Grup

19 1 0
                                    

Edebiyat dersindeyim. Ve evet sıkılıyorum. Siz benim neden o kadar çok güldüğümü merak ediyorsunuz değil mi? Şey güldüm çünkü ben uyumayı çok severim. Ve Cemre gibi yaptığım çok olmuştur benim. Bana bu yüzden uykucu diyorlar. Ve ben böyle bir şeyi sadece kendimin yapabileceğimi düşünürdüm. Bir ara hatırlatın da bağrıma basam ben onu kızım gibi severim şimdi. "An..." tam bağıracakken ağzımı hızla kapadım ve canımı yakan şeye baktım. Edebiyatçının dersi olduğundan Alara yanımda değildi ve onun yerini Tuna dolduruyordu. Hala canımı yakan şeye baktığımda alttan kalemle dürten Tuna'yı gördüm. Fısıldayarak " Ne var lan öküz? Bi sikmediğin kaldı!" dedim. Salak salak sırıtan malın hareketine göz devirdim. "Ne sikmesi kızım yaa... Özür özür... Neyse benim canım sıkıldı." dedi. " Ne sıkılması yaa dersi dinlesene aptal sonra geri kalırsın vallahi." tamam bende sıkıldım ama ne konuşacağım ki ben bununla? 'Ayyy canım yaa geçen kuaföre gittim bıyık aldırmada çok acıttılar yaa.' falan diyemem herhalde ki ben o tür işler için kuaföre gitmem! "Hadi fobilerinden falan bahset bana. Çok sıkıldım yaa... Biliyorum kızım sende sıkıldın hadi." yüzüme vurmasana be. "Tamam be tamam. Bak şimdi öncelikle kesinlikle asosyal takılmayı severim. Sonrada uykuyu. Ondan sonrada kitapları ve onları okumayı. Müzik dinlemeyi çok severim bir nevi yaşam destek ünitesi. Bilgisayar oynamayı falan. He birde dövüşmek ve kaybolmak var. Sen?" dedim. "Hmm... Şimdi ben kaykay yapmayı, bilgisayar oynamayı, kızlarla takılmayı falan severim. Özellikle sevdiğim şey ise anime izlemek fazla asosyal olmasam da animeci doğam yüzünden asosyal takılmaya meyilliyim dattebayo!" dedi göz kırparak ve devam etti... "Kaybolmak mı? Dövüşmek neyse de kaybolmak nedir?" Oha mk! Çocuk animeci çıktı ben hep animeci olduğumu insanlardan saklardım. Anamlar neti kapattırmasa otokuluğa doğru gidiyordum o derece yani! " Oha oha sen animeci misin? Kardeşim benim yaa... Bende sana kıl oluyordum ne ayıp etmişim tüü yazık bana! Valla senle konuşacak konumuz bitmez bizim. Siktir et şimdi kaybolmayı falan sonra açıklarım ben sana. Eee kardeşim hiç hal hatır sormadım sana. Nasılsın? Napıyon?" Ani değişimden ve bir nefeste kurduğum onca cümleden haz etmemiş, biraz duraksamış ve dediklerimi sindirmeye çalışmıştı. Sonunda olayı kavradığında " Çüş animeci misin sen?" diye sınıfta bildiğin anırmıştı. Şükür ki rabbime o sırada zil çaldı.

&&&&&

Zil hayra alamet olduğundan -ki öğle tatilinin ziliydi- çıktık bahçeye kantinden aldığımız şeyleri -cips, ıce tea, tutku, ikram, tost, açma, çeşitli çikolatalar...- masaya dizdik. Etrafımızdan geçenler bize hayvanmışız gibi baksa da burada dört kişiyiz ve tanışmakla meşgulüz bu yüzdende onlara laf maf atamıyoruz. " Kaykay kaymak, bilgisayar oynamak, gezmek ve alışveriş yapmak diye uzuyor işte liste." diye uzun bi listenin sonuna üç nokta koydu Cemre. Resmi olarak tanışmış bulunuyoruz ve okuldaki tek arkadaşıyız birbirimizin. Doğal olarak benim kararımla bundan sonra bir gurubuz ve ben bu isteğime karşı çıkmalarına izin vermedim. Tek kuralımız ise gruba katılacak kişi dördümüz tarafından da sevilmek zorunda. "Grup murup iyi güzelde ben niye tek erkeğim? Bu durumdan acayip rahatsızım bilin istedim! Ya beni gay falan sanarlarsa?" dedi Tunacığım! Ona dil çıkardıktan sonra " Zamanla bir kaç kişi daha katılır bize merak etme canım." dedim Tuna'ya. Ona olan tüm gıcıklığım yok olmuştu çünkü kendisi animeci. Benim kayıp kardeşlerimden sadece biri! "Neden ikinizde kaykaycısınız?" "Çocukluk arkadaşıyız da ondan. Yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez bunla. İşi o kadar ilerlettik ki aynı lisede aynı sınıfta okuyoruz." dedi Cemre. Alara sen neden patencisin neden kaykay değilde paten? Sana ne kızım diyerek beni susturan iç sesime saygılar selamlar... " İçimize spor yapmayan bir Beyza var gençler. Ondan bu kadar şişko zaten." diyen ve benimle dalga geçen Tuna'ya nerede bizim kardeşliğimiz bakışı atıp "Birincisi ben kırk sekiz kiloyum, ikincisi dövüşmekte bir spordur, üçüncüsü Alara söz verdi bir ara bana paten kaymayı öretecek." dedim. "Aman aman küçük hanıma da laf atılmıyor." diye karşılık verdi Tuna. "Tabii ne sandın? Beni ne mühendisler doktorlar istedi de gitmedim ben oğlum." dediğimde kızlar kahkaha attı. "Mühendislerle doktorlar ne alaka şimdi?" "Lafın gelişi Tuna. Espri yaptım işte gülsene!" derken Tuna'yı dürtüyordum. Evet, evet bu dersteki dürtüklemelerinin intikamı. "Bu espriye gülünmez kızım. Bu espriyse birde şunu dinle ve gülmekten öl." dedi. Bizim sorar bakışlarımızın arasında "Hayri-ye, Hayri- yeme" diye espri yaptı. Kızlar beğenmediler ki göz deviriyorlar ama Tuna benim espriyi patlatınca ben bir kahkaha attım. Kızlar bana tiksinir bakışlarla bakarken "Bu espriyi yerleri değiştirirken hocaya yapacaktım ama götüm yememişti. Zaten götün yemesi de normal değil o yüzden boş ver yapmayı demiştim." diyerek gülmeye devam ettim.

&&&&&

Tüm gün boyunca matematik ve fizik dinleyerek. Öğleden sonramı harcamış -İlk hafta niye ders yapılır kii?- şimdi metroda Merve'yle ayakta eve yol alıyoruz. Sabahları metro boş oluyor ama. Dört buçuk, beşte doluyor. E rahat rahatta konuşamıyoruz tabii. Yine de genel konulardan bahsedebiliyoruz. "Lan bestfrifor! Yüzük nerede lan?" dedim sorarak. "Koynumda kanka. Kolye olarak kullanıcam bundan sonra. Tabii arada parmağa da takıyorum." "He tamam." bahsettiğimiz yüzük bu yaz tatilinde Temmuz ayında Claires'den aldığımız simli yüzüğün üzerine 'BEST FRIENDS FOREVER' yazılmış kolye şeklinde 35 liralık bir şey. Aldığımızda kazıklanmışız gibi hissetsek de sonradan yüzüğün sıcaklığa göre renk değiştirdiğini fark ettik. Aldığımızdan beri denize girmek ve banyo yapmak dışında yüzüğün vücudumuzla olan bağlantısını hiç kesmedik. "Bestfrifor!" "He? Ne var?" dalmışım birazcık. "Diyorum ki bizim liseye giderken durağın yakınlarında bir kafe var. Yarın öğle tatilinde gelsene. Konuşuruz hem." "Olur da metro parası da fazladan para mı harcıcam şimdi ben?" "Vay cimri. Tamam be yol parası benden." dedi, göz kırptı, ve metrodan indi. Tek kaldım aney bu adamların içindeğğğ! Neyse yaa sonraki durakta da ben incem zaten. Kafe'ye giderken bizimkileri de alsam mı acaba?..

------------

Yavaş yavaş hikayedeki tüm karakterleri topluyorum. Okullar resmi olarak başladığında -hikayede- asıl hikaye başlayacak. Anlayacağınız bunlar sadece giriş :):)

METROHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin