dreamers in paris.

666 47 1
                                    

"Kim Seokjin! Kim Seokjin!"

JM: Woah cidden çok yakışıklı!

Jimin ayağa kalkmış vaziyette tezahürat yapıyordu. Jungkook ise telefonda oyun oynamakla meşguldü. Jimin öyle eğleniyordu ki ara ara Jungkook'un da ona katılması için dürtüyordu.

JM: Jungkook hadi eğlensene bak herkes ayakta lan bir tek sen oturuyosun.
JK: Ah.. Ne zaman bitecek bu çile?
JM: Ne dedin anlamadım bağır bağır!
JK: Ne zaman bitecek konser?
JM: Ne biliyim ki saat kaç şu an?
JK: 10 oldu hala devam edecek mi bu?
JM: Sanırım bikaç şarkı kalmıştır en fazla. Eğlensen bu kadar sıkılmazdın.

Jungkook göz devirerek telefonuyla takılmaya başladı tekrardan. Öyle dalmıştı ki Jimin su almaya gideceğini söyleyip yanından ayrıldığını bile duymamıştı. Bir anda yanında yanında zıplayan birinin olmadığını fark edince sağına soluna baktı ve Jimin'i göremeyince aradı.

JK: Jimin nerdesin lan?
JM: Su almaya gittim gelicem birazdan
JK: He okay tamam.

Telefonu kapattıktan sonra bir anda Epiphany yankılanmaya başlamıştı statta. O ana kadar asla fark etmemişti hiçbir şeyi ama bir anda kulağına süzülen melek sesle gözleri sahneye doğru yöneldi.

Gözlerini ona çevirdikten sonra tekrar baktı. Öylece bakakaldı. Herkesin kalbine işleyen naif sesli biri vardı karşısında. O sırada Jimin gelip yanına oturmuştu.

JM: O kadar seslendim fark etmedin ben gidince mi fark ettin beni hahhah Jungkook ya ne salak herifsin
JK: ...
JM: Jungkook? Deneme 1-2? Dünyada mısın alo??

Jungkook'un kitlenmiş şekilde sahneye baktığını görünce:
JM: Hahha sana hayran olucaksın demiştim adam tam senin tarzın

Jungkook adeta sarhoş olmuştu.Bir süre sonra tüm sesler kesildi. Resmen dünyada ondan ve Kim Seokjin'den başkası yokmuş gibiydi. Şarkı bittiğinde bile hala gözleri ondaydı. Gerçekten de büyülü bir gün.

Seokjin olabildiği kadar onu dinleyenlere bakıyordu. Kalabalığın arasında kocaman ve ona hayranlıkla bakan birini gördü. Bu anlık bir şeydi. Onca bakışın arasından onu nasıl aklında tutabilsin ki? İnanılması güç ama her defasında baktığı gözler onu kendine çekmeyi başarıyordu.
Ve konser sona ermişti. Jungkook ve Jimin stadyumdan ayrılıyorlardı.

JK: Nasıl eğlendin mi Jungkook-ah? Ahhh bu adam bi efsane ya gerçekten nasıl bu kadar güzel sese sahip olur ki bi insan?
JK: ...
JM: Yine bağlantı koptu Jungkook??
JK: Ha.. Efendim
JM: Olum sana ne oldu böyle garipsin iki saattir
JK: Gürültü başımı ağrıttı ya bi şey yok dinlenince geçer
JM: Tamam madem şuradan taksiye atlayalım hemen.
Otele döndüler ve kendilerini direkt yatağa bırakıp dinlenmeye başladılar. Jimin yatar yatmaz uyuyakalırken Jungkook kolunu başının altına koyarak düşünmeye başladı. İçindeki merak duygusu uykusunu kaçırmıştı. Telefona uzandı ve içinden bi ses "Boşver la yat uyu" dese de eline alıp internette hakkında yapılan haberleri okumaya başladı.
Kim Seokjin hakkında tek bir kötü haber bile yoktu. Bu Jungkook'u daha da heyecanlandırmıştı. Saatlerce onun videolarını izlerken bedeni aklını yenerek uyuyakaldı. Zatem onu düşünecek daha çok zamanı vardı.

___________________

JM: Jungkook-ah hazır mısın?
JK: Evet şarj aletimi alıp geliyorum
JM: Oke ben asansörü çağırıyorum o zaman
JK: Tamam geliyorum

Asansörden indikten sonra otelin önünde Jimin'in çağırdığı taksiyi bekliyorlardır. O sırada bir kalabalık insanın kapının kenarında beklediğini görürler.
JK: Bu ne şimdi? Ne yapıyor bunca kişi burada?
JM: Anlamadın ki ben de

Jamais Touché - Kookjin.Where stories live. Discover now