22- İlaç

389 41 10
                                    

Özledim kız sizi <3
Kitabı lütfen fantastik okuma listelerinize eklemeyin. Lehep gerçek. Fantastik bir karakter değil hemen yanımda şu an seviyoruz sevisiyorz

Okuyun hadi, öptüm

Bir eve geldiğimizde hayretle bakmıştım etrafa. Afrika'da böyle modern yerlerde mi vardı? Kilden evler bekliyordum. Belgesellerde hep böyleydi. Oysa dışarıda küçük bir havuz bile görmüştüm.

Yan odadan gelen sesler kesildiğinde bende tırnaklarımı yemeye son verdim. Gitse miydim yoksa kalsa mıydım? Bilemiyorum açıkçası.

Kararsız olsamda ayaklandım. Son kez kontrol ettim üstümü başımı. Hiçbir yeri kapatmayan elbisemi biraz toplamaya çalışıp yavaşça açtım kapıyı. Yerde ölü bir beden görmek şaşırtıcı değildi ancak yanında nefes nefese kalmış, burnu kanayan Ali'yi beklemiyordum. Sırtını duvara yaslamış, öne uzatmıştı uzun bacaklarını. Gömleğinin üstten açtığı iki düğmesi de göğsünü göz önüne sermişti. Terlediği buradan belli oluyordu.

"İyi misin?" diye sordum endişeyle. Garip bir gün olmuştu ikimiz içinde. Gecesinde çıkmıştı tüm yorgunluğu. "Burnun kanıyor."

Fark etmemişti ben söylemeyene kadar. Elinin tersiyle silip gülümsedi. Titriyordu elleri ama "İyiyim." dedi.

Yanında yatan ölüye baktım. Onun adına herhangi bir üzüntü hissetmemiştim. Yine de kaçırdım gözlerimi, görmemezlikten gelip Ali'ye yürüdüm. Önündeki şişliği de o zaman gördüm zaten. Kaşlarım çatıldığında şirince gülümsedi. "Kan k- kokusu... Beni biraz gevşetiyor da."

Pekte biraz değildi sanki.

Eğilip yandan şekilde bacaklarına oturduğumda kaşları çatıldı. Umursamadan elimi burnundaki kana uzattım. "Bu normal mi?"

Hıhı gibi bir ses çıkarıp parmaklarıyla bacağımı okşadığında gülümsedim cilveyle. "Burası pek uygun bir yer değil sanki." dedim elini tutup önüne indirirken ama bence onun için tam şu an tam zamanıydı. Kabarlığın üstüne oturmuştum.

Sanki tam dibinde değilmişim gibi beni daha çok kendine çekip bastırdığında kaçırdın gözlerimi. Şansa bakın ki kaçırdığım yer ölü adamın açık gitmiş, bize dönük gözleriydi. İğrençti.

Tekrar döndüm Ali'ye. Transa girmiş gibiydi. İnsan bakışlarında kendini dünyanın en güzel kadını hissediyordu.

Tekrar parmaklarının tersi bacağımda dolaştığında karnım kasılıyordu. Bence o da aynı şeyleri hissediyordu. Belimdekini elini sıkılaştırıp eğildi dudaklarıma. Kısa ve sesli bir öpücük bırakıp geri çekildiğinde yüzümde, dokunduğu her yer gibi dudaklarımda yanıyordu.

"İstemezsen-"

"İsterim." diyip lafını böldüğümde tekrar uzandı dudaklarıma. Az önceki gibi küçük değildi. Sivri dişlerini alt dudağıma geçirmişken bir yandan da emiyordu.

Sırtım sert bir şekilde yerle buluştuğunda Ali'nin parmaklarını bacağımdan yukarıya çıktı. Karnımdaki ağrı yetmiyormuş gibi o kadar hoşuma gitti ki bu gözlerim doldu şevkten. Dudaklarımdaki dudaklarını yavaş yavaş çeneme, boynuma indirdi. Elbisemin açıkta bıraktığı kadarıyla gerdanıma kadar inip derin bir nefes aldı.

Ölüye baktım. Burada olmasa iyi olurdu şahsen. Bir gözü hâlâ üstümüzde gibiydi.

"Mahfer, evleniriz değil mi?" dedi art arda göğsüme kondurduğu öpücüklerin arasında. Elbise onu rahatsız etmiş olacak ki tuttuğu gibi aşağı doğru çekti. Yırtılma sesi odayı doldururken ben kadifeyi nasıl yırtmıştı onu anlayamamıştım. Kumaş kadar kolay yırtılmazdı çünkü. Pamuk gibi ikiye yarmıştı.

Kod Adı: LEHEPWhere stories live. Discover now