1.4

17.2K 741 11
                                    

kararlılıkta benim gibi olun, günün ikinci bölümü
**

Hayatınızda garip şeyler olabilirdi. Mesela hayatınız boyunca tanıdığınızı sandığınız bir insanı aslında hiç tanımıyor olabilirdiniz. Ya da o kişiye aşık da olabilirdiniz.

Ben her zaman, ilkinde karar kılabilseydim ikinci seçenek çıkmazdı diyenlerdenim. İkinci seçenek daha mantıklıdır modunda olurdum. O yüzden hep ikinciyi seçerdim.

Hayatım hep ikincilikleri seçerek olmuştu zaten.

Ailemin bile ikinci çocuğuydum.

Abimle çok sık kavga etsek de o her şeyimi bilmese de, ilk yardımıma koşan kişilerdendi. Sadece çok sık kalbimi kırardı.

Dün gece, olanlardan ve hislerinden bir tık abime bahsetmiştim. O da bunları destekliyordu. Yani o da farkındaydı, Reha'ya karşı duygular beslediğimin Reha'nın bana karşı bir şeyler hissettiğinin.

Abim bile fark etmişti yanisi.

Reha tahtaya soru yazıyordu, biz de deftere geçiriyorduk. Sorular kolaydı. Sürekli aynı tarz soru yazıp bizim çözmemizi bekliyordu.

Kendi sorunlarını da böyle çözer misin be Reha Yüksek?

"Hocam," diyerek el kaldırdığımda herkes bana bakmıştı. Özellikle benim ekip sırıtıyordu. Sırıtmasanıza oğlum!

"Farklı tarzda mı soru çözsek?"

Kaşlarını kaldırıp kollarını göğsünde birleştirdi. "Sıkıldınız mı hanımefendi?" üzgün bir yüz ifadesiyle kafamı salladım.

"Bu konudan üç test ödevin var o zaman Duru." ağzım açık kaldı. Ne diyordu bu arkadaş ya? "Ama ho-" kaşlarını kaldırdı. "Yapacak bir şey yok." kararı netti. Kafamı salladım. Bir şeyi vardı ve ben bugün üzerine oynayacaktım. Ne yapayım yani şimdi?

"Hocam," Peri, Kubilay'ın en yakın arkadaşıydı. Bu ikili bizi çileden çıkartıyordu. Hüma fısıldadı. "Bak şimdi balım, nasıl cilve yapacak?"

"Biraz daha bu konudan soru çözsek?" diye mırıldanıp uçlu kalemin arkasını dudaklarına yasladı. Höst lan! Benim olana yavşayamazsın.

"Sen de evde üç test çözüyorsun Pınar." dediğinde kıkırdadım. Sesimi duyduğu gibi kafasını bu tarafa çevirdi. Ben deli gibi gülmeye başladım. "Neye gülüyorsun?" dediğinde kahkaha atmaya başladım. "Ho-ho." karnımı tutmaya başladığımda "Ö-Özür dilerim." dedim ve derin nefesler almaya başladım. Durmuyordu. "Adı hocam," dedim ve suyumdan bir yudum aldım. "Adı Pınar değil. Boşluğuna geldi."

"Her neyse," dedi ve soruyu çözmeye başladı. Ardından birkaç soru daha yazarken vakit epey ilerlemişti. Kolumdaki saate baktığımda kaşlarım çatıldı. Dersin bitmesine az kalmıştı.

Tahtadaki soru kolaydı ama o uzun yoldan çözüyordu. "Acaba hocam," dedim elimi kaldırıp "Sorunu farklı bir yolla mı halletsek?" dedim ve sıra arkadaşımın, Hüma'nın, kağıdıma baktığını gördüm. Hayır, dediğim sorun kesinlikle tahtadaki kimya sorusu değildi.

"Nasıl çözeceğiz Duru?" arkama yasladım. Hüma  fısıldayarak "Soruyu okumamışsın bile Duru," dediğinde gülümsedim. Ciddi bir şekilde beni dinliyordu. Göz ucuyla tahtadaki soruya baktım. Bir yanma tepkimesi vardı.

"Deneme yanılmayla, belki tepkime sandığımızı değil de ummadığımızı gösterecek."

Benden hoşlandığını abim bile anlamıştı, bir türlü itiraf etmemişti.

**
açıklama kısmındaki bölümü de yazdığımıza göre uzunca bir süre yeni sahneler hayal edelim 🫦🫦

KİMYA REHASI | yarı textingWhere stories live. Discover now