Bir süre dinlendikten sonra yola koyulmaya devam ettiler. Zamanları kısıtlıydı, çünkü savaş yakın olabilirdi. Düşman hiç küçümsenmeyecek derecede tehlikeli ve sayıca bir hayli fazlaydı.
Boz Randy elindeki bölge haritasını açarak yoluna devam etmeye başladı. Yolun yarısını tamamlamışlardı ki fark etmedikleri gizli bir savaşçının gözüne takıldılar. O gizli savaşçı doğunun Türk soyundan olan, göksu krallığından Kılıçaslan'ın oğlu Alparslan'dı. Alparslan bu üç kişinin nereye gittiklerini merak etti ve gizlice onları takibe aldı.
Göksu İmparatorluğu, Morglar tarafından yağmalanmış ve yok edilmişlerdi. Sayıları Morglara göre çok azdı zaten. Alparslan da bir şans eseri sağ kalmıştı. Savaşta müthiş savaşmıştı fakat bir Morg darbesiyle yaralanmış ve kendinden geçmişti. Ayıldığı vakit, imparatorluklarından kimse sağ değildi, kendisi dışında. Morglara büyük bir nefret ve kin salmıştı. Büyük savaşçı takibe devam ediyordu. Bu üç kahraman Zigana dağlarına geldiklerinde, Morglara görünmemek için, yolun geri kalan kısmını yürüyerek gitmek zorunda kaldılar. Bu yüzden atlarını Zigana dağının girişine bağladılar. Bu riski göze almaları gerekiyordu. Bu üç savaşçı gittikten sonra, onların atlarının Zigana dağının girişine bağlanmış olduğunu görünce, Alparslan da, kendi atı Fırtına'yı onların göremeyeceği bir yerde bağladı. Daha sonra onlara görünmeden takibine devam etti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzyılın Kralı
FantasyŞafakta köyde sessizlik vardı hemen hemen herkes uyuyordu havanın bu denli serin olması insanlar üzerindeki uykuyu daha kuvvetli kılmıştı. Ansızın ufukta hareketlik belirdi kırk kişilik bir Morg ordusu köye yaya bir şekilde hızlıca geliyordu. Planla...
