32.BÖLÜM

1K 78 35
                                    

Eve girdikten sonra, Ada uyanmış ve şuan annemle sohbet ediyordu. Diğerleriyle tanışmıştı fakat annemi daha çok sevmişe benziyordu.

Gece yarısını geçmişti, ve benim uykum gelmeye başlamıştı. Mutfaktan salona geçip Deniz abimin yanına oturdum. Onlarla beraber televizyon izlerken gözlerim yavaş yavaş kapandı.

💐💐💐

"İlgi abla!" Diye bağıran bir ses duydum. Odamın kapısı açıldı ve küçük adımlarla yatağıma yaklaştı.

"Bakim uyanmış mı? Hayıy." Diye konuştu Ada kendi kendine. Gülümsememek için kendimi zor tuttum.

"İlgi abla, uyan aytık. Ebyu teyzem çağırıyoy." Gözlerimi kısarak açtığımda, heyecanla gülümsedi.

"Günaydınn!" Dedi neşeyle.

"Günaydın Ada," Dedim ve yatakta doğruldum. "Sen buraya otur beni bekle. Ben elimi yüzümü yıkayıp geleceğim sonra beraber aşağı ineriz." Başını sallayıp dediğim gibi yaptı ve yatağıma oturdu. Lavaboya girip hızlıca işlerimi hallettim ve bileğimdeki tokayla saçlarımı topladım. Odaya geri geçtikten sonra Ada'yla beraber aşağı indim. Güzel bir kahvaltı bizi bekliyordu.

🎀🎀🎀

"Tamam dedim ya Sinan. Anlaştık." Dedim ellinci defa.

"Bak şimdi. Yarım saate sizin evdeyiz. Hazırlanmış ol. Haydi bücürük." Dedikten sonra telefonu suratıma kapattı. Gülerek dolabımın karşısına geçtim. Farklı bir şeyler denemek istiyordum. Sürekli benzer kombinler yapıyordum. Bugün ufak bir değişiklik yapabilirdim.

Üstüme balıkçı yaka, kolsuz, beyaz bir crop ve altıma da çok kısa olmayan beyaz bir şort seçtim. Üzerime de ince bej renginde bir kazak aldım. Bunu omuzlarıma atacaktım. Hızlıca üstümü giyip saçımı tepeden sıkı bir topuz yaptım. Gideceğimiz yer için açık saç pek rahat olmayabilirdi.

Converse'lerimi de giydikten sonra aşağı indim. Barkın bahçeye çıkmış diğerleriyle sohbet ediyordu. Onların yanına gittiğimde Sinan hafifçe koluma vurdu.

"Kız bücürük, demedim mi ben sana geldiğimizde hazır ol diye. Abinim ben senin. Abiler bekletilmez." Onun oyununa ayak uydurarak,

"Peki abi." Dedim. Sonra kolunu omzuma attı fakat daha yürümeye başlamadan bir başka el, hatta iki el tarafından arkaya çekildim. Geri geri giderken iki kolun da sahibine baktım.

Bulut ve Demir. İkisi de bana bakmayı bırakmıştı. Çatmış oldukları kaşlarıyla birbirlerine bakıyorlardı. Hepsi erken yaşlanacak hee. Birkaç saniye onların bakışmaları ile geçti, hemen sonrasında Güneş koluma girdi. Diğer koluma da Açelya geçtiğinde önden yürümeye başladık. Onalr da arkamızdan geliyorlardı.

"Oyuncak gibi çekiştirdiniz beni. Kollarım sündü be!" Dedim. Sohbet ederek yürürken alışveriş merkezine vardık. Çok fazla gezsek de gezmekten sıkılmayan bir gruptuk. Bugün de karaoke yapmaya karar vermiştik. Güneş ve benim ilk deneyimimiz olacaktı. Biraz heyecanlıydık.

Alana vardığımızda bize yukarı kata çıkmamız, ödemeyi orada yapmamız söylendi. Hep beraber yukarı çıktık fakat burası karanlıktı.

"E hani, kimse yok. Ayrıca burası karanlık." Dedi Barkın.

"Kimse var mı?" Diye bağırdı Açelya. Sesi boş alanda yankılandı.

"Aloo! Kime diyoruz oğlum biz! Pişt, kapı kolu abi. Sen biliyor musun buraya kim bakıyor?" Sinan kapı koluna dönmüş konuşuyordu. Gerçekten manyaktı bu çocuk.

"Ee ne diyormuş Sinan, kim bakıyormuş buraya." Sinan kapı kulbuna başını salladı.

"Valla İlgisu, diyor ki. Siz aşağı inin. Görevliye söyleyin o birazdan gelir diyor."

İLGİ/GERÇEK AİLEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin