5 : Voleybol Maçı

1.5K 90 244
                                    

"Sakin olmam lazım! Sakin olmam lazım!" Dizliklerimi düzeltip sıramdan kalktım ve ellerimin titremesine engel olamayarak boş sınıfta bir oraya bir buraya volta atmaya başladım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Sakin olmam lazım! Sakin olmam lazım!" Dizliklerimi düzeltip sıramdan kalktım ve ellerimin titremesine engel olamayarak boş sınıfta bir oraya bir buraya volta atmaya başladım. Birazdan voleybol maçımız vardı ve çok heyecanlıydım.

Kendi kendimi sakinleştirmek ister gibi kendimle konuşmaya başladım.
"Tamam sadece sakin ol ve maça çık. En iyisini yap. Yapabilirsin kızım!" deyip güç topladığıma inandım ve kapıya döndüm.

"Yapabilirim..yapabilirim..Ay!" Kapının aniden açılmasıyla Hürkan kafasını içeri soktu. Beni görünce gözlerini sınıfta gezdirdi.

"N'apıyorsun sen burada?" deyip içeri girdi. Kapıyı kapatıp önünde durdu. Ellerim daha çok titriyordu. Engel olamıyordum. Hürkan ellerime bakıp hızlıca ellerime eğildi. "Hey hey!" Ellerimi sıkıca kavrarken şu an onu geriye itemiyordum. Sıcacık elleri ellerimi ısırıtken umarım bir daha elimi tutarda suratına yumruğu geçiririm diyerek dua ettim.

Konuşamıyordum, çenem titriyor gibiydi.
"Hürkan.." dedim zar zor çenemi oynatarak. "Ben çok stres oldum! Ben çok-" Hürkan beni bir sıraya oturtup ellerimi bırakmadan önümde eğildi.

"Tamam sakin ol. Şimdi birlikte sakinleşeceğiz. Senden tek istediğim şu," deyip koyu kahve ve yeşil olan harelerini benim açık kahverengi harelerimle buluşturdu.

"Ne dersem onu yapacaksın." Başımla hemen onu onaylarken Hürkan ellerini ellerimden çekti. Sağ bileğimi tutup baş parmağını damarımın üzerine bastırdı.

"Derin nefes al, ver." Dediğini yapıp derin derin nefesler aldım. On saniye sonunda sağ bileğimi bırakıp sol bileğimi kavradı ve aynı işlemi uyguladı. Bunları yaparken suratında en ufak bir zorbalık yapacak gibi durma kırıntısı yoktu. Aksine çok şevkatli bakıyordu gözleri.

"Şimdi ayak bileklerine de aynı şeyi yapacağım. Bu sırada sen ciğerlerine temiz nefesi doldurmaya devam et. Tamam mı?" Başımla onu onaylarken bu sefer bir eli ayak bileğimdeki damara bastırdı. Benimle birlikte derin derin nefes alırken, kendimi daha iyi hissediyor gibiydim. Ellerini ayak bileklerimden çektiğinde beni ayağa kaldırdı.

"Ayaklarını salla, bileklerini salla. Silkelen bi'." Dediklerini son kez yapıp el ve ayak bileklerimi salladım. Hürkan hızlıca bir elimi tuttu.

"Titreme durmuş. Çabuk oldu." deyip elimi bıraktı. "Şimdi, hızlıca bir moral konuşması." deyip bu sefer omuzlarımı tuttu.

"Ecem Karaaslan," dedi ve dudaklarını birbirine bastırdı. İlk defa bu kadar yakın duruyorduk. Aramızda on santimlik bir mesafe vardı.

"Bu maçı kazanacaksın. Elinden gelenin en iyisini yapıp kazanacaksın!" Gülümserken gaza gelmiştim bile.

"Nesin sen doktor falan mı?" diye sordum. Hürkan sırıtıp soruyla cevap verdi. "Kazanacak mısın?"

"Kazanacağım!" Tekrar sınıfın kapısı açılıp Kaan içeri girdiğinde ona baktım. Hürkan hızlıca benden ayrıldı. Kaan'da omuzlarımdan tutup sarsmaya başladı.

Bi' Özür İstiyorum -Hugola. [TAMAMLANDI]Where stories live. Discover now