4. BÖLÜM

300 11 9
                                    

"Merhaba sevgili okurlarım :)) ben Ceren :)) umarım kitabımi severek okuyorsunuzdur. Sınavlarım yüzünden çok gecikti bu bölüm biliyorum bunun için sizden çok özür dilerim ama bundan sonra daha kısa sürede olacak soz :)) okuduktan sonra yorum yaparsınız veya Vote verirseniz çok sevinirim :)) şimdiden iyi okumalar :))

"Bunu bilmeye hakkın var elizabeth. Seni seviyorum Elizabeth. Ama buradan gidiyorum. Beni unutma" dedi ve yanağıma küçük bir öpücük kondurdu. Arkasını dönüp gitti. Hiçbir şey yapamıyordum. Donup kalmıştım. Uzunca bir süre kendime gelemedim. Lenard in yanıma gelmesiyle kendime geldim. " içeri gel hadi Yagmur yağıyor" dedi. Yagmur mü yağıyordu? Hiç farketmedim. Lenard söylemese yine farketmeyecektim. Kolumdan tutarak götürmeye çalıştı ama yürümeye halim yoktu. Beni kucağına aldı. Hayır diyemedim kendimde bile değildim." Seni odana çıkarayım annenler seni böyle görmesin " dedi. Sadece kafamı salladım. Odama çıkınca aynada kendimi gördüm ve sırılsıklamdım. Lenard ıslak olan elbisemi çıkarıp yatağıma yatırdı. Karsı çıkamadım. Sarhoş gibi hissediyordum. Onu bu kadar sevdiğimi bilmiyordum. Farkında olmadan uyumusum.

Gözlerimi açtığımda odamda kimse yoktu ve hala usudugumu ve hatta titredigimi hissediyordum. Yerimden kalkmak için yorganı kaldırdığımda önce bı şok geçirdim. Ciplaktim :O. Kendimi biraz zorlarında Lenard in üzerimi çıkarttığını hatırladım. Aah hayır olamaz. Tam ayağa kalkacakken dadin içeri girdi. "Yavrum kalkma yerinden zaten ateşin var. Yat bakayim" dedi. Elindeki çorbayı zorla içirmeye başladı. Çorbam bitince rahat uyumam için dışarı çıktı. Ateşim mı vardı? Hissetmedim. Hala yorgun olduğunu hissediyordum. Ben farketmeden yanaklarım islanmisti bile. Ağlaya ağlaya uykuya daldım.

Dadimin saclarını oksamasiyla uyandım."Yavrum nasıl oldun?" demesiyle hersey gözümün önüne geldi. "İyiyim" diye bir seyler zirvaladim. Gercekten kötü hissediyordum çünkü."Yavrum yemeğe seni bekliyorlar. Hadi hazırlanmana yardım edeyim." dedi sevgili dadicigim. Hiç gitmek istemiyordum ama bensizlikten başlamazlar ki. Biraz oturup kalkarım diye düşündüm. Dadin siyah pantolonumu ve çizgili gömleğimi giymeme yardım etti. Aşağı indiğimiz de herkes masya oturmuş ve beni bekliyorlardı."İyi mısın?'' diye sordu sevgili annem. Kötüyüm diyecek durumda değilim. "İyiyim" dedim gülümsemeye çalışarak. Yemek merasimi çok kısa sürmüştü. Ya da bana öyle gelmişti. Bilemiyorum. Tam ben masadan kalkacakken annem "Yavrum tatil İsini erteleyelim istersen?" dedi. Sanki zaman dondu. Kahvesinin yanındaki cikolatayla uğrasan babam, elindeki tepsiyi taşıyan emektar hizmetçimiz rita, ve kravatını düzeltmekle uğrasan Lenard dönüp bana baktı. Aklımdan bir sürü düşünce gecti. Ne yapacağımı bilemedim. Gitsem belki iyi gelecek belki daha kötü hissedicem. Birden "Gideceğim anneciğim" deyiverdim. Lenard in suratına tatlı bir gülümseme yayıldı. Annem hah söyle der gibi kafasını sallıyordu babamda hiç tepki vermeden çikolatasına geri dondu. Hemen yukarı çıktım. Aah tanrım ne yaptım ben? Keske öyle söylemeseydim hiç bilmediğim bir yere ask acısıyla gideceğim. Bu Lenard a da büyük bir haksızlık. Belki de biraz rahatlamaya ihtiyacım vardı. Dadima kuveti hazırlamasını söyledim. Guzel bir banyo iyi gelecek bana.

Kuvetin icine girerken bir an parmaklarımın yandığını hissettim. Ama biraz sonra alıştım. İcine girince köpükler içerisinde kaldım. Sanırım dadim sudan çok köpük koymuş. Ben kopuklerle eglenirken Lenard içeri girdi. Bir anda gözleri büyüdü. "Afedersin seninle konusmak için gelmiştim. Çok özür dilerim" dedi ve çıktı. İyi ki köpükler üzerimi kapatıyordu. Aah dadicigim sana minnettarim. Ama Lenard in sürat ifadesini görmeniz lazımdı. Gözleri yerinden fırlayacak gibi oldu. Ağzı düşecek sandim ahahahaha. O özür dileyisi daha komikti hem de. Tatil Eğlenceli geçecek diye düşündüm. Artık bu kuvetten çıkmam lazım yoksa ya daha kötü hasta olacağım ya da yine birine yakalanacağım. Hemen giyindim.

Saçlarımı tararken Lenard içeri girdi "Gercekten özür dilerim. Sadece konusmak istemiştim. " dedi.kendimi tutamayip kikirdadim. " Önemli değil. Sen benimle ne konuşacaktın?" dedim. Kizarinca anladım ki tatilden konuşacak. "hiic ne zaman gelecegini falan soracaktım " dedi. Bunu ben hiç düşünmemiştim." Bilmem ki bana her gün uyar. " deyiverdim."Tamam o zaman ben çıkıyorum sen de saclarını iyi kurula bir daha hasta olmanı kimse istemez" dedi. Vaay canına demek iyi olmamı isteyen birisi var. "tamam" dedim ve çıktı.

Ben de rahat bir uyku için yatağıma yattım. Bir o yana bir bu yana uyuyamadim bir türlü. En sonunda üzerime bir şey alıp bahçeye çıkmaya karar verdim. Ses çıkartmadan aşağıya indim. Tam bahçe kapısını acıyordum ki arkamdan biri kolumu tuttu. Nasıl korktuğumu anlatamam. Düşünsenize karanlıkta aşağıya iniyorsunuz tam bahçe kapısını acacaksınız ve biri kolumuzdan tutuyor. Korkunç. Kucuk bir ciglik atarak Arkamı hizlica dondüm. Kim dersin Lenard. Ne arıyordu bu cocuk gece gece burada? "Uyuyamadim sanırım sende ?" dedi ukala şey sanane ya sanane "Evet ama beni çok korkuttun" dedi. "Dışarıda oturalım mı?" dedi sanırım bu sinirle yukarıya çıksam bir tarafları kırıp dökerim. "Tamam" dedim. Dışarı da hava çok güzeldi. Ilık bir rüzgar esiyordu ama usutmeyen bir hava vardı. "Sanırım baya korktun hahaha " diye küçük bir kahkaha attı. Yok korkmadım korkmuş gibi yapmak diye bı fantezim var. Uykumu olunca çok sınırlı oluyorum bı de bu gelince.. "Evet" dedim. "Ben yarın gidiyorum." dedi. İyi git banane diyecektim ama ay ışığı suratına vurunca daha bir karizmatik olmuştu sanki. "Peki" dedim. "Yani bu demek oluyor ki sen de benimle geliyorsun " dedi. Haa? Pardon ? Nasıl hazırlanacağım ? Niye bu kadar erken ?

BAZEN SADECE...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin