14. YABAN MERSİNİ

16 2 3
                                    

YAĞMUR ÇEVİK

Kübadaydım.
Bir süredir olmam gereken yerde.Aslında kafamda uzun zamandır var bu düşünce.

Kimi kandırıyorsun ki Açelya?

Yağız'ın acı tarafı-
Var mıydı öyle bi tarafı?
Varmış.

Buraya gelmemin nedeni babamdı.Yani elbette Yağız'dan uzaklaştım ama neticede Küba ya gelmemin tek sebebi babamın burda olmasıydı.Evine ilk günden gidemezdim.Dün mektubu bırakmış ve yola çıkmış henüz yeni gelmiştim.Uçaktayken rezervasyon yaptırdığım otele geldim.Bir avize karşılıyor sizi.O kadar büyükki,beşinci katından zemin kata kadar uzanıyor.
Birinin kafasına düşerse büyük ihtimalle öldürür.

Resepsiyona doğru yürüdüm.
Bilgilerim aktarırlarken kenarda mavi renkli bir içecek dikkatimi çekti.Yaban mersini çok bulunmadığı için ahududu ya da böğürtlen aroması vardı büyük ihtimalle.
"Biraz bekleteceğiz,odanız on beş dakikadan hazır olur."dedi kadın.
Kafamı sallayıp oradaki koltuğa oturdum.Şu içeceği çok merak etmiştim.Rengi beni cezbetmişti.Doğruldum ve içecek doldurma kısmının yan tarafından bir bardak aldım.
Tadına baktığımda aslında böğürtlenli değil yaban mersinli olduğunu anladığımda tadı da rengi gibi çok güzel geldi.

"Allah aşkına defol git ya!"
Arkamda bi kadın ve erkek kavga ediyordu.
"Seninle beş yıl nasıl yaşadım acaba?"Baya şiddet yüksek sesle konuşuyorlardı."Asıl ben,bu Küba denen zıkkım yerde öğrendim ne bok biri olduğunu.."
Kavga uzadı.Sebebini bilmiyordum ama o çift için bazı şeyler eskisi gibi olmayacaktı sanırım.

Tıpkı Yağızla ben gibi..Aklımdan çıkması gerek.Gerçek düşüncelerini öğrendikten sonra hala onu düşünemem ki.Atıveririm kalbimden.

Ama neden diye merak ediyorum.Neden böyle yaptı?
Neden sever gibi davrandı sonra tekmeyi bastı?
Neden bana aşkı öğretip aslında öğretmen olmadım dedi?
Neden...
Neden neden oldu bütün bunlara?
Binlerce neden istiyorum.
Binlerce kez..

...

SELİN YILDIZ

3/10/2029

Hava kararmış.
Güneş batmış.
İnsanlar yürüyor.
Köpekler havladı iki üç dakika önce.
Sanırım ben de bir kriz geçirdim.
Pek hatırlamıyorum.Daha doğrusu hatırlayamıyorum.Kriz anlarında bayıldığımdan bilincimi kaybediyorum ve zihnimde kalmıyor o anlar.

Tam 67 gün oldu.( bayılmadan önce 11.saat oluyordu kaç saattir baygınım bilmediğimden net bir saat diyemiyorum.)
Tam 67 gündür yok.Ölü.
Tam 67 gündür yokum.Ölüyüm.
Tam 67 gündür yanımda değil;nefesini bırak,kokusunu geç,varlığını bile hissetmeyeceğim kadar uzağımda.
67 ye bir sürü şey sığdırabilirim.Ama onun yokluğu sığmıyor,taşıyor.

Belki bir gün ölecek.
Şu an varlığı yok ama belki bir gün yokluğu da olmayacak.
Bunu düşündüğümde geçen gün intihara kalkışmışım doktor öyle dedi.

Şu an hiçbir şey hissetmiyorum,rahatım,ilaçlar sayesinde nötrüm,sadece nefes alıyorum sanıyorlar.Öyle değilim.Öyle olmadığım gibi bu tanımların aksiyim.

Ruhum kelepçeli gibi hissediyorum,onun da elleri kelepçeli.
Şuurumu kaybetmişcesine rahatsızım,onu kaybettim aslında.
Siktiğimin ilaçları beni iyileştiriyor sanıyorlar.Her gün daha kötüyüm ben.Onsuz kötüyüm aslında.
Nefes almak dışında hiçbir şey yapamıyorum diyorlar ama ben nefes de almıyorum.
Onsuzum.
Yoksulum.
Ölüyüm.
Bedeni var,ruhu yok olanlardanım.
Yakında bedenim de olmayacak sanırım.

O bir gün ölürse ne yapacağımı düşünemiyorum,bayılıyorum çünkü.
Ama sanırım gerçekler bayıltıyor insanı.
Gerçekler yıpratıyor.

ENGELWhere stories live. Discover now