Koparılmış Kalpler 15

4.1K 1.5K 417
                                    

Selam Canlar,

Medyada güzel bir şarkı var bu arada, dinleyin bakalım :)

Hazırsak başlayalım, iyi okumalar 😊

Savaş;
Hayatın sizinle dalga geçmek istediğini düşündünüz mü hiç? Ben bu ara sık sık düşünüyorum. Tam her şey rayına oturmuşken, bu sefer oldu, başardım derken, sinsi bir gülümsemeyle her şeyinizi elinizden almaya bayılır hayat.

Siz planlar yaparsınız o bozar, yaramaz çocuk misali. Tıpkı şimdi olduğu gibi...

Pınar'ı ardımda bırakmış, Enes'in olduğu sorgu odasına dalmıştım. Adam ben aniden girince rahat oturuşunu bozup doğruldu sandalyesinde. Gergin ve sinirli görünüyordu. Tıpkı benim gibi. 

"Dakikalardır burada sizi bekliyorum. Ne soracaksanız çabuk sorun, yetişmem gereken bir işim, merak içinde beni bekleyen bir kız arkadaşım var. Daha fazla boşa vakit harcayamayacağım."

Burhan'la göz göze geldiğimde köşede kollarını göğsünde birleştirmiş, adama öfkeyle baktığını gördüm. Onu da delirtmişti demek bu it. 

"Başlatma lan işine de, sevgiline de!" diyerek iki adımda karşısına geçip ellerimi önündeki masaya vurduğumda, az önce bana diklenen herifin özgüveni gevşek bağlanmış bir balon gibi sönmeye başladı. Omuzları çökmüş, gözleri masanın bir köşesine sabitlenmişti. Şişirilmiş özgüvenle erkeklik gösterisi yapmaya çalışan zavallıdan başka bir şey değildi. 

Burhan sinirimin geçmesi için zaman kazandırıp; "Enes Bey, siz ne kadar sakin olursanız sorgunuz o kadar çabuk biter." diyerek adamın karşısındaki sandalyesine oturdu. İçimden ona kadar saymayı tamamladığımda ben de adamın karşısına oturmuş, gözlerimi dikip suratına bakmaya başlamıştım. Daha ilk görüşte kıl olmuştum herife. Pınar'a karşı olan saygısızlığından bahsetmiyorum bile. 

"Ayın 17'sinde neredeydiniz Enes Bey?" dedim en savunmasız halini gördüğüm anında.

"İşteydim." dedi hızlıca. Düşünmemişti bile. Bu da; ya sorulacak soruların cevaplarını çalıştığını ya da doğru söylediğini gösteriyordu.

"Günün yirmi dört saati mi işteydiniz? Belirli bir zaman aralığı vermedim ben size."

"Şey hayır yani, sabahları işte, akşamları evde vakit geçiriyorum iki haftadır."

"Tamam, ayın 19'unda sabah sekiz ile on bir saatleri aralığında ne yapıyordunuz?"  diyerek yeni soruyu yöneltti Burhan. Pınar'ın kutuyu bulduğu zaman aralığını sormuştu.

"İşteydim, öğlen 12' de yemek molamız başlıyor, o saatten önce ofiste çalışıyordum. Şirketteki kamera kayıtlarını incelerseniz görürsünüz zaten." dedi yine anında. Ben mi geçmişteki günleri hatırlamakta zorlanan bir insandım, o mu her günü hatırlayacak keskin bir hafızaya sahipti emin olamadım.

"Yemek molasında nereye gittiniz?" diyerek karşımdakinin kafasını karıştırmaya çalışıyordum. Düşünmek için anlık duraksayacak mı, yoksa hemen cevap mı verecek onu  görmeye çalışıyordum. Eğer hızlı cevaplar vermeye devam ederse gelecek soruları önceden düşünmüş ve bu tarihleri biliyor olabilirdi. Bu da üzerindeki şüpheleri daha da artırırdı.

"Yan sokakta açılan güzel bir mekan var, Bergüzar Kafe, orada yiyorum her zaman."

Burhan'la göz göze geldik. O da benim aklımdakini düşünüyordu. Murat Soysal! Yine karşımıza çıkmıştı. O da gün içinde sorguya geleceklerden bir isim olduğu için sevindim.

Koparılmış Kalpler (+18)Where stories live. Discover now