fate.

534 38 3
                                    



Aradan birkaç ay geçmişti bile. Jungkook normal hayatına dönmüştü. Bu geçen birkaç ayda ise lisenin son dönemine girmiş ve üniversite sınavı telaşıyla geçmişti zaten. İlgi alanlarına ağırlık verip üniversitede buna yönelik bir bölüm kazanmak hedefiydi.
Müziği ve resmi seviyordu. Resim konusunda kendini epey geliştirdi. Müzik ise onun için ek seçenek gibi bir şeydi. Asıl hayali ressamlıktı. Başarılı bir ressam olup sergiler düzenlemek, hayal gücünü tuvallere döküp insanları kendine hayran bırakmak istiyordu. Aslında bu fikirler onun lisedeki yaşamına göre uçuktu. Sürekli bilgisayar oyunu oynayıp tabiri caizse robot gibi okula gidip gelen klasik bir 17 yaşında gençti. Ailesi ve çevresi en önemlisi de kendisi tam da düşüncelerinin değiştiği dönemde karar vermişti ressam olmaya. Onu bir şey sürükledi bu düşünceye. Aslında o "bir şey" Seokjin'di. Onun başarılı oluşu, hayranlık uyandırması tam da Jungkook'un en çok hayran olduğu noktaydı. Ona hayrandı ve bir nevi onun gibi biri olmak istiyordu. Aslında Seokjin onun rol modeli olmuştu o gün..

———————————————————————

Jungkook'un Annesi: Sakın panik yapma oğlum sadece kendine güven tamam mı?
JK: Sadece gerginim biraz ama kendime güveniyorum merak etme
Jungkook'un Babası: Jungkook hepimiz sana çok güveniyoruz oğlum. Aylardır hatta yıllardır yeteneğinle sana güvenimizi hat safaya çıkarttın biliyorsun. Bu yüzden başaracağına inanıyoruz
JK: Biliyorum babacım hadi ben kaçtım çıkışta sizi ararım
Jungkook'un Annesi: Seni seviyorum oğlum başarılar
Jungkook'un Babası: Bol şans evlat
JK: Ben de sizi seviyorum görüşürüz

Junkook ailesiyle vedalaştıktan sonra evden çıkar. Kapıda Jimin beklemektedir.

JM: Heyecanlı mısın lan
JK: Sence?
JM: Sıfır heyecan?
JK: Aynen öyle hehhe
JM: Atla bakalım ressam çocuk

Jungkook Jimin'in arabasına atlayıp yetenek sınavı için okula giderler. Okula geldiklerinde daha yarım saat vardır.
Jimin ikisine kahve kaptıktan sonra bahçede sohbete ettiler. Yarım saatin ardından Jimin kardeşine başarılar dileyip sınava uğurlamıştı. Aradan bir süre geçmişti. Jungkook yüzünde sevimli bir gülümsemeyle bina kapısından çıktı. Jimin kapıda onu bekliyordu

JM: Yüzün gülüyor iyiydi dimi lan
JK: Gerçekten çok iyiydi herkesi kendime hayran bırakıp çıktım
JM: Hahha sonuç belli mutlaka kazanıcaksın
JK: Başka bi sonuç beklemiyorum zaten hehhe

Jimin Jungkook'u evine bıraktı. Eve geldiğinde herkese mutlu haberi verdi.
Aradan 1 ay geçmişti ve sonuçlar açıklanmıştı. Tabi ki herkesin beklediği gibi Jungkook Seoul'ün en prestijli üniversitelerinden birinde resim bölümüne girmeye hak kazanmıştı. Bunu kutlamak için en yakın arkadaşı Jimin'i aradı.
JK: Jimin-aaaaaaa?
JM: Efendim lan noldu
JK: Jungkook değil ressam Jungkook der misin önce bi destur çek
JM: Ahhha yoksa?
JK: Tabi ki biliyosun
JM: Bizim Jungkook'umuz işte budur !! Tebrikler Ressam Jungkook! Bunu kutlamamız lazım biliyorsun değil mi?
JK: Biliyorum biliyorum ben de bunun için aradım akşam 8'de beni al seninle hiç gitmediğimiz muhtemelen de bir daha gitmeyeceğimiz bir yere gideceğiz
JM: Noluyo lan nereye gideceğiz ki korkutma beni
JK: Hhah korkma korkma hani bizim okulun 2 sokak ötesindeki o pahalı ve gereksiz popüler bir bar vardı ya işte oraya gideceğiz
JM: Sen ciddi misin? Ne alaka bi anda ayrıca bugünü benim planlamam lazımdı noldu bi anda sana?? Hem seni oraya götürmek için ne kadar uğraşmıştım bunun olması mı gerekiyordu yani?
JK: Ahhah senin önereceğin mekanları az çok biliyordum o yüzden daha sakin bi yer aradım ve burayı önerdi bizimkiler ve evet çünkü çok mutluyum abi sonunda istediğim hayata ilk adımımı attım e sana da bar olsun zaten o yüzden orada kutlamayı düşündüm. Her neyse hadi akşam 8'de görüşürüz
JK: Şaşkınlıktan bayılcam lan yolun ortasında hahha neyse tamam görüşürüz

Jamais Touché - Kookjin.Where stories live. Discover now