- 5.3 -

8.3K 422 106
                                    

Normalde bu bölümü yarın atacaktım fakat önceki bölüm çok normal ve sıkıcı geçmiş, sizi öyle bir bölümle bırakmak istemedim. Final'den önceki bölüm sizlerle... :)

Yol sessiz ve sakince ilerlerken bense ne konuşacağımızı düşünüyordum. Bakışlarımı Erdem'in yan profiline çevirdim, onu normalden kat kat daha ciddi olduğunu görmemle yutkundum. Ölüm sessizliği vardı aramızda.

Araba hiç bilmediğim bir yola girdiğinde bakışlarımı önüme çevirdim. Zaten pek tanımaz, bilmezdim Hakkari'yi. Uzaktaki sarı ışıkların yüzümüze çarpmasıyla bir restorana geldiğimizi anlamıştım.

Altımda siyah bir etek, üstümde de beyaz bir gömlek vardı. Bunu da okula uygun seçmiştim, doğrusu pek de güzel gözükmediğimi düşünüyordum.

Araba durduğunda gerginlikle yutkundum. Erdem indiğinde eteğime dikkat ederek arabadan indim. Kapıyı kapatmamla araba anahtarıyla arabayı kilitledi.

İkimiz beraber mekanın içine girerken titrek bir nefes verdim. İçeriye girer girmez takım elbiseli bir adam yanımıza gelip bizi bir masaya yönlendirdi. Erdem başıyla teşekkür ederek gösterdiği masaya ilerlemeye başladı.

Sandalyemi çektiğinde gülümseyerek oturdum, o da karşıma oturup garsonu çağırdı. İkimiz de siparişlerimizi verip garsonun uzaklaşmasını izledik.

"Erdem, lütfen konuşalım şu konuyu." Dayanamayarak konuştuğumda Erdem gülümsedi sadece, arkasına yaslandı.

"Meraklısın Alev, biliyorum ancak yemekler gelince uzun uzun konuşuruz."  Bıkkınlıkla nefesimi verip başımı aşağı yukarı salladım. Ellerimi kucağımın üstünde birleştirip bakışlarımı etrafta gezdirdim.

Birkaç dakikaya yemekler geldiğinde garsons teşekkür edip bakışlarımı Erdem'e çevirdim. Erdem ona baktığımı anlamış olmalı ki gülümsedi. Garson yanımızdan ayrıldığında Erdem konuşmaya başladı.

"Bu konuşmayı fazla uzatmak istemiyorum, Alev. Uzun zamandır tanışıyoruz, sevgiliyiz." Yutkunup devam etmesi beni daha da endişelendiriyordu. "İlk başta bir mesajla başlayan konuşmanın buraya kadar ilerleyeceğini doğrusu tahmin edemiyordum. Bu kadar yakın olacağımızı ve sevgilim olacağını..."

"Evet?" Tüm dikkatimle onu dinlerken o ise bakışlarını gözlerimden ayırmıyordu.

"Aramıza Altay, Zeynep Sude gibi kişiler girmeye çalıştı. Aramıza bu soğukluk girdi, düşünme şansım oldu." Derin bir nefes alıp ellerinden birisini cebine götürdü. "Ve seni çok seviyorum Alev, bu insanlar ve olaylar fikrimi hiç değiştirmedi, sensiz yapamayacağımı fark ettim. Ben seni hâlâ çok seviyorum, ama..."

"Ama?" Ama diyene kadar her şey çok güzel gidiyordu. Yüzümdeki gülümseme yavaş yavaş solarken devam etti.

"Ama ben artık sevgilim olmanı istemiyorum." Gözlerim korkuyla ve şaşkınlıkla büyüdüğünde cebindeki elini çıkarıp masanın üzerine bir yüzük kutusu çıkardı. Bakışlarım yüzük kutusu ve onun gözleri arasında mekik çekiyordu. "Artık benim karım olmanı, ailem olmanı istiyorum."

"Erdem!" Şaşkınlıkla gözlerim doldu. Ellerimle ağzımı kapatıp dolan gözlerimi ona çevirdim. Bu konuşmanın sonunu böyle düşünmüyordum, kesinlikle aklımdan geçen bu değildi.

"Dünyalar güzelim, benimle evlenir misin?"

"Evet!" Başımı hızlıca onaylar şekilde sallayıp Erdem'in yüzüğü takması için elimi ona uzattım, yüzüğü parmağımdan geçirmesiyle heyecanla elime baktım. "Erdem, çok güzel."

"Sürpriz yapabilmek için kendimi 1 haftadır nasıl tutuyorum bilemezsin. Yolda bile bir şey çaktırmamak için kendimi zor tuttum." Gülümseyerek konuştuğunda dayanamayarak ayağa kalktım ve yanına ilerledim heyecanla. Sandalyesini bana doğru çevirip ayağa kalktı. Kollarımı ona sardığımda o da kollarını belimde birleştirdi.

"Benden ayrılacaksın sanmıştım." Diye mırıldandığımda Erdem yüzümü görebilmek için benden uzaklaştı. Kaşlarını çattı şaşırmış bir şekilde.

"Fazla mı soğuk davrandım?" Başımı onaylar şekilde salladım sadece, küçük bir gülümseme oluştu yüzünde. Yüzüme küçük küçük bir sürü öpücük kondurduğunda dayanamayarak dudaklarına dudaklarımı sert olmayacak şekilde bir öpücük buraktım. Yanakları tekrardan kıpkırmızı olmaya başladı, bu adamın utancına bayılıyordum. "Seni çok seviyorum."

"Ben de seni çok seviyorum." Diye mırıldanıp kafamı göğsüne yasladım. Şu an hayal ettiğim o anı yaşıyordum. Sevdiğim adamdan evlilik teklifi almıştım. Gülümsemem büyürken nereden nereye diye geçirdim. İzmir'deki ilkokulumdan ayrılıp Türkiye'nin öbür ucundaki bir şehirde hayatımın aşkını bulmuştum.

Tek bildiğim şey mutlu olduğum, ve bunun hiç bitmemesini istememdi.

Son Mesaj|TextingWhere stories live. Discover now