PARADOKS

KATİL NEFESİ - PART 1

-- Tanrıyı öldürmek için ne kadar para alırsın? --

Siyah araba banliyö sokağının sıradan bir çöp kovasına çarpıp, asfaltta lastiklerini eriterek acı seslerle son hıza ulaştı. Arka koltukta NASA TT - B800 duruyordu. Ön koltukta Victoria oturmuş ve şaşkın halde gözünün önünde akan modern Banliyöye bakıyordu. Sade evlerin üzerine sabah güneşi vuruyor arada bir kadına gözlerini kısması için ışık saçıyordu. Robert ellerini direksiyona vurarak küfürler savuruyordu. Dişlerini sıkarak arabayı yolda tutmaya çalışıyor, kafasında dolanan sorulara yanıt arıyordu. "Tanrım, yavaşla biraz!" dedi Victoria dalgınlıkla. Robert yoldan gözünü ayırmayarak "Tanrı isteğini reddetti." dedi.

Gözlerini bir saniyeliğine dikiz aynasına kaçırdı ve arkalarındaki beyaz arabaya baktı "Hala arkamızdalar." Victoria kaşlarını çatarak arkasını döndü, koltuğun arasından NASA TT - B800'e baktı, hala zaman zaman kırmızı bir ışıkla yanıyordu. "Saldırı devam ediyor Robert." dedi ve bel kemerinden siyah bir silah çıkardı ve camı açmaya yöneldi, "Victoria ne yapıyorsun sen?!" yer yer gözlerini Victoria'ya kaçırıyordu Robert, şaşkındı ve sesi yüksek çıkıyordu, "Daha önce yapmam gerekeni, seni koruyorum!" diye yanıtladı ve açık camdan yarı sarkarak arkadaki arabaya ateş etti. Ateş sesleri sokakta yankılanırken arabanın ön camında çatlaklar bıraktı.

    Sürücü camına gelen kurşunlardan kendini kurtarmak için ellerini yüzünün önünde siper yaptı ve arabanın kontrolünü biraz da olsa kaybetti. Direksiyonu aniden kavrayan ve arabayı yola sokmak isterken arkada "bilgisayarını" kullanan maymuna bağırdı "Şu siktiğimin şeyini ne zaman bitireceksin!! Öleceğiz burada! Tanrım, kahretsin!!" maymun gözlerini "bilgisayardan" ayırmadan sert ve katı sesiyle "Tanrını öldürmeye çalışıyorum. Sen bu ironiyi çözerken işimiz çoktan bitmiş olur." gözleri yüzüne çarpan ekran ışığının arasından akan verilere, rakamlara kilitlenmişti. "Üstün Irk saçmalığı şeyler, lanet olsun!!" dedi ve gözlüğünü düzeltti maymun. "İsmim ne demiştin?" dedi şoför, "James." dedi maymun.

   "Robert ne yapacağız?!!" dedi Victoria korkuyla. "Bilmiyorum." Robert'ın cevabı arabanın içini sessizliğe gömdü. Şimdi sadece kovalamaca oynuyordu arabalar. Arka koltuktan bir sinyal sesi geldi ve NASA TT - B 800 yeşil bir ışık saçtı. Victoria koltukların arasından uzanıp kusursuz küreyi aldı ve yansımasına baktı, avcunu dolduran metalik küreden başını kaldırıp Robert'a baktı ve "Hazır." diyebildi. Robert temkinli bir şekilde ellerini direksiyondan çekti ve sağ kolunu Victoria'ya uzattı, beyaz gömleğinin kolu dirseğine kadar sıvanmıştı. Victoria sakince küreyi adamın bileğine bıraktı ve küre bir suymuşçasına adamın bileğine aktı. Kusursuz şekilde bileğe oturdu ve bileklik görünümü aldı. Robert ve Victoria göz göze geldi, Robert başıyla onay istedi ve Victoria gözlerini kapatarak onayı verdi. Tek eliyle tuttuğu direksiyonu iki eli arasına aldı ve sıkıca kavradı. Gözleri yola kilitlendi ve hızını arttırdı. O kadar hızlandılar ki, en ufak bir hareket yoldan çıkmalarına neden olurdu. Robert, kolunu el frenine götürdü ve Victoria NASA TT - B800'ü sıkıca tuttu.

    El freni çekilmiş araba aniden yolun ortasında durdu, arkalarından gelen beyaz araba son hızında duran siyah arabaya çarptı ve paramparça oldu. Yolun ortasında siyah ve beyaz birbirine karışmış şekilde duruyordu, içlerindekiler ölmüştü. Sokak cehennem alanından sadece yerde dönen jantın çıkardığı sese hapsolmuş şekilde duruyordu. Beyaz arabanın hurdaya dönüşmüş kapısı titredi ve bir tekmeyle fırladı. Benzin dökülmüş yola çarpıp seken kapının ardından James yaralanmış halde çıktı. Başından ve kollarından akan kan tüylerine karışan James yolda anlamsızca yürümeye başladı. Araba yığınında gezinen James siyah arabanın enkazını kontrol etti. Güçlü kollarıyla kapıyı söken James arabanın boş olduğunu gördü ve nefretle soludu. Hala yarı şempanze olan James sinirle arabalardan uzağa koşmaya başladı. Bir yerden sonra yavaşladı ve yolda dik bir şekilde durdu. Nefret dolu gözleriyle omzunun üstünden arabaya baktı, enkazın patlaması tüylerini ısıttı. Nefret dolu, gri, donuk gözlerinde patlamanın alevleri yansıdı.