15- Süleyman

738 62 22
                                    

Hatırlatma
Yeteri kadar su içmeyi ve yorum yapmayı unutmayın
Hatırlatma bitti

∆∆∆

Etrafın sessizliğinden boğulup yavaşça açtım kapısını. Sadece başımı uzatarak baktığımda uyuduğunu görmüştüm. Ses yapmamaya dikkat ederek girdim içeri.

Belki telefonumu komodinin üzerinden alırsam vakit geçer diye düşünüyordum. Üstelik Batı'yla her gün konuşan ben, bu iki günde telefonumu elime bile almamıştım. Merak ettiğini biliyordum.

Tam telefonuma uzandım, sesini duydum Ali'nin. "Sizi kovmuştum."

Baktığımda hâlâ gözleri kapalıydı. "Süleyman kalmamı söyledi." dedim sakin tutmaya çalıştığım sesimle. Hastaydı, alttan alıp nazını çekebilirdim.

"Burası onun evi değil, benim ve ben gitmenizi istiyorum."

"Sen getirdin beni buraya. Çok istiyorsan kalk bırak evime." diyerek telefonumu aldım. Geri dönüyordum ki cılız çıkan sesi yüzünden durdum.

"Gelsene."

Kesinlikle maldı.

Yavaşça gidip yatağın kenarına oturdum girerken yaptığım aynı sessizlikle. Yüzüne bakmadım. Kovulmaktansa telefonla oynamak daha iyiydi.

Kesik bir inleme duydum ama bakmadım. Sonra bir kez daha. Dirseğimin hemen üstünden tutulduğumdan sonunda bakabildim yüzüne. Yatakta benim olduğum yere kadar gelmişti. Kolundaki yenilenmiş serum çıkmıştı. "Gel."

"Geldim ya."

"Yanıma." diyerek sözde yanına çektiğinde gülümsememek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Sözde diyorum çünkü gücü, kuvveti o kadar yoktu ki... Israr etmesine kalmadan uzandım yanıma. Kolunun üstündeydi başım. Yan dönmüştüm ona doğru ama düştüm düşecektim.

"Kaysana yana." dediğimde cıkladı. "Üstüme gel." dedi ağzının içinde.

"Az önce kovuyordun."

Sessiz kaldı dediğime. Gözlerini kapatmıştı. Belli ki bayağı halsizdi.

"Adanın yanına gitmedim. Parmaksızın yanına yani... Yerimizi belli etmemek için ama bence umurlarında da değil. Süleyman hiç sormamıştı. Herhangi bir şeyi aradığını da görmemiştim. "Bilgisayar da iyi. Güvende."

"Ben değilim." dedi göz kapaklarıyla örttüğü elalarını açarak. "Kimliğimi, evimi, her şeyimi biliyorlar."

"Sordum. Seni bununla tehdit etmeyeceklermiş. Bir de devlete çalışıyormuşsun. Doğru mu?"

İki yana salladı başını "Hayır." diyerek. Sonra durdu. "Belki de evet. Bilmiyorum."

Daha fazla soru sormadım cevaplarından korkup. Tırnaklarıma odaklandım doğru cevabın hayır olduğunu umarak. Başımın altında olan kolunu kırarak saçlarıma uzandı, bir tutam alıp oynadı. Bir süre sonra o tutamı da bırakıp başka birine dokundu. "Kortun mu? İlk defa çatışma altında kaldın."

"Başka şeylere korkmaktan zaman olmadı." dedim. Aklım çıkmıştı ona bir şey olacak diye. Yaşadıklarımın şokuna ulaşamamıştım daha.

Buna da sessiz kaldı. "Yolla o adamı." dediğinde bir an boşluğuma geldi, anlamadım kimi diyor. "Süleyman'ı mı?" diye sordum anlamayarak. Sonunda yüzüme bakabildi beyefendi. Yukarıdan değdirdi ela gözlerini.

"Süleyman Beyi." dedi ters ters. Sinirlenecek ne vardı?

"İki gün gözümüzü kapattık. Ne çabuk Süleyman oldu? Yabancı o."

Kod Adı: LEHEPWhere stories live. Discover now