez ne hakkında konuşuyor?"

-"Görmedin mi okula yeni üç tane taş gelmiş. Ben gördüm. Allahııımm. O tipler neydi öyle..."

-"Aa evet şey galiba öyle duydum."

O anda bizim üçlü tayfa müdürün ofisinden çıkıp yanıma geldiler. Tabi Ege belime kolunu dolayıp beni kendine çekti.

-"Gizli ikna yeteneklerimle üçümüzü aynı sınıfa aldım Luce." Dedi Yiğit.

-"Evet bebek. Artık aynı sınıftayız." Diyip dudaklarıma bi öpücük kondurdu Ege. Abim arkadan gelip Egenin kafasına bi şaplak geçirdi. Lydia ya dönüp

-"Sınıfta anlatırım." Dedim ve yola koyulduk.

~~

-"Ne!? Yani gelen o üç taş senin evinde mi kalıyo?! Biri abin diğeri en iyi arkadaşın. Peki şu mavi gözlü?"

Ege yanıma oturup beni kendine çekti.

-"Sevgilisiyim."

~~

-"Ne yani burda Lacross mu oynanıyor?!:D" aaa Ege lacros u acayip seviyodu dimi... baya deliriyo. --"Aklıma bişey geldi. Ben aman aman çok istemiyorum lacros oynamayı. Takımdaki yerimi sen al. "

-"Sen lacros takımında mısın? Ve takımdaki yerini bana mı vericeksin? Allahım ben ne yaptım da bu kadar iyi bir arkadaşım oldu. Sen nasıl benim arkadaşımsın yaa... Seni çooook seviyorumm... Hey millet![koridordaki tüm gözler bize çevrilir] Ben Luce i çok ama çok seviyorum. Luce iyi ki benimsin." Kulağıma fısıldayarak'iyi ki arkadaşımsın'

~~

-"Koç. Ben takımdaki yerimi arkadaşıma bıraksam? En az benim kadar iyidir o da. Ege gel bi." Ege yanımıza gelir."Bakın kendisi gayet yapılı. Hem çok güçlü ve hızlıdır da. Ilk gün beni yaptığınız gibi onu da sınayabilirsiniz Scott la bence."

Bi kurtadam bi melezle kapışamaz. Ege kesin yenicek ve takıma girecek. Bugün fazla mı iyilik meleğiydim ben yaa...

~~

Eve gelmemle kendimi yatağa atmam bir oldu. Çok yorulmuştum. Hem abimler Sağolsun insan yemekleri yiyince metabolizmam insan gibi çalışmaya başladı. Vücudum sıcak sayılır ve soluk bembeyaz değil bembeyaz tenliyim artık. Ege de kendini yanıma attı. Ona dönüp tüm gün aklımı kutcalayan soruyu sordum.

-"Neden sevgili olduğumuzu söyledin?"

-"Koridorda öpüştük. Seni bir sürtük gibi görmelerini istemedim. Hem sence de sevgili gibi değil miyiz? Sadece ismi yok aramızdakinin." Onaylarcasına bir ses çıkarttım uzanıp dudaklarına bir öpücük kondurdum. Sonra öpüşmeye başladık. Dillerimiz devreye girdiğinde Ege birşey hatırlamış gibi geri çekildi

-"Az kalsın unutuyordum. Sana hediye aldım."

Bavulundan bir hediye paketi çıkarttı ve bana uzattı. Paketi açtığımda bir tişört vardı. Elime alıp tişörtü açtım.

Aman tanrım. Istanbul tişörtü. Krem rengi üzerine siyah, kuyruklu harflerle istanbul yazıyor. Arkası ise siyah dantel. Yani... çok güzel. Tam ona teşekkür etmek için dönerken elindeki kırmızı kutuyu bana doğru çevirdi ve

Diz çöktü ve kırmızı kutunun kapağını açtı...

Sınır +50 görülme +10 yorum