Ev

3.4K 170 14
                                    

Arkadaşlar yeni bölümü uzun süredir yayınlamıyorum çok özür dilerim. Malum sınavlar çok fazla arka arkaya hem de. Bugün kar tatili olduğu için rahatlıkla yazacağım. İyi okumalar :)
Medya:Kerem

"Eviniz çok güzelmiş, ama Merve gerçekten hiç gerek yoktu." dedi Deniz eve iyice bir göz atarak.

"Deniiiiz, uzatma hem annem falan da yok rahat olabilirsin."

"Pekiii"

"Nasıl hissediyorsun?"

"Yorgun gibiyim ve başım fena ağrıyor."

"Çok özür dilerim tekrardan. Kerem'in bunu neden yaptığı hakkında en ufak bir fikrim bile yok."

"Benim var" dedi Deniz gözlerini devirerek.

"Neymiş?"

"Senden hoşlanıyor."

"Saçmalama. Hem o Melis'le sevgili sanırım."

"Onu sadece seni kıskandırmak için kullanıyor. Melis'e bakarken gözlerindeki kini görebiliyorum. Sana bakarkenki sevgiyi de."

Kalbimin bir tarafı umutla çarpıyodu. Beynim ise bana umutlandığım şeylerin sonuçlarını hatırlatıyordu. Konuyu değiştirmek için başka bir şeyler söylemeliydim.

"Neyse ya ben sana bi parol falan getireyim. Sen de şuraya uzan"

"Peki."

Mutfağa girdiğimde kendimi tezgaha yasladım ve Deniz'in söylediklerini düşündüm. Haklı olabilir miydi? Off. Kafamı allak bullak etmişti değişken karakteriyle.

Dolabı açtığımda parolü ve annemin yapıp dolaba koyduğu çorbayı da aldım. Çorbayı ısıttıktan sonra yanımda bir kase çorba, su ve parolle odaya girdim.

Deniz "Niye zahmet ettin ki, hiç gerek yoktu." dedi.

"Benim yüzümden bu haldesin. Hadi iç şu çorbayı. Kendine gelirsin."

"Tamam, çok teşekkür ederim."

"Önemli değil "

Deniz çorbasını içerken kapı ziliyle irkildim. Kapıyı açtığımda karşımda bir adet sırıtan Kerem'i görünce şok oldum.

"Sen nerden buldun evi? Hem ne sırıtıyorsun öyle, çok mu komik?"

"Duyduğuma göre evinde ilk yardım yapıyormuşsun. Belki benim de yardıma ihtiyacım olabilir diye düşündüm." diyerek cebinden bir çakı çıkardı ve bileğini hafifçe kesmeye başadı.

"Kerem, dur n'apıyorsun? Evet senin kesinlikle yardıma ihtiyacın var, özellikle psikolojik"

"Alınmıyor muyum içeri?" diyerek çakıyı daha çok bastırdı.

"Offf, dur yapma peki. Gir içeri. Ya da dur ben bi bez getirsem iyi olacak kan yapacaksın her yeri." dedim öfkeyle. 

Bir bez getirip kanayan yerin üstüne bastırdım. Kerem içeriye girdi ve "Eee, nerede ilk yardım odamız? Dur tahmin edeyim şu oda. Ah, evet."

Kerem kapıyı açtığında Deniz ayakta dikiliyordu. Kerem'i görünce kaşları çatıldı. "Ne işin var lan senin burada?"

"Lan? Ahahah ana kuzusu yavrumuz yeni kelimeler öğrenmeye başlamış. Yediğin dayak yetmedi sanırım?"

"Of ikiniz de bir susun. Kerem kavga çıkarmaya geldiysen çabuk git buradan."

"Bir kanayan bileğine bir de bana bakıp. Asuman, hani benim pansuman? diye sırıttı.

"Ne sinir şeysin yaa! Bekle burda, geliyorum."

Bu çocuğa n'oluyor böyle ya. Allah akıl dağıtırken şemsiye açtıysa tabi..

---

"Sıyır kolunu iyice."dedim bıkkınlıkla.

"Hayır dedim. Bileğimi kestim ben ordan yapabilirsin iyce sıyırmana gerek yok bence."

Gözlerinin içine baktığımda gözbebekleri büyümüştü. Evet, kesinlikle bir şeyler içmişti.

"Kerem sıyır şu kolunu dedim ısrarla ve t-shirt'ünün kolunu kendim zorl sıyırdım. Evet tahmin ettiğim gibi uyuşturucu izleri vardı. iğnenin batırıldığı yer resmen çürümüştü.

"Sen, hala uyuşturucu mu kullanıyorsun? O yüzden böyleydin bugün. Eve gelip yaptığın şeyler.. Of Kerem!"

"Sana ne ya? Neyimsin ki sen benim? Nasıl karışabilirsin ki banaa? Şimdi yap şu pansumanı artık öğrenip rahatladıysan."

Neyiyim ki?!

Gözlerine öfkeyle bakıp "Bir gün bu yaptığına çok pişman olacaksın. O gün yanında özür dileyeceğin bile kimse olmayacak Kerem."

Bileğine hızlıca annemden öğrendiğim pansumanı yaptım. Canımı yaktığı kadar canınının yanmasını istediğimden sıkıca bastırarak yapmıştım.

"Bir daha evime gelme Kerem. Hele böyle bir şey yaparak. Pansumanını yaptım artık gidebilirsin, ha?"

"Bi çorbanı içseydim bari?"

"Kereeem!"

"Peki, be. Bu cimriliğini de unutmadım."

"Ben de yaptıklarını unutmadım. Hadi git artık."

Kerem gittikten sonra Deniz'le yeniden başbaşa kaldık.

"Demek uyuşturucu kullanıyormuş ha?" dedi Deniz sessizliği bozarak.

"Ya, öyleymiş" dedim iç çekerek.

"Kötü"

"Evet, senin başın nasıl oldu? Hala ağrıyor mu?"

"Yok, geçti. Teşekkürler Merve. Her şey için."

"Tekrar özür dilerim. İlk günden beri üzüyorum sürekli seni." dedim.

"Önemli değill. Ama artık gitmem gerek."

"Otursaydın?"

"Yok, gideyim artık. Zaten yorucu bir gündü. Sen de dinlen.

"Peki. Kendine iyi bak. Görüşürüz."

"Görüşürüz."

Deniz de gittikten sonra kendimi hızlıca yatağa attım. Kulaklıklarımı takıp yine kendimi uykuya teslim ettim. 







Yeni Bir Başlangıç - LiseWhere stories live. Discover now