-Seni Her Koşulda Sevdim-

255 15 2
                                    

Ben Bradley'i nasıl öldüreceğimin hayallerini kurarken çoktan saat 10.30 olmuştuç Aman Tanrım! Sadece 1 buçuk saat kalmıştı. Bu yavaşlıkla Bradley ile asla buluşamayacağımı anlamış olmalıyım ki hızlanmaya başladım. Güzel bir duş aldıktan sonra saçlarımla uğraşmaya koyuldum. Saçlarımın özgür kalmasını daha çok tercih ediyorum. Kıvırcık saçlarımı kontrol etmek zordu ve bu saçlarımın özgürlüğünü sağlıyordu. Bir kaç bakımdan sonra saçlarım şeklini aldı. Belime kadar uzanan kıvırcık saçlarımı seviyordum. Saçlarımla uğraşmaya bir son verdikten sonra aynaya bakıp sesli bir şekilde "Show zamanı ! " dedim. 5-6 kıyafetin ardından düz siyah , alta doğru hareketlenen , diz üstü elbisemde karar kılmıştım. Vücut hatlarımı belli ediyordu. Giyinme , bakım ve makyaj kısımlarını geçtikten sonra nihayet hazır olmuştum. Aynamın karşısına geçip "Büyüle onu bebek , harikasın ! " diye kendime destek oldum. Evden abime gözükmeden hızla çıktım. Saat 12.10 da parkta oldum. Bradley beni bekliyordu. Gecikmiştim , gene ! 

Yanına yaklaştım.  "Geciktiğim için üzgünüm." Hafifçe gülümsedim ama o bunu görmedi bile. Beni süzmek ile meşguldü. Gözleri bacaklarımda takılı kalmıştı , uzun bir süre. Bundan rahatsız olduğumu belirtmek için hafifçe öksürdüm. 

"Sorun yok , hoş geldin." bunları söylerken hala bacaklarımı süzüyordu. 

Dayanamayıp  "Yeter , biraz daha bakarsan "Sapık var ! "diye bağırıp , seni çantam ile ezeceğim ! "

Gözleri boş olan elime takıldı.  "Çantan yok." sırıttı. Tüm yüzünü kaplayan bu sırıtışı görmemek mümkün değildi.

Ah , tabi ya ! Ben çanta taşımayı sevmem. Ne diyeceğimi bilmeyerek  "Pekala" demekle yetindim.

Bradley parktaki banklardan birine oturdu (eski yerimize) ve yanına oturmamı işaret etti. Oturdum.

"Görüşmeyeli uzun zaman oldu değil mi , Em ? " 

"Ah , evet. 3 yıl. " Konuşurken yere bakıyordum , gözlerine bakarsam içinde kaybolacaktım , biliyorum.

"Bana bak , prenses. Gözlerime. Eskisi gibi.. " elini çeneme götürdü ve başımı hafifçe kaldırdı. Bana dokunduğunda vücuduma bir sıcaklık yayıldı ve kalp atışlarım hızlanmaya başladı. Eskisi gibi dokunmuyordu bana ama kalbimi çıkarmaya getmişti bu dokunuşu..

"Beni buraya neden çağırdın?" sesimi ondan etkilenmemişim gibi çıkarmaya çalışıyordum. Gözlerine henüz bakamamıştım.

"İlk önce başınız sağolsun. Gerçekten üzüldüm." gözlerine baktım. Üzüldüğünü az çok anlayabiliyordum. "Ve seni görmek istedim. Sanırım seni özledim. Gerçekten özledim."

Sinirlenmiştim. Eğer özleyecekse neden beni bırakıp gitmişti ? "Ne oldu diğer kızlar memnun edemedi mi seni ? " alaycı bir bakış attım ve güldüm. Umurumda olmadığını göstermek için..

"Hayır memnun ettiler. Mutlu ettiler de gerçekten. Sorun şu ki kimse senin boşluğunu dolduramadı , Em. Kimse senin bana baktığın gibi bakmadı. Her kızda seni aradım. Ama kimse senin gibi değildi. Ya eksiği var ya fazlası. Anlayacağın gene sana kaldım." bunları söylerken gözlerini benden kaçırmaya özen göstermişti.

Birden ayağa fırladım ve ondan bir kaç adım uzaklaştım. Bu sefer beni gerçekten sinirlendirmişti.

"İstediğin zaman kullanıp , istediğin zaman fırlatıp atacağın oyuncağına benzer bir halim mi var ? Bir yıl boyunca gelmeni bekledim Brad. Belki dönersin diye bekledim. Bir yıl boyunca lanet olası parka gelip seni bekledim. Ve sen.. Sen hiç gelmedin. Ben seni her koşulda sevdim ama bu senin hiçbir zaman umurunda olmadı. Bende senin umurunda olmadım. 3 yıl sonra karşıma çıkmış beni tekrar "istediğini" , "özlediğini" söylüyorsun. Her şey bir anda unutulur mu sandın? Üzgünüm Brad , ama hayır unutulmuyor. Canımın nasıl acıdığını asla bilemezsin. Seni nasıl beklediğimi , ne hayaller ve umutlar ile o parka her gün gittiğimi , beni hala sevdiğin umuduyla gülümsediğimi bilemezsin. Bana ihtiyacın var değil mi ? Peki benim sana ihtiyacım olduğu zaman neredeydin? " gözlerim dolmuştu. Kahretsin! 

"Em.. Çok haklısın.. Ben seni..... " cümlesini bitirmesine izin vermedim. Susmasını işaret edip hızlı adımlarla parktan ayrıldım.  "Emily , bekle !! " diye seslense de duymadım , duymamış gibi yaptım. Peşimden gelmedi. Öylece gidişimi izledi. Oyuncağı elinden alınmış bir çocuk gibi... 

           (ARKADAŞLAR GECİKTİĞİM İÇİN ÇOK ÇOK ÖZÜR DİLERİM. YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.)

Yalnızlığın PortresiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin