KAR

129 16 4
                                    

"Değerini bilemediğiniz şeyleri bir anda kaybetmektir hayat... "

Deniz ÇAĞLAR

6 Mayıs 2006

  O sabah uyandığımda hayatımın değişeceğini nereden bilebilirdim ?
Inanmak istemediğim o kadar çok şey olmuştu ki.
 
  Sanıyordum ki Su ile güzel zamanlar da olacak . O benim eski bir dostumdu. Kaybetmek ya da onun değiştiğini görmek istemezdim. Su idi o. Benim Suyum.

  Şimdi ise ağlarken yanımda olmayan Su.

  Annem.

Annemi bu sabah kaybetmiştik. Yoğun bakımda fenalaşmış Ve kalbi durmuştu. Bir çok kez denemişlerdi. Ağlayarak yalvarıp yakarmıştım. Yapacak birşeyleri olmadığını söylemişlerdi . Aslında vardı. Belki yine hayata döndürebilirlerdi...

Ama yapamamışlardı .

Bu sabah cenazesi kalkmıştı. Üvey kardeşimle yaşadıkları evin önünden. Giden bir parçam.

Gözlerim ağlamaktan solmuştu. Kimin umurundaydı ki bu ?

Annem artık beni duymuyordu. Arkasın-

(22 Aralık 2013 )
Birden kalemi bırakmıştım. Ağlıyordum. İşte böyle kaybettiğim o kadını. Su yoktu. Tek başımaydım. Kimsem olduğundan da şüpheleydim.

Demitri geldiği için kalemi bırakmış ürpermiştim.

Arkamdan sarıldı.

Kocam.

Ağladığımı görünce arkamdan sağ tarafıma doğru kaydı. "Sen iyi misin ?"

Değilim.

"Hayır . " dedim .
"Kimi özlüyorsun?" dedi yüzüme bakarak üzüldüğünü anlamıştım. Gülmeye çalıştım. Yarim kaldı.

"Hayatımın içi,böyle yaparak kendini daha fazla üzme. Herkesin bir hayat hikayesi vardır. Bak bizimki bu. " dedi ve elleriyle yanaklarımı okşadı .

Biliyordum. Kendime hep bunu hatırlatmaya çalışıyordum.

"Demitri özür dilerim. Seni üzmek istemiyorum. Ama hiç bir şeyi unutamıyorum insanlar unuttuğumu sanıyorlar ." dedim gözlerimle ayakkabılarıma baktım. Demirti'nin bana aldığı doğum günü hediyesiydi bu ayakkabılar.

"Kimsenin bir şey sandığı yok. Unutulmaz bazı şeyler. Unutamazsın..." dedi uzun uzun bana baktı.

Gamzelerinden öpmek istediğim bu adama hiç bir şey söyleyemedim.

"Sana bir hikaye anlatayım mı ? Yunanlılar çok sever efsaneleri . Bak şimdi ..." dedi. Ve elleriyle başımı kaldırdı.

"Hiç bir şeye inanmayan bir kız varmış adı Antollie. Bu kıza bir gün uçma gücü verilmiş. Kız uçacağı yerleri bilmiyormuş,korkmuş ve uçamamış. Sonra kız bu gücünü kullanamayınca Antollie 'e geleceği görme gücü bahsedilmiş. Yine çok korkmuş. Ve bu gücünü korkusuna yenik düşerek kullanamamış. Ve sonra son olarak geçmişe dönme gücü verilmiş . İşte Antollie 'nin cesareti sadece geçmişe dönmek olmuş. Burada ise sadece kendi geçmişi ne bakarak üzülmüş. Üzülmüş  ve hastalanıp geçmişinde ölmüş. Kızın ölüsünü hiç kimse bulamamış. Ortadan birden kaybolan kız hep geçmişinde geleceğine uçmuş ve geleceğine gitmiş..." diye sonlandırdı . Yüzüme o kadar güzel bakıyordu ki dayanamayıp ağladım. Kollarıyla sardı beni ve saçlarımı okşadı. "Sen benim birtanemsin." dedi. 'birtanem' kelimesini yunanca söylemişti.

PARÇAMWhere stories live. Discover now